ANNEMİN HİKAYESİ 🥀 (Gerçek Yaşanmış)

31. Bölüm

İkizler yurtlarda kalmaya devam edeceklerdi. Şehriban şehir merkezinde, Mihriban da Bilecik'te yatılı Kuran kursu hocalığı yapmaya başladılar. Dört beş ay kadar burada belletmen olarak göreve devam ettiler. Lakin çocukların başında durup onlarla sürekli ilgileneceklerinden okul okumalarına izin verilmedi.

Açık olan eğitimlerini tamamlamaları için haftanın iki günü İmam Hatip Lisesinde derse gitmeleri gerekiyordu. Zaten lise sona geçmişlerdi ve aile içinde lise sebebiyle çok sorunlar yaşanmıştı. O zorlukları atlatmışken, yüzüp kuyruğuna gelmişken bırakmak olmazdı. Bu sebeple görevi bırakıp son sınıflarını okumaya karar vererek ayrıldılar yurttan.

O dönemde boşta kaldıkları için bu sefer Kasım kendi bildiği bir yerde çalışmalarına müsade etmişti. Onlar çalıştığında evlerini geçindirir böylelikle bir evin masrafından kurtulurdu. O sene Nuray, Mihriban ve Şehriban açıktan okurken diğer yandan bir üniversitenin yemekhanesinin sezonluk döneminde çalışmaya girdiler. Nedense Kasım birden durumunun kötüleştiğini söyleyerek onların maaşlarını istemişti.

Kasım bir şeyi istediği zaman o olmadığı takdirde olay çıkarırdı. Habuki onlar cüzi miktarda olan maaşları ile Adile'nin Necla nişanlı iken el içinde mahcup olmasın diye borçla aldığı çeyiz setlerinin taksitlerini vermeyi, kendi yol ücretlerini karşılamayı ve kendilerine aldıkları telefonlarının borçlarını ödemeyi hesapladıklarında harçlık olarak harcayacak miktar dahi kalmıyordu.

Necla zamanında çalıştığında hepsine telefon alıp her ay ihtiyaçlarını karşılamıştı. Eve etine erzağına kadar getirip kimseye muhtaç etmemişti. Bulaşık makinesi de almıştı Adile'ye, İkizlere ise toplum içinde olduklarından arada çarşıya götürüp kıyafetler almıştı. Kendilerini geçindirirken çeyizlerini yapmak aklına gelmemişti. Babası ise bir iğne dahi alıp vermezdi. Genç bir kızın,yahut nişanlılık evresinde olan bir gence ne lazımdır diye sorulsa cevabını dahi bilmez, her şeyi gereksiz görürdü.

İşi bıraktıktan sonra maddi sıkıntılar çektiklerinden Adile kızının bütün çeyizlerini Kasım'dan habersiz taksitle almıştı. Hastalık durumu olmadan önce Nuray bir pastanede işe girip ödüyordu. Hasta olduğunda Adile'ye bakacak kimse olmadığından çıkmak zorunda kalmıştı. Şimdi kaldıkları yerden devam etmeleri gerekiyordu.

İlk ay zor zahmet çalıştılar ve Kasım'ın hasta olan annelerine bu saatten sonra onlar yüzünden çatmaması için içinden sadece bilet paralarını ayırarak tümünü Kasım'a verdi kızlar. Kasım ise hemen bir kaç gün sonra Antalya'ya tatile gitti diğer ailesi ile. Bunu duyup kandırıldıklarını düşündüklerinde üzüldüler. Adile ise kendi ailesine ev faturası ve erzağından hariç başka katkıda bulunmadığı halde yıllarca razı gelmesine rağmen, bu gün çocuklarının maaşları ile ikinci karısını ve oğlunu tatile götürmesine aşırı sinir oldu.

Ona ağırına gidecek bir sürü mesaj atıp keyfini kaçırdıktan sonra "durumuna acıyıp o çocukların alın terini sana verdik, sende tatillerde geziyorsun. Artık hiç biri sana ne maaşını verecek, ne de bu eve katkı sağlayacaklar. Allah hakkını sorsun, ne halin varsa gör" demişti. Diğer bir kaç aylık süreçte ise hesap ettikleri şekilde kendi taksitlerini ödediler.

Elif kaçtıktan sonra dört sene boyunca kayınvalidesi ile yaşamıştı. Ayrı eve çıkmak istemişti lakin eşinin düğünden kalan kredi borçları vardı. Onunla beraber bir müddet çalıştılar. Kızı Yaren'i kayınvalidesine emanet ettiğinden işe gidip gelmesi kolay oldu. Borçlarını kapatıp, kendilerini idare edecek eşyalar aldıktan sonra yine aynı köyde bir eve yerleşerek ayrıldılar.

Necla ise evlendikten üç ay sonra hamile olduğu haberini aldı. Tabi sevincini yaşarken hevesi kursağında kaldı. Çünkü aynı gün avukat arayıp "Üç bin TL ödeme yapmazsanız ayakkabınıza kadar almaya geliyoruz" demişti. Düğünlerini kendi yapıp eşyalarını da kendi başlarına aldıklarından dolayı evlendikten sonra çok zorluk çekmişlerdi. Yasin kasaptı, Necla'da telefoncuda işe girmişti. Hamile olduğunu anladıktan sonra çıkmak zorunda kalmıştı. Ve borçlarını ödeyecek güçleri kalmamıştı. Takılan takıları ise zaten kredi borcuna gitmişti.