üç

438 34 3
                                    

renjun evimden gittikten sonra bir süre daha yatakta oyalanmıştım. Daha sonra da fark etmeden zamanın hızlı geçtiğini ve akşam yemeği saatine az bir süre kaldığını gördüm.

yatağımdan kalkarak banyoya gittim ve işimi hallettikten sonra dolabımın önünde durdum. ne giymeliydim?

bir süre daha düşündükten sonra elime beyaz ince ve vücuduma büyük duran bir tişört ve altına da siyah dizleri yırtık kot pantolonumu alarak üzerimi değiştirdim. saçlarımı da kendi haline bıraktıktan sonra hazırdım.

odamdan çıkarak annemin yanına mutfağa ilerledim. yine döktürmüş....

-anne

-jaemin hazır mısın?

-evet de babam nerde?

-bugün eve geç gelecek.

söylediği şeyden sonra kafamı sallamakla yetindim. son günlerde sürekli eve geç gelirdi ve erken giderdi babam. eskisine göre iletişimim de azalmıştı. açıkçası buna üzülmüyor değildim...

çalan kapı ile kendime gelerek anneme seslendim

-ben bakarım annee

kapıyı açınca ilk önce lee teyzemi gördüm. yine çok güzeldi. bu kadın asla yaşlanmıyor ya.

-jaemin? ne kadar büyümüşsün sen çok da yakışıklı olmuşsun

-teşekkür ederim teyze. sende hiç değişmemişsin aksine daha güzel olmuşsun

-aman canım, annen nerede

-buyrun içeri. annem mutfaktaydı

lee teyzemle olan sohbetten sonra içeriye geçerken jenonunda içeri girmesini bekledim.

hoşgeldin demeli miydim? ama suratıma bile bakmıyordu.
gerçi ev sahibi biziz o misafir.

en kötü ne olabilir ki?

hadi olum jaemin göster kendini

derin nefes al ver ve hoooop

-hoşgeldin jeno

sesimi duydu.

bana baktı..

ve ilerledi...

cidden neden böyleydi? boş gözlerle beni süzüp içeriye gitmesi de ne demekti? benim bildiğim tanıdığım aşık olduğum jeno neden bana artık duvar örüyordu? neden eskisi gibi kalamıyorduk?

———————————————-

yemekleri yerken jeno ile asla konuşmamıştık gerçi ikimizinde sesi çıkmamıştı. onu her gün okulda gördüğüm ve aynı sınıfta olmamıza rağmen beni tanımamazlıktan geliyordu.

ama ben onun lisenin ilk senesinde tanıdığı bir sınıf arkadaşı değildim. biz onunla doğduğumuz zamandan beri arkadaştık. çünkü annelerimiz de çocukluk arkadaşıydı. ilkokulu ve ortaokulu bile beraber okumuştuk. o zamanlar jeno çok iyiydi. herkesele iyi anlaşırdı eğlenceliydi.

beni asla yalnız bırakamazdı. sürekli beraber gezer, oyunlar oynar, uyurduk.....

ama zaman geçtikçe jeno değişti. beni herkesten kıskanan, bana asla kıyamayan jeno gitti.

onun yerine beni tanımamazlıktan gelen, umursamayan, insanları sevmeyen, herkesi kullanan bir tip geldi.

eski günlerimizi nasıl çabucak unutup bana bu denli soguk davranabiliyordu hala aklım almıyor. ya da neden bu kadar değişmesini sağlayan nedeni de bilmiyorum.

çünkü ne annesi ne de kendisi ne de benim annem...

hiç biri anlatmıyor

-artık şu lanet telefonuna bak yoksa kafanda parçalayacağım!!

jenonun ani bağırmasıyla daldığım düşünceden sıyrılarak kendime geldim.

odamda ikimiz oturuyorduk ve o kendi havalı(!) olan arkadaşlarıyla konuşuyordu

-özür dilerim dalmışım da.

telefonu elime alarak arayan kişiye baktım. fakat numara yoktu. özel numaraydı. arama sonlandıktan sonra kakaotalkıma tanımadığım birinden mesaj geldi.

cidden bu kimdi şimdi?

.

.
biraz entrika katalım değil mi kclclzlclx

dengesiz |nominOù les histoires vivent. Découvrez maintenant