4.6

383 25 0
                                    

"O zaman doğruluk mu cesaretlik mi oynayalım."

"Ceyhun sus!"

İz ve Ceyhun'un atışmasını izlemek eğlenceliydi aslında. Ceyhun çok masum birine dönmüştü. Artık kimseye birşey yapmıyordu ama tabii ki eski yakınlığım yoktu onunla.

Ama gerçekten böyle bir evrimi dünya bile geçirmedi. Dünya masumu biriymiş gibi duruyor.

"Hadi ama İz. Balım benimle oynamıyor zaten."

"Sence niye oynamıyor acaba?"

"Yoksa bana küs mü?"

"Şu haline bak bebek gibi davranıyorsun."

"Ciddi olursam oynar mıyız? Son haftadayız dersler boş SIKILIYORUM!"

Son kelimeyi bağırarak söylediği için bütün sınıf bize döndü. 'la bu harbi mal' bakışı attım İz'e. Bana hak verdiğüni açıkça belirtti.

"Poyraz'ı da çağıralım mı?"

Ceyhun'un dediğine hem İz hem de ben şaşırmıştık. Ama ben o sırada su içiyordum, boğrazımda kaldı. Öksüre öksüre bir hal oldum.

"Hayırdır? Ne Poyraz'ı?"

"Aramız düzelsin istiyorum."

"Tövbe haşa! Nasıl yani? Lan sen ona pusu kurdun pusu! Yüzüne bakar mı senin?"

"Nereden bilecek ki o pusunun ona kurulduğunu?"

Mal ben, ağzımı tutamayıp pot kırmıştım.

"Yani ne bilim işte? Neyse ne, hala kararlı mısın Poyraz konusunda?"

"Evet, hadi onu çağırmaya gidelim."

Bu anı kaçıramazdım.

Ceyhunla istemeden yakın oluyordum. Yıllardır arkadaştık ve ben onunla çok yakındım. Birden böyle aramızı açmak zor oluyordu. Aslında açabilirdim ama şu an pişman olduğunu görmek beni zorluyordu.

"Balım gelsene!" İz'in çağırmasıyla sıramdan kalktım ve onlara eşlik ettim.

--

"Selam Poyraz."

Ceyhun'un sesi biraz(!) kısık çıkmıştı. Poyraz da garibim ne olduğunu anlamıyor tabii. 'ne diyo bu?' bakışları gözlerimde. Ben de susar mıyım? Hayır. Dediklerimden pişman mıyım? Hayır.

"Poyraz, Ceyhun çok pişman olduğunu, özür dilemezse içinin rahat etmeyeceğini, gerekirse ayaklarına kapanacağını ama eninde sonunda kendini affettireceğini söyledi."

İz önce kıkırdadı sonra "Yuh!" dedi, ama sessizce. Bende kıkırdadım.

"Şey yani ben sana çok kötü şeyler söyledim. Biraz empati kurmalıydım biliyorum."

"Ceyhun, bu boş sözlere gerek yok."

Hepimiz şaşırmış, ne diyeceğini bekliyorduk.

"Ben de çok temiz birisi değilim. Hep kendimi masum gördüm. Size zaman ayırmam gerekirdi, ben hep merak ettiğim şeylerin peşinden gittim ve sizi kaybettim. Ama Bal- yani şey, ama eninde sonunda doğruları gördüm işte. Ben de özür dilerim."

Hepimiz şaşkındık. Birbirlerine bakıp gülümsediler ve yılların özlemiyle birbirlerine sıkıca sarıldılar. Ben ve İz boş boş onlara bakıyorduk.

"Sana yaptığım bunca kötülük kıskançlık yüzündendi. Benden daha yakışıklısın, benden daha başarılısın ve..."

"Ve?"

Birbirlerinden ayrılmış konuşuyorlardı.

"Ve benden daha zengindin. Ailen ve haliyle de sen her şeye sahiptiniz. Ve bu dedelerinizden kalan bir zenginlikti. Ama benim babam dişini tırnağına takıp bizi buraya kadar getirdi. Ama hala sizin kadar zengin değildik. Anla işte, kıskandım. Herkesin aklına girdim. Kendimi senin zengin ve züppe biri olduğuna inandırmaya çalıştım hep. Başardım dersem yalan olur. Seni çok özledim."

"Ceyhun gey misin?"

İz'in söylediğini duyar duymaz gözlerim kocaman açıldı ve omzuna sert bir yumruk geçirdim. Poyraz benimdi. "Oha oha çüüşş! Omzunu çürüttün!"

Onlar bize bakıp gülerken biz hala olayın şaşkınlığındaydık. Resmen Ceyhun'un yıllardır yaptığı kötülükleri hiç saymıştı. Onca göz yaşını unutmuştu.

"A Poyraz boynunda değişik bir leke var."

Lekeler bahane fısıltılar şahane. Boynunda bir ben'i vardı, bu bahane ile yanına gittim. Boynunda bişeye bakıyormuş gibi davranarak fısıldadım.

"Onu bu kadar çabuk nasıl affedersin?"

"Çünkü özür diledi."

"Saçmalama!"

Biraz sesli fısıldamıştım bu yüzden daha da sesimi kısarak "O seni dövdürmeye kalkıştı."

"Ama iyiyim işte. Bu konu uzasın istemiyorum. Zamanında iyi anlaşmıştık ve bu yüzden tekrar arkadaşlarımı kaybetmek istemiyorum."

"Sen bilirsin."

Ben eski yerime geçerken "ben'miş." Dedim, kiii kimse bizi takmıyordu zaten. Poyraz birden sevincini içinde tutamayarak "eee n'apıyoruz şimdi?"

"Doğruluk mu cesaretlik mi oynuyoruz."

Biz isyan ederken bizim aksimize Poyraz bu durumdan çok memnun duruyordu.

Bal'ım [TAMAMLANDI] Where stories live. Discover now