Özel, babalarımızın hırkası kadar.

103 15 28
                                    

Ja ljublju tebja~
(Seni seviyorum.)

Kalbimden geçenleri açıklama kısmına saklayacağım.

~~~~
Anna☆
Anna kafası uçmuş bir şekilde uyandı. İşe geç kalmıştı, her zamanki gibi.
Ama onun için bir sorun olmuyordu, nasıl olsa patronun damadı ile yasak bir ilişkisi vardı.

Gizli ve olmaması gereken şeyler vardı aralarında.

Aslında Anna James'e hisleri varmış gibi davranmaktan yorulmuştu.

Hayır hayır, Anna'nın gerçekten James'i sevdiğini hiçkimse düşünmemeliydi. Anna'nın kalbinde doldurulması zor bir boşluk vardı. Ve Anna bunu başka erkeklerle doldurmaya çalışıyordu, ama başaramayacaktı.

Kendi bedenini heba ediyordu sadece,başka hiçbir işe yaramıyordu bu yaptıkları.

Hızla yataktan kalktı. Ellerini gözlerine doğru götürdü, az biraz avuşturdu. Açıkçası dolaptaki yeni aldığı şaraptan bir kadeh içse kendine gelirdi.

Kendi kendine güldü, alkolik bir sürtük gibi hissetti.

Zaten öylesin, diye fısıldadı içindeki ses. Yataktan kalktı ve makyaj aynasından kendine baktı, berbat gözüküyordu. Bir duş alması gerektiğini kendine hatırlattı ve mutfağa girdi.

Kızının odasına girmek aklına bile gelmemişti onun. Çünkü o hiç anne gibi hissetmemişti kendini. Angela'yı kızı gibi görmeyi bırak bir insan olarak bile göremiyordu.

Çünkü çok sevdiği Lou'sunu almıştı o küçük şeytan.
Ölüsü de dirisi de pek umurunda olmazdı.

Buzdolabını açtı ve gözleri şarap şişesini aradı.

Ama bulamadı.

Daha dikkatli baktı ama yine göremedi.

Çok garip, diye düşündü. Sonra ise düşünmeyi bıraktı. Muhtemelen almamıştı şarap şişesini, ya da almış ama uyku arasında uyanıp kafasına dikmişti.

Eskiden yapmadığı şey değildi.

Tekrar odasına girdi ve bugün giyeceği siyah elbiseyi almak için dolabın kapağını açtı.
İş yeri için pek uygun bir kıyafet değildi ama bu gece James ile olan bir randevusu vardı.

Hep bir randevu ile başlardı zaten,sonra otel odasına geçilirdi.

Elbiseyi koyduğu askıyı aradı ama bulamadı.

Dolabı karıştırdı,karıştırdı ama bulamadı!
Çıldırmak üzereydi, bunların üst üste olması normal değildi. Halbuki o kadar sarhoş da olmamıştı!

Yüzünü yıkamak için banyoya ilerledi.
Çıldırmış gibi hissediyordu. Hiçbir zaman bu kadar sarhoş olmamıştı çünkü bünyesi çok güçlüydü. Ne kadar alkol içerse içsin çok sarhoş olmazdı.

Banyoya ilerlerken ışığının açık olduğunu gördü. Aslında mutfağa giderken banyonun yanından geçmişti ama kafasını o tarafa çevirmemişti bile.

Muhtemelen Angela duş alıyordu.
Ama Angela kapı açık duş almazdı.

Hızlı adımlarla içeri girdi ve birden adımları kesildi.

Bilekleri kesik,bilekleri kadar kalbi de kesik küçük bir kız yatıyordu orada.
Nefesleri derinleşti,kan kokusunu içine çekti. Aldığı şokla ellerini kapıya dayadı.

Natalie.Where stories live. Discover now