Bölüm 6

94.1K 4.4K 153
                                    

Evliliğime dair hayallerim vardı. Her genç kızın böyle hayalleri vardır.

İlk önce aşık olacaktım mesela. Beni koruyacaktı, o güveni verecekti. Yanındayken huzurlu hissedecektim ve tüm dertlerim benden uzaklaşacaktı. Tek dokunuşuyla tüm vücudum titreyecekti aşktan ve arzudan. Sımsıkı saracaktı beni, kollarının arasında küçük bir kız çocuğu gibi şımaracaktım. Tek kişi olacaktı ama benim her şeyim olacaktı.

Sabahları gözlerimi açtığımda ilk onu görecektim ve ilk ona "Günaydın" diyecektim.

Geceleri korktuğumda yine kollarının arasında kıvrılıp uyuyacaktım. Fısıldayacaktı kollarının arasındayken bana: "Korkma, ben yanındayım." diye ve daha sıkı saracaktı beni.

Kızacaktım, küsecektim elbet ona ama tek bir tebessümle alabilecekti gönlümü.

Karşılıklı oturup kitap okuyacaktık. Bir kitap hakkında saatlerce konuşacaktık.

Yemek yapacaktım ona, bazen de birlikte mutfağa girecektik.

Elimde bir fincan kahveyle çalışma odasına gidecektim ve sitem edecektim eve iş getirdiği için, benimle ilgilenmediği için.

Dans edecektik, beni dans ederken izleyecekti ve ben de onun için dans edecektim.

Sesi güzel ya da kötü hiç önemli değil, bana şarkı söyleyecekti.

Sevecektim onu kendimden çok, sevecekti beni onu sevdiğimden daha çok.

Ama bu adam sevgiyi bırakın benden nefret ediyordu ve benimle sadece intikam almak için evlenmek istiyordu. Bunu bile bile nasıl evlenirdim onunla? Kendimi bile bile nasıl cehennem çukuruna atardım? Her günümü zehir edecek bir adama nasıl evet derdim?

Aşık olmadığım, güvenmediğim, aksine deli gibi korktuğum bu adamın evinde nasıl yaşardım? Şeytanın inine bilerek, isteyerek girmek ne kadar akıllıca olabilirdi ki?

Bir tarafta Toprak'a doğrultulmuş bir silah, diğer tarafta ise Rüzgar'la evlenmek... Bu nasıl bir ikilem! Bu nasıl bir çaresizlik!

Korkuyorum, hem de çok fazla. Bir seçim yapmam gerekiyor ama biri diğerinden daha hafif değil. Biliyorum, hangisini seçersem seçeyim yine yanacak olan benim.

Biliyorum, bu hikâyenin tek kurbanı benim.


"Abi hayır!"

Yağmur, Toprak'ın önüne geçmeye çalıştı ama Toprak buna izin vermedi. Rüzgar'ın bundan etkilendiğini hiç sanmıyorum çünkü yüzünde en ufak bir değişiklik bile olmadı.

"Gidin buradan dedim size!" Beni bıraktı ve bir adım öne çıktı.

"Deniz'i de almadan hiçbir yere gitmiyorum dedim ben de."

İki öfkeli adam, gözlerini bile kırpmadan birbirlerine bakıyorlardı. Sessizliği bozan Rüzgar oldu.

"Öyle bir seçeneğin yok Yılmaz!" Soyadımızı iğrenircesine söylemişti. "Üçe kadar sayıyorum."

"Bir!"

"Kardeşimi almadan gitmeyeceğim Rüzgar!"

"İki!"

"Abi, kes şunu lütfen!" Yağmur ağlamaya başlamıştı.

Üç deyince ne olacaktı? Gerçekten Toprak'ı vuracak mıydı? Bu kadar kolay tetiğe basamazdı. Hayır bunu yapamazdı.

Neden yapamasındı ki? Bizden nefret ediyordu, bunu biliyordum. Üstelik kız kardeşi de artık o iğrenerek söylediği soyadımızı taşıyordu. Bunu yapardı, yapmak için can attığına emindim. Sadece ufak bir bahane arıyordu ve onu da şu an bulmuştu.

KURBANWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu