11. BÖLÜM ♧ SEÇİM

31.8K 1.1K 84
                                    

Playlist: The Cure - Love Song 

Bölüm Enis için. ♥ İsterseniz takip edebilirsiniz. ;) 

İyi okumalar!

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

“Sen uzattığın eli tutmayan ele mi dargınsın, yoksa onu tutmayacak birine uzattığın için kendine mi kızgınsın?" – Hz. Mevlana

ENİS ATAKOL

Dün akşam Aras nefes alacak gücü olmamasına rağmen kendini hiç düşünmeden Azra’yı bulmak için evden çıktıktan iki buçuk saat sonra geri gelmişti. Gitmeden önceki haline göre çok daha kötüydü ama yüzünde anlam veremediğim aptal bir sırıtış vardı. Delirdiğini düşündüğüm bir anda Azra’nın ondan nefret etmediğini, onu umursadığını, doktora gitmesinin gerektiğini söylediğini söylemişti. O anda yüzündeki o aptal sırıtışın nedenini anlamıştım. Zaten hiçbir zaman Azra’nın Aras’tan nefret ettiğini düşünmemiştim. Azra Aras’a öyle güçlü bir bağla bağlıydı ki Aras ne yaparsa yapsın o bağı kopartamazdı. Evet, belki biraz bağ aşınır ve gevşerdi ama asla tam anlamı ile kopmazdı. Kopmayacağını biliyordum.

Azra’nın Aras’a doktora git, demesinden sonra Aras’ı doktora götürmek o kadar da zor olmamıştı. Eve geldikten yarım saat sonra birlikte doktora gitmiştik. Hastane de mırın kırın etse de nihayetinde muayene olmuştu. Bu sabah verdikleri ilaçlar sayesinde düne göre çok daha iyiydi. Onunla birlikte kalıp saat başı nane limon kaynatmayı teklif etsem de bana, bakıcıya ihtiyacının olmadığını, başından siktirip gitmemi söyledi. Bunun üzerine bende yanından ayrılıp lanet olası bu okula gelmiştim.

Aras sevgisini göstermekte biraz zorlanıyordu. Zaten Azra ile belki de bu durumda olmalarının en büyük nedeni buydu. Korkularını yenip sevgisini ona gösterebilseydi ne Azra ne de o bu durumda olacaklardı. Ona Azra oyunu öğrendiğinde her şey için geç kalacağını söylemiştim. Şimdi bana biraz hak veriyordu ama her şey için geç kalmadığını o da ben de biliyorduk. Aras ve Azra’nın tamamen bittiğini düşünmüyordum. Ne olursa olsun o ikisinin yeniden bir araya geleceğini biliyordum. Aras’ın Azra’ya ihtiyacı vardı. Azra ile birlikteyken olduğundan çok daha iyi birisi olabiliyordu. En önemlisi de kendi gibi olabiliyordu. Azra onun yaralarını iyileştiren bir merhem gibiydi.

Arasla her zaman oturduğumuz masada tek başıma otururken patatesli poğaçamı yiyip çayımı içiyordum. Diğer çocuklar neredeydi bilmiyorum. Açıkçası umurumda da değillerdi. Aras geldiği ilk günden bu yana benim en iyi dostum olmuştu. Onun da benim için aynı şeyleri hissettiğini biliyorum. Ama dediğim gibi sevgisini göstermek de pek başarılı sayılmazdı.

Beste ile hastanenin bahçesinde yaptığımız o büyük çaplı kavgamızın ardından, yani tamı tamına bir haftadır ne konuşmuştum ne de yüzünü görmüştüm. Belki söylememem gereken şeyleri söylemiştim ama eski sevgilisinin önünde bir çırpıda ilişkimizi bitirdiğinde sinirlenmiştim. Öfkem gözümü kör etmişti ve ağzımdan engel olmadığım kelimeler dökülmüştü. Onu üzdüğümü ve canını acıttığımı biliyordum ama o da aynı şeyleri bana hissettirmişti. Orkun ve Beste’nin dillerle destan aşkını herkes gibi bende biliyordum. Orkun, Beste’yi Cerenle aldatmadan önce o ikisinin ilişkisi masallara bedeldi. Okuldaki herkes onları konuşur, imrenerek bakarlardı. Birbirlerini ne kadar sevdikleri anında anlaşılıyordu. Sanırım korkuyordum. O geri gelmişti ve ben Beste’nin onun hakkında ne hissettiğini bilmiyordum. Yeniden onunla olmasından, beni unutmasından korkuyordum.  

Beste ilk ilişki yaşadığım biri değildi. Açıkçası öyle çok da ilişki yaşayan biri değildim. Beste’den önce sadece iki kişi olmuştu ama hiçbiri ciddi bir boyuta yükselmemişti. Fakat Beste ile olan ilişkim diğerlerinki gibi değildi. Ben onu gerçekten seviyordum ve geleceği düşlediğimde yanımda o oluyordu. Beste’nin de beni sevdiğini biliyordum. Tek sorun Orkun’dan çok sevip sevmemesini bilmememdi. Bir tercih yapacak olsaydı onu mu seçerdi beni mi bilmiyorum. Ve bunu bilmemek canımı çok fazla sıkıyordu.

Affet BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin