18. BÖLÜM ♧ DELİ

28.5K 1.1K 160
                                    

Playlist: Enrique Iglesias - Heart Attack

Multimedya: Aras, Azra ve Psikatil. 

Bölüm Aleyna için. ♥

Şu grubu yeniden hatırlatmam gerekirse eğer Facebook üzerinden açılan grubumuza katılmak isterseniz bana mesaj atabilirsiniz. Ayrıca parodi hesaplarımıza da bakmayı ihmal etmeyin. ;)

İyi okumalar! ♥

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

“Biliyorum ki düşmek değildir insanları üzen. Elinden tutar gibi yapıp, aslında itenlerdir insanı hayata küstüren.” – P. Auster

“Benden kaçabileceğini mi düşündün?”

Dudaklarının arasından dökülen ve bende elektroşok verilmişçesine bir etki yaratan kelimeleri titrememe neden olurken kalbim saniyede zilyon kez atmaya başlamıştı. Bu sefer ciddi anlamda sonum gelmiş olabilirdi. Bütün bunların tek sorumlusu bendim. Ne diye tek başıma iki sefer uyarılmama rağmen buraya gelmiştim ki! Az sonra karşımdaki adını bile bilmediğim bu çocuğun bana yapacağı ne varsa hepsini hak etmiştim.

Gözyaşlarım hiç durmadan yanaklarımdan aşağı akarlarken sessizce “Lütfen.” diye yalvardım. “Bana zarar verme. Lütfen.”

Artık onun adı haline gelmiş olan ona takmış olduğum Psikatil lakaplı çocuğun dudakları yavaşça yukarı doğru kıvrıldılar. Belimin üzerinde duran elini benden ayırırken “Sana buralara gelmemen gerektiğini söylediğimi hatırlıyorum.” dedi.

Başımı koparmışçasına hızlı bir şekilde aşağı yukarı salladım. “E-evet,” diye kekeledim. “Söylemiştin ama ben aptallık ettim, tamam mı? B-ben koca bir aptalım. Yemin ederim bir daha buraya… adımımı bile at-atmayacağım. Yemin ederim. Lütfen… Bana zarar v-verme… Lütfen.”

Konuşmakta öyle güçlük çekmiştim ki sesim arada boğuklaşmış, duyulamaz olmuştu. Kelimelerimin çoğu dudaklarımdan hiçbir anlamı olmaksızın dökülüvermişlerdi. Ne dediğimi bile hatırlamıyordum. Nefesim kesiliyor ve göğsüm feci bir şekilde ağrıyordu. Boğazım çok kötü yanıyordu. Gözlerime akın eden yaşlardan dolayı etrafımı net bir şekilde göremediğim yetmezmiş gibi bir de gözlerimin karardığını hissedebiliyordum. Sağ elimi kaldırıp hızla göğsüme dayadım ve kesilip duran nefesimin düzene girmesini bekledim. Ciddi anlamda nefes alamıyordum. Korku öyle bir etkisi altına almıştı ki beni yerimden dahi kımıldayamıyordum.

“Hey, sen iyi misin?”

Psikatil belimin üzerinde duran elini tamamen çektikten sonra yanağıma koydu. Başımı iki yana salladım. Yanağımdaki eli gözyaşlarımla anında ıslanırken “Ben n-nefes… alamıyorum.” diye fısıldadım güçlükle.

Gözlerini gözlerime dikip uzun uzun bana baktı. “Eğer benden kurtulmak için numara falan yapıyorsan, yemem güzelim.”

Bunun gerçek olduğunu anlamıyor muydu? Nefes alamıyorum, diyordum. Ne numarasından bahsediyordu ki? Burada ölüp gidecektim. Kimse cesedimi dahi bulamayacaktı. Annem, arkadaşlarım, babam… hepsi mahvolacaktı.

Nefesim daha fazla sıkıştığında öksürmeye başladım. Elimle göğsüme vuruyordum. Gözyaşlarım gözlerimi yakıyorlardı. Ayaklarım beni taşıyacak gücü yitirdiklerinde sırtım duvardan kaydığında yere düştüm. Psikatil neyse ki bunun bir oyun olmadığını anladığında dizlerinin üzerine çöküp yüzümü büyük ellerinin arasına aldı. “Hey, hey sakin ol!” Elleriyle yüzüme düşen ve terden yanaklarıma yapışan saçlarımı geriye doğru çekerken bana derin derin nefesler almam gerektiği ile ilgili bir şeyler söylüyordu. Boğazım yırtılırmışçasına öksürmeye başladığımda aynı zamanda gözyaşlarımda gözlerimden hızlı bir şekilde çeneme doğru kayıyorlardı. Çok fazla korkmuştum ve bu yüzden de nefesimi yitirmiş, kontrolümü kaybetmiştim. Sanırım bir çeşit nöbet falan geçiriyordum. Ama daha önce böyle bir şeyi hiç yaşamamıştım.

Affet BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin