Vazgeç

150 20 12
                                    

Hislerime ad veremeyecek kadar tecrübesiz ve korkaktım. Ama hayat bana asıl korkuyu gösterdi.

O kadar öfkeliydim ki! Kırıp dökebilirdim ortalığı. Yasemin'in hareketlerine ise anlam verememek beni daha da çıldırtıyordu. Tıpkı şimdi olduğu gibi.

"Gerçekten amacın neydi senin?"

Merak ediyordum ve merakımın da giderilmesini istiyordum.

"Beyza bana hesap sorman kadar gereksiz bir şey yok inan ki! Sanki sana ihanet etmişim gibi davranıyorsun. Bana hiç güvenmiyor musun?"

Güven ile alakası yoktu bunun. Çoktan masadan ayrıldığımızda kimsenin bizi duymaması içimi rahatlattı.

"Allah aşkına tutturdun dans edeceğim dans edeceğim diye. Gittin Umut ile dans ettin. Söylesene ne düşünmeliyim?"
"Kes saçmalamayı! Umut'u dansa kaldıran benmişim konuşma sinirleniyorum"

Bir 'Hah' nidası döküldü dudaklarımdan.

"Yasemin senden her şey beklenir. Bunu da bekliyorum"
"Lanet olsun. Bana inanmayan arkadaşlarım var. İnanmıyorsan inanma. Ama bil diye söylüyorum ben hep senin tarafında olacağım. Söylediklerini düşünmeye başladığında konuşuruz. Ben gidiyorum"

Sonlara doğru sesinin değişimi ile doğruyu söylediğine inandım. Gerçi bu inanmadığım için değildi. Sadece artık nasıl düşüneceğimi bilmiyordum. İlerlemeye başlayınca durdurma hissiyatı içine girdim.

"Yasemin tamam kusura bakma. Yanlış tepki verdim"
"Doğrusu ne olabilir ki bunun?"
"Haklıydın. Ben sanırım ondan gerçekten hoşlanıyorum. Belki de hoşlantıdan fazlası. Kıskandım"

Aramızdaki mesafeyi kapatıp tam karşımda durdu. Ellerini omuzlarıma koyup kırık bir şekilde konuştu.

"Gülüm kimden kıskanıyorsun?"
"Bilmiyorum"

Dedim dürüstçe. Belki de yakınlarımdan olması korkusu vardı. Onun ismini başkaları ile birçok kez duymuştum. Ama Yasemin ile dans etmesi aklımı karıştırmıştı.

"Ben Umut'tan haz etmiyorum. İnan umrumda dahi değil. Ee sonra eş değiştirdik diyelim. Bu da sırf ondan kurtulayım diye benden çıktı. Afralık bir şey de yok. Afra da benim yüzümden tartışmış oldu. Bana bakışlarındaki öfkeyi görmedin mi?"
"O sırada kendimle ilgileniyordum ben yaa"

Güldü ve aramızdaki mesafeyi sıfıra indirip sarıldı. O sıra oyun havaları ile salon hareketlenmişti.

"Neyse gitme ama. Bak en sevdiğin çalıyor"

Dudağı yana kıbrılınca az da olsa iyi hissetmiştim. Yok yere üstüne gitmemeliydim. Resmen saldırmış ve hesap sormuştum. Bana ne olduğu hakkında en küçük bir fikrim bile yoktu.

"İnan hiç istemiyor canım. Bugün iyi gelmedi bana. Bırakıyım da eğlensinler. Yoksa buradayım diye çıldıracaklar. Umut ile dans etmeme ayar olan tek sen değilsin. Bazılarının bana kinle bakışını yakalayabiliyorum"

Deyip kahkaha attı. Onunla birlikte ben de güldüm.

"Neyse neyse. Beraber gidelim. Dur Seda'yı da çağıralım"

FAİL-İ MEÇHULWhere stories live. Discover now