61. BÖLÜM ♧ İKNA

23.5K 777 69
                                    

21 günlük aranın ardından merhaba! 

Normalde final bölümünü yazana kadar arada kalmayı düşünüyordum ama arayı planladığımdan daha kısa tutarak kaldığımız yerden devam etmeye karar verdim. Gelen yorumlardan anladığım kadarıyla benim sizleri özlediğim gibi sizde Affet Beni'yi okumayı özlemişsiniz. Bu beni çok fazla mutlu etti. 

Multimedya: Azra&Aras ♥

Playlist: Dido - No Freedom

Bir sonraki bölümümüz haftaya yayımlanacaktır. Bu bölüm hakkındaki görüşlerinizi, yorumlarınızı benimle paylaşırsanız çok sevinirim. Aradan sonra bol bol yorum görmek isterim. Hepinize iyi okumalar ve kocaman öpücükler! Haftaya görüşmek üzere. ;)

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

“İnsan biliyorsa eğer, sabretmekten yılmaz. Ne beklemesi gerektiğini biliyorsa, endişe etmez; sadece bekler.” – Beckett

 ♧

Bulutların arkasına gizlenen güneş hafifçe yüzüme vuruyor, gözlerimin kamaşmasına neden oluyordu. Gökyüzü, mavinin en güzel tonuna bürünmüştü. Saatlerce gökyüzünün mükemmelliğini izleyebilirdim ama çok daha iyi bir seçeneğim vardı. Beni çok daha iyi hissettirebilecek, her zaman ihtiyaç duyduğum, asla vazgeçemeyeceğim bir seçenek.

İlkbaharın gelmesiyle daha canlı bir renge bürünen çimlerin üzerinden hafifçe yana doğru kaydım ve dirseğimi yere yaslayarak yumruk şeklindeki elimi şakağıma dayadım. Aras, tıpkı benim gibi döndüğünde, bir gülümseme yavaşça yüzüne yayılmaya başladı. Gökyüzünün mavisindense her zaman Aras’ın kömür karası rengindeki gözlerini tercih ederdim. Gözleri, beni dalgalarının arasına hapseden dipsiz, siyah bir okyanustu. O okyanus benim en büyük sığınağımdı.

Aras Kaya, benim en büyük imtihanım olmuştu. Aras, birçok şeyi yaşamama neden olmuştu. Onun sayesinde acıyı tatmıştım. Yenilgiyi, güveni, affetmeyi, azmi, mutluluğu, huzuru, aşkı… Aras bütün bunları bana teker teker yaşatmış, hala daha yaşatmaya devam ediyordu. Bu imtihanda zorlandığım tek yer, hayatın beni onsuzlukla sınaması olmuştu. Birbirimizden ayrı geçirdiğimiz o birkaç ay, benim için çok korkunçtu. Hep ağlayarak uyumak, hep çığlıklarla uyanmak, aldığım her nefeste onu özlemek katlanılamaz bir acıydı. Onsuzluk, bu dünyada dayanamayacağım tek şeydi.

Ama Aras ve ben, birbirimizin yanında olduğumuz müddetçe karşımıza çıkan bütün engelleri aşabilirdik. Yaşadığımız, çektiğimiz onca acıya rağmen sonunda yine birlikteydik. Ardımızda bıraktığımız yıllar bizi değiştirmemiş, olgunlaşmamıza, birbirimize verdiğimiz değeri anlamamıza yardımcı olmuştu.

Üç yıl.

Aras’ın bana oyun oynamasının, benim yaptığım onca hatanın, acıların, öfkelerin, yalnızlığın üzerinden tam üç yıl geçmişti. Üç yıl boyunca ondan bir kez olsun bile ayrılmamıştım. Daima benim yanımda olmuştu. Hangi konuda olursa olsun beni hep desteklemiş, beni korumak adına daima bir adım önde durmuştu. Her türlü zorluğa karşı her defasında beni kendine siper etmişti.

Aras’la birlikte olduğum her an mutluluğu iliklerime kadar hissedebiliyordum. Beni her defasında daha çok büyülüyordu. Bunu nasıl yapıyordu hiçbir fikrim yoktu ama ardımda bıraktığım her gün ona biraz daha âşık oluyordum. Sevgim gün geçtikçe artıyordu. Ve biz, ayrılmaz bir bütün oluyorduk.

Aras, boştaki eliyle beni kendine doğru çekti. Parmaklarını birkaç hafta önce kestirmiş olduğum koyu sarı saçlarımın uçlarına doladı. Bana o kadar çok yakındı ki konuştuğunda nefesi dudaklarıma çarptı. “Ne düşünüyorsun?”

Affet BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin