52. BÖLÜM ♧ MEZAR

21.3K 811 61
                                    

Playlist: MisterWives - Lullaby

Bölüm geciktiği için özür dilerim. Ancak şimdi fırsat bulabildim ve daha fazla bekletmeden önce yayımladım. Hepinize iyi okumalar ve iyi geceler!

(Yeni bölüm haftaya cuma günü yayımlanacaktır.)

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

 “Eğer iyi bir kalbin varsa: çok yardımseversin, çok güvenirsin, çok cömertsin, çok seversin… Ve çok acı çekersin.” – Elif Şafak

“Seni şanslı sürtük seni!”

Beste, elimi elinin arasına almış ve parmağımdaki gümüş renkli yüzüğü dikkatli bir şekilde inceliyordu. Berkay, Doruk ve Enis az önce yanımızdan sabahın bir köründe basketbol oynamak için ayrılmışlardı. Üçü birlikte tek pota basketbol oynarken ben onları izliyordum. Beste ise yüzüğüme bakmaya devam ediyordu.

Doruk, potanın birkaç metre gerisinden elinde tuttuğu topu attı. Basketbol topu deliksiz bir şekilde potaya girerek yere düştü ve birkaç kez sekti. Enis, Berkay’dan hızlı davranıp seken topu yakaladığında potanın hemen altından basket attı. Her üçü de sabah sabah bu kadar enerjiyi nereden bulmuşlardı hiçbir fikrim yoktu açıkçası.

Beste, elinin arasındaki elimi sertçe havaya kaldırdığında gözlerimi bizimkilerden alıp ona döndüm. Bileğimden sıkıca tuttuğu elimi tam gözlerimin hizasına getirdi ve “Azra ne kadar da güzel, değil mi?” diye sordu derin bir iç çekiş eşliğinde.

“Güzel olan yüzük değil, yüzüğün taşıdığı değer. Birbirimize verdiğimiz söz.”

Beste deminden beri ilk kez bana baktı. Yüzüne büyük ve içten bir gülümseme hâkimdi. “Evleneceğinize dair söz vermiş olmanıza inanamıyorum. Bu… Bu çok güzel. Aras, sana olan sevgisini daha iyi kanıtlayamazdı.”

“Artık herhangi bir kanıt aramıyorum, Beste. Bu çok tuhaf ama gerçekten hissediyorum. Bana baktığında ya da bana dokunduğunda beni sevdiğini iliklerime kadar hissedebiliyorum.”

“Her şeyin düzene girmesine o kadar çok sevindim ki. Son birkaç aydır hepimiz diken üstünde gibiydik. Ama şimdi yeniden her şey eskisi gibi. Siz mutlu olmayı en çok hak eden kişilersiniz.”

Gülümsedim ve başımı Beste’nin omzuna yaslayıp koluna girdim. “Tek istediğim şey bu. Mutlu olmak. Acının, hüznün hayatımdan tamamen çıkıp gitmesini istiyorum. Bir daha hiç geri gelmemesini istiyorum.”

“Hepimiz bir arada olduğumuz sürece her şeyin üstesinden gelebiliriz. Bunu hiç unutma, olur mu?”

Beste’yi başımı sallayarak onayladım. Dünden bu yana yüzümde hep bir gülümseme hâkimiyet sürdürüyordu. Bizimkiler basketbol oynamaya devam ederlerken, Beste ve ben yan yana oturmuş onları izliyorduk. Enis hızlı bir şekilde elinin altındaki topu sürüyordu. Potaya yaklaştığı sırada Berkay ani bir hamleyle topu Enis’in elinden aldı ve potaya attı.

Birkaç hafta içinde annem ve babam ikinci kez evleneceklerdi. Bunun için her ikisi de nikâh salonlarından gün arıyorlardı. Gerekli işlemlerin çoğu neredeyse tamamlanmıştı. Bazı anlar oluyordu ki bütün bunlar rüyaymış gibi geliyordu. Ama sonra aniden gerçeğin farkına varıyordum. Bundan sadece birkaç ay öncesinde ölü olduğunu sandığım babam yıllar sonra yeniden bizimleydi. Annem hiç olmadığı kadar mutluydu. Geçmişte babamın yapmış olduğu hatayı her üçümüzde geride bırakmış, geleceğimizde yer alacak güzel günlere odaklanmıştık.

Affet BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin