Sen Ona Aşıksın

197 24 29
                                    

"Bir kadın iki adamı birden sevebilir mi?"
"Hayır. Kalp iki kişiyi aynı anda sığdırabileceğin bir yer değildir"
"Ama ben seviyorum"
"Birini her zaman daha fazla seversin. Kandırma kendini!"

"Ne yapmaya çalışıyorsun sen?"

Tısladım. Attığı her adım Afra'nın etrafındaydı. Gözleri hep onun üzerindeydi. Sanki bir anlık fırsat versem yanında bitip her şeyi değiştirecekti.

"Bir şey yaptığım yok abi. Telefonu çalıyordu. Ben de ona verdim"
"Öyle mi Tolga, peki neden bu kadar gergindi yanından ayrılırken? Hem sana mı kaldı telefonunu vermek?"

Ukalaca kahkaha attı. Bu ona yumruk atma isteği doğurdu bende ama sakin kalmam gerektiğini biliyordum.

"Benimle evlenmeyeceğinden gergin olmuş olabilir. Ayrıca çaldığını gördüm ve verdim. Niye bu kadar büyüttün?"
"Seninle evlenmesi düşüncesi saçmaydı. Kabul et bunu artık. Çıkar aklından yoksa kalbin kırılacak"

Az önceki ukala hali yerini sakinliğe bırakınca sözlerimin üzerinde etki yarattığını anladım. İyice yanıma yaklaşıp o da benim gibi tıslarcasına konuştu.

"Söylesene Yavuz Kaya DEMİREL! Onu kendine nasıl bağladın da boynuna sarılacak kadar samimisiniz. Yoksa bizden habersiz birlikte falan mı yaşıyorsunuz"

Söylediği beni o kadar sinirlendirdi ki onu omuzlarından itip kükrercesine bağırdım.

"Ulan it herif ağzından çıkana dikkat et!"
"Asıl sen senden yaş yaş küçük bir kızla evlendiğinin farkına var"

Sesimizi evdekilerin duyduğuna emindim. Abim yanı başımda bitip beni geriye çekti. Ama fazla sinirliydim. Ya yüzünü dağıtacaktım ya da kendime zarar verecektim.

"Onunla evlenmedin diye bu sancıların değil mi? Onunla evlenemeyeceğini bildiğinden karın ağrın. Ondan hoşlanmaya mı başladın küçük kardeşim?"

Söylediklerimin farkında değildim. Çocukça saçma bir tartışmaya dönüştüğünü hissettim.

O da bana hamle yapınca bu sefer abim aramıza girmişti.

"Saçmalamayı kesin. Duyacaklar sizi. Çocuk musunuz siz?"

Ablamın ve eniştemin de hatta abimin eşi ece de buradaydı. Gerçekten saçma sapan bir halde rezil oluyordum.

Beni tutan abimi ittirdim ve kendimi geri çektim. Buna daha fazla devam etmeyecektim.

"Asıl karın ağrısı olan sensin. Aşık mı oldun ona da bu sert tavrın. Nerede sakin içine kapanık Yavuz'umuz?"
"Kes sesini! Seninle tartışmayacağım. Boşuna atıp tutma!"

Hepsinin üzerimdeki bakışları eşliğinde arkamı dönüp ilerlemeye başladım.

"Bu arada çok sevgili Afra'nı Sarı Prenss diye biri arıyordu bil istedim"

Küstah! Ona dönüp son kez baktım ve tekrar yürümeye başladığımda Afra'nın da sese çıktığını gördüm. Bunlara şahit olsun istemiyordum.

"Sen iyi misin? Kime bağırıyordun öyle? Aslı önümü kesti çıkmayayım diye. Ne oluyor?"

Soluksuz ard arda sorduğu sorular beni hafif de olsa gerginlikten çıkarmıştı. Konuşmasına ya da Tolga'dan daha fazla saçma sapan cümle çıkmaması adına onu önüme katıp sürükledim. Yaptığıma şaşırıyordu ama karşı çıkmıyordu. Hiç olmadığı kadar uysaldı bugün. Bu halleri hoşuma gidiyordu.

FAİL-İ MEÇHULWhere stories live. Discover now