34. BÖLÜM ♧ İLK SEFER

37K 842 420
                                    

Playlist: Natalia Kills - Saturday Night

Multimedya: Beste'nin, Enis'ten gelen hediyeleri ve Beste&Enis, Savaş&Azra, Aras&Azra ♥

Bölüm sonundaki notu lütfen ama lütfen okumadan geçmeyin. İyi okumalar!

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

Bazen bir şey değişecekmiş gibi oluyor, bazen bir şey değişmiyor. Bazen beni hep sevecekmişsin gibi oluyor, bazen hiç sevmemişsin gibi” – L. Müldür

BESTE ÖZKARA

“Mutlu yıllar, hayatım!”

Annem beni kocaman açtığı kollarının arasına aldığında sıkıca sarıldı ve iki yanağımdan birden öptü. İkimiz bir süre birbirimize sarılı bir halde öylece durduktan sonra annemin kollarının arasından çıkıp babamın karşısına geçtim ve bu sefer onun bana sarılmasına izin verdim. Babam da tıpkı annem gibi bana sıkıca sarıldığında kulağıma doğru “İyi ki doğdun, kızım.” diye fısıldadı.

“Teşekkür ederim, baba.”

Babamdan ayrıldığımda annem ve ikisi bana yüzlerinde oluşan kocaman gülümsemeleriyle bakıyorlardı. Annemin gözleri dolu doluydu. Babam beni kolunun altına ikinci kez aldığında “Doğum günü hediyen salondaki sehpanın üzerinde.” dedi.

Üçümüz birlikte odamdan çıkıp salona girdiğimizde babamın dediği gibi sehpanın üzerinde büyük bir paket duruyordu. Yukarı doğru kıvrılmış olan dudaklarımla pakete doğru ilerleyip ellerimin arasına aldım ve koltuğa oturdum. Annemde babamda meraklı gözlerle beni izliyorlardı. Ellerimin arasındaki paketin ambalajını açmaya koyuldum. Ambalajı yırtıp açtığımda bir babama bir de elimdeki kutuya baktım. Şaşkınlıkla aralanan dudaklarımla “Bana yeni bir bilgisayar mı aldınız?” diye sordum heyecanla.

Babam gülümserken “Bilgisayarının ömrünün bittiğinden bahsediyordun.” dedi. Haklıydı da. Artık hiçbir programı kaldırmaz olmuştu. Senelerdir kullanıyordum ve daha iyisine ihtiyacım olduğunu düşünüyordum. Şimdi daha iyisi ellerimin arasındaydı ve bana aitti.

Dizüstü bilgisayarımı koltuğun üstüne bırakıp aynı anda anneme ve babama üzerimdeki elbisemi kırıştırmamaya dikkat ederek sıkıca sarıldım. “Çok ama çok teşekkür ederim.” diye mırıldandım.

“Dikkatli kullan. Üniversite sonuna kadar bununla idare edeceksiniz küçük hanım.” Babamı başımla onayladım. Aralarından çıkıp koltuğun üzerindeki bilgisayarımın yanına gidip içine göz attım. Henüz çoğu program kurulu değildi. Eve döndüğümde yapacağım ilk iş bu olacaktı hiç şüphesiz.

Kapı çaldığında elimdeki bilgisayarı sehpanın üzerine koyup ayağa kalktım ve çalan kapıya doğru ilerlerken “Enis gelmiş olmalı.” dedim. Bunun ardından babamın homurdanmasını duymam çok uzun sürmemişti. Neden bilmiyorum ama hala Enis’e karşı biraz soğuktu.

Kapıyı açtığımda tahmin ettiğim gibi Enis’le karşılaştım. Mavi gözleri beni baştan aşağı süzerken yüzünde oluşan kocaman gülümseme eşliğinde elini gözlerinin üzerine örttü ve “Aman Allah’ım.” diye fısıldadı. “Gözlerimi kamaştırıyorsun.”

Dudaklarım sanki kıvrılabilirlermiş gibi daha çok kıvrıldıklarında babamın boğazını temizlediğini işittim. Bunun üzerine Enis gözlerine kapattığı elini çekip dikleştiğinde üzerindeki ceketinin düğmesini resmi bir şekilde ilikledi ve babama elini uzatıp “Merhaba, efendim. Nasılsınız?” diye sordu. Babam Enis’e herhangi bir cevap vermek yerine sadece elini sıkmakla yetindi. Enis annemin elini tutup öptüğünde aynı soruyu ona da yöneltti ama neyse ki annem babam gibi cevap vermekten kaçınmamıştı.

Affet BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin