Hadi Yaa

163 17 11
                                    

BU BİR KESİTTİR!

Elimde kalemim, önümde testim ile mükemmel bir öğrenci gibi hissederken gene odama dalmıştı annem. Umursamadım ve soru çözüyormuş gibi yaptım.

"Afra kızım ne yapıyorsun?"

Soruya mı sinirleneyim, sormasına mı? Gözlerimi devirip ona yani arkama döndüm.

"Siz unuttunuz galiba ama ben öğrenciyim hani! Ders çalışıyorum."

O da bana baygınca baktıktan sonra beni aratmayacak şekilde omuz silkti.

"Son zamanlarda gezip tozmaktan ders çalıştığını görmüyordum. Ondan sordum bebeğim. Neyse işte!"

Deyip asıl meseleye giriş yaparken gezip tozmamdan dem vurmamasına sevindim. Gezip tozmuyordum. Umut ile takılıyordum. Hatta arada bana ders bile anlatıyordu. Neyse o konuya girmeyeceğim şimdi.

"Az önce Mürüvvet Hanımlar aradı"
"Mürüvvet?"
"Müstakbel kayınvaliden!"

Tamam. Hayatımın en boktan zamanını yaşıyormuşçasına tepki veresim var. Ergenlik bayraklarını çekicem şimdi. Buyur buradan yak. Yak yak.

Çok saçmaladım. Psikolojim bozuluyor.

"Evet anne?"

Sesim hiç olmadığı kadar baygın çıkmıştı.

"Bu haftasonu köy evine gideceklermiş. Seninle de tanışıp kaynaşmak için yanlarında olmanı istemişler. Onu haber vermek için geldim"
"Lütfetmişler anne!"

Gene bakışlarını kaçırıyor. Çekemem şimdi.

"Müsait değilim. Beyzalara gidicem. Bana mol anlatacak"

Deyip damardan vurmaya çalıştım. Yemedi.

"Mümkün değil kızım. Haftaya çalışırsınız mol. Hem Yavuz da gelebilirmiş"

Hadi yaa. Tamam kesinlikle gitmiyorum.

FAİL-İ MEÇHULUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum