KURBAN 2 Bölüm 11

En başından başla
                                    

"Deniz?" Ömer'in sesi biraz endişeli geliyordu.

"Ömer!" Benim sesimse bir şeylerin yolunda gitmediğini bariz bir şekilde belli edercesine tedirgin çıkmıştı.

"Neler oluyor söyle lütfen!"

"Ömer, ben nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. Sanırım başını da belaya soktum."

"Boş ver benim başımı. Sen iyi misin onu söyle!"

Bu adam nasıl bu kadar iyi olabilirdi? Kendinden önce yine beni düşünüyordu.

"Ben iyiyim de..."

"Valla sinirleniyorum kızım! Tek seferde söyle işte!"

Ömer'in sesi gerçekten de sinirli gelmeye başlayınca ben de daha fazla uzatmadan tek seferde, "Rüzgar, ona kan veren kişinin sen olduğunu sanıyor!" dedim.

Sessizlik...

"Ömer, orada mısın? Çok kızdın değil mi? Haklısın da. Ama valla bilerek yapmadım. Tam olarak nasıl olduğunu da bilmiyorum ki."

"Tamam, sorun değil!"

"Gökalp öyle söylemiş ama neden söylemiş gerçekten hiç bilmiyorum."

"Tamam fıstık sorun değil."

"Özür dilerim. Çok özür dilerim. Başını belaya soktum. Ben..."

"Kızım bir sus! Tamam dedim işte. Sorun değil!"

"Ge-gerçekten mi?"

"Evet gerçekten. Hiçbir şey yapamaz Rüzgar bana, sen merak etme."

"Ya sen çok çok çok iyi bir arkadaşsın, biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum tabii ki!" deyip kahkaha atınca ben de ona eşlik ettim.

"Neyse hadi kapat kapat! Film başladı." deyince, "Bu saatte film mi izleyeceksin Deniz?" diye şaşkınlığını dile getirdi.

"Ya bütün gün uyudum da şimdi geceler benim artık!" deyip gülümsedim. Bugünkü bayılma meselesinden bahsetmeye hiç niyetim yoktu.

"Tamam fıstık. İyi eğlenceler sana, görüşürüz!"

"Görüşürüz!" dedim ve telefonu önümdeki masaya bırakıp meyve tabağını aldım. Bu defa bir kayısıyı elime alıp ısırmıştım ki, "Senin ne işin var burada!" diyen Rüzgar'ın sesiyle irkildim.

Rüzgar kravatını çıkarmış gömleğinin üst iki düğmesini de açmıştı. Ellerini göğsünde bağlamış kapının girişinde yorgun bir ifadeyle bana bakıyordu.

"Korkuttun beni!"

"Hım! Korktun demek! O zaman senin dediğimi yaparak yatakta dinleniyor olman gerekirdi!"

Rüzgar sinirli görünmüyordu ama sesi buz gibiydi.

"Sen bana dinlen dedin ve ben de dinlendim. Şimdi çok iyi hissediyorum." dedim ve ekranı göstererek ekledim: "Kaç gündür şu film aklıma geliyordu, izlemek istedim."

Rüzgar birkaç saniye filme baktıktan sonra yanıma gelip uzandı. Başını da kucağıma koydu. O yatmadan tabağı hızlıca havaya kaldırdım. Ellerim havada şaşkın bir halde Rüzgar'a bakakaldım.

"Rüzgar elimi tutup ağzına götürerek yarım bıraktığım kayısıyı ısırıp, "Demek Leon'u izlemek istiyordun?" diye sordu.

"Evet, sanırım daha önce izledin." derken elimdeki tabağı kenara bıraktım.

Ekranı daha rahat görebilmek için yan dönerken, "İzlemiştim." dedi ve film bitene kadar ikimiz de hiç konuşmadık.

Yaklaşık iki saat sonra ekrandan yazılar hızla akarken "Shape of My Heart" çalmaya başlayınca biraz eğilerek, "Sen de güzel söylemiştin." dedim.

KURBANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin