Umut

262 24 32
                                    

Daha son sözü söylemedi hayat, belki yarınlar, mutlu sonlar var. Yeniden başlamak yorar insanı ama sonunda kavuşmak mutlu olmak var.

~Nazım Hikmet~

Birbirinden kopuk ama fazlasıyla da iç içe birkaç hayattı bizimki. Sonunu tahmin edemiyordum çünkü hayat her gün başka bir yerden vuruyordu. Ayağa kalktığımı hissettiğim her anda başka bir çelme takıyordu. Yaparım dediğim her yeni günde biraz daha direncimi kırıyordu.

'Nerede kaldın kızım?' ile başlayan, 'Aa siz birlikte miydiniz?' diye devam eden ve 'Güle güle oğlum, yine bekleriz' ile biten bir akşamdı. Eve birlikte dönmemiştik ama ben söylemiştim anneme. Çünkü beni fazlasıyla darlamıştı ve bu benim son çarem olmuştu. Bununla birlikte Yavuz'un bizimkilerin hassas karnı olduğunu anlamıştım. Beni düşüncesizce, sonsuz bir güvenle kollarına bırakıyor hatta itiyorlardı.

Öyle bir his kaplamıştı ki içimi ne yaptıklarına istediğim tepkiyi veriyordum ne de bir direniş gösteriyordum. Özgürlüğe adadığım ruhum sadece kendini çiğniyordu. Onu bu duruma itenlere değil de baş kaldıran duygularıma direniyordu. Sabret diyordu bir yerlerden. Sabret geçecek bulutlu günler. Sabrediyordum. Sonra fark ediyordum ki kendime daha kötü günler için zemin hazırlıyorum.

************

"Saçmalama istersen. Bırak da uyuyayım!"

Diye feryat ettim. Bir tenefüslerim vardı onu da zehir ediyorlardı.

"Afra sövücem cidden. Aptal uyuyosun tenefüste sonra dersi dinlemiyorsun!"

Kafamı masadan kaldırıp kaşlarımı çatarak Yasemin'e baktım. Beyza bitmişti bu başlamıştı. Yerimden hırsla kalktım.

"Nereye?"

Diye sordu Beyza önden. Ona da gözlerimi devirip arkamı döndüm.

"Kahve içicem!"

Tekrar onlara dönüp konuştum.

"Uyuyorum sonra.."

Beni takmayıp sohbet etmeye devam ettiler. Benimle gelmeye bile tenezzül etmemişlerdi. İyice sinirlenip saçımı savurdum. Hızla merdivenleri inip kantine geldiğimde onunla göz göze geldim. Başını eğip bana munis bir gülücük yolladığında kötü hissettim. Gözlerimi kaçırdım hemen.

'Bu hep böyle mi devam edecek?'

Etmemeliydi ama elimde değildi. Ondan taraf bakmadım hiç. Kantinde istediğim kahve olmasa da az şekerli olan bir kahve alıp kantinden çıktım. Attığım adımlar ile çalan zile de bir kamyon sövüp sınıfa gittim. Pazartesi'nin en berbat dersiydi gireceğimiz ders. Fizik.

Bu sefer kendimi hangi tarafa bakarak saklayacaktım bilmiyorum. Son zamanlarda sayısalcı olduğumdan şüphe ediyordum. Fizik ne yaa! Şöyle bir hayvan ya da bitki bilimci olsam fena olmazdı. Biyoloji okuyabilirdim ama.. Ama okul ile ilgili bir şeyler söyleyecekken bu hayallerin pek de önemi olmadığını kavradım. Şu an hayatım istediğim şekilde yürümüyordu. Yüzümü buruşturup kafamı salladım ve yerime geçtim. Kahve içesim de kalmamıştı.

***********

Öğlen arasını okulda geçirdik. Neyse ki sabahki gibi gergin değildik. Bir anlığına her şeyi boşverip kızlarla sohbet edip gülümsedim. Bu hissi özlemiştim.

FAİL-İ MEÇHULWhere stories live. Discover now