Afra

153 15 21
                                    

Gülümsedim bu kez. Yine de içimin kan ağladığını kim bilebilirdi ki?

Aradan geçen dakikalar sonunda ayaklandım. Eve gitmeliydim.

"Nereye?"

Diye sordu gözlerine yasladığı kolunu kaldırdığında. Uzandığı yerden doğruldu.

"Eve gitmeliyim. Babam zaten çıldırdı çıkarken. Dönmezsem merak eder"
"Bu saatte nasıl gideceksin?"

Dudağım hafifçe yana kıvrıldı.

"Geldiğim gibi tabi ki"
"Gelişin de pek hayırlı değildi"

Omuzlarımı silktim. O an apar topar da olsa buraya gelmek, en azından nasıl olduğunu görmek çok mantıklı şeylerdi.

"Fazla dengesizsin biliyor musun?"

Karşımda dikildi. Gözlerine bakmak için kafamı kaldırdım.

"Neden öyle diyorsun?"
"Neden öyle diyorum?"

Deyip mırıldanarak düşünüyormuş gibi yaptı.

"Anlık kararlar veriyorsun. Söylediğini düşünmüyorsun. Kolay kolay kabullenmiyor ve kavramıyorsun"
"Yanlış düşünüyorsun"

Diye keskin bir cevap verdim.

"Beni tanımıyorsun"
"Tanımama izin vermiyorsun. Bana gösterdiğin tarafını yorumluyorum ben de"
"Senin tanışma felsefen çok farklı. Beni korkutuyorsun"

Söylediklerimi inanarak söylüyordum. Bana dengesiz diyen adam bana öyle tutarsız geliyordu ki güvenemiyordum.

"Seni korkutacak şeyler söylemiyorum. Olacakları söylüyorum. Ve bu doğrultuda davranıyorum"
"Anlamadığın da bu işte Yavuz"

Derin bir nefes aldım.

"Olacaklar ödümü koparıyor"

Geri çekildi. Kalktığı koltuğa oturduğunda hala karşısında dikiliyordum.

"Abin bıraksın seni eve. Ya da babana söyle"
"Ben giderim. Yakın zaten"
"Olmaz Afra. Saçmalama. Tamam o zaman. Ben götürürüm"

Oturduğu koltuktan tekrar kalkarken bitkin görünüyordu. Bu halde beni eve bırakmasını isteyemezdim.

"Hayır sen dinlen. Giderim diyorum. Neden ısrar ediyosun?"
"Neden inat ediyosun?"

Allah'ım! Neden bana hiç uymayan, tamamen zıt bir şekilde hareket eden biriyle birlikte olmak zorunda kalıyordum. Ne olurdu biraz beni dinlese!

"Keyfin bilir. Yürü o kadar yolu!"

Beni sırtımdan hafifçe ittirirken ukalaca sırıttı. Ağzına kürekle vurasım vardı.

"Yürüyeceğimi kim söyledi? Arabayla gideceğiz. Ruhun fakir kızım!"

Duyduğum ile ağzım bir karış açık kalırken evden çıkmıştık. O asansör düğmesine basarken konuştum.

"En azından benim ruhum fakir. Sende karakter yoksunluğu var"

Bu dediğimle bozulması gerekmez miydi?

"Afra inan ki ergen tartışması yapamam seninle"

Güldü. Bozulan ben olarak asansöre girdim. Ardımdan girip 0 düğmesine bastı. Yavaşça aşağı inerken gelirken ben neden buradan çıkmadım diye düşündüm. Sanırım anın rehavetiyle düşünememiştim.

FAİL-İ MEÇHULWhere stories live. Discover now