Uyan Betty

306 23 7
                                    

İyi okumalar...

Betty yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyordu. Kurşun kalbini sıyırmıştı. Herkes korkuyla hastane koridorlarında nöbetleşe kalıyordu. Jughead ve Alice hariç. Onlar oradan ayrılmıyorlardı. Birisi uyurken diğeri uyanık kalarak nöbet tutuyorlardı. Yine bir gün yorgun gözlerle Betty'i izlerken doktor geldi ve Betty'nin normal bir odaya geçeceğini söyledi. Bu Betty'nin yanına girebilecekleri anlamına geliyordu. Orada olan Cheryl, Jug ve Alice bu habere sevindiler. 

Hepsi Betty'nin normalde uyanması gerekirken uyanamadığını biliyordu. Bu onları çok korkutsa da henüz yapabilecekleri bir şey yoktu. Doktorları da kesin bir bilgi vermemişti.

O gün doktor orada olan Cheryl, Jug ve Alice'i yanına çağırdı. Normalde sadece 1.dereceden yakınlarıyla konuşmalıydı ama Jug ve Cheryl buna izin vermediler. Alice'in geçen sefer olduğu gibi sinir krizi geçirme ihtimalinden korkmuşlardı çünkü.

"Biliyorsunuz ki Betty'nin şu ana kadar uyanması gerekiyordu ama uyanmadı. Sizi duyup hissedebiliyor, uyanmama ihtimali var ve önümüzdeki beş gün içinde uyanmak zorunda. Uyanması için onun duygularını harekete geçirmelisiniz. Tabii bunu olumlu duygularla yapmalısınız. Psikolojik hasar vermemek için."

Jug zar zor nefes alabildi.

"P-peki ya uyanmazsa?"

"Maalesef kendinizi acı sona hazırlamanız gerekir."

Alice yanındaki Jug'tan destek aldı. Kendini iyi hissetmiyordu. Cheryl bir anlık cesaretle sorabildi.

"Uyanma ihtimali yüksek ama değil mi?!"

Doktor neredeyse yere yığılmak üzere olan Jughead ve Alice'e baktı. Söyleyip söylememek arasında gidip geldi. Ama söylemek zorundaydı değil mi? Annesi kızının durumunu bilmeliydi.

"Bunu söylemek zor ama uyanma olasılığı %10larda. Ama bu henüz kesin değil umudunuzu kesmeyin. Ameliyattan sağ çıkma olasılığı da düşüktü ama Betty bunu yapabildi. O çok güçlü."

Doktorun karşısındaki üçlü duygusal olarak çöküş yaşadılar.Doktor onları yalnız bıraktı. O sırada Alice bütün yükünü Jughead'a verince onun bayıldığını anladılar.

"Cheryl! Git yardım çağır!"

Jughead hızla Alice'i kapının önüne kadar taşıdı ve oradaki sedyelerden birine yatırdı. Doktor ve hemşireler onu kontrol ettiler ve sadece şok yaşadığını biraz dinlenmesinin iyi olacağını söyleyip onu boş bir odaya yerleştirdiler. Cheryl ve Jughead yalnız kalmışlardı şimdi. Betty'nin  yeni odasının önüne oturdular. İkisi de konuşacak cesareti bulamıyordu. En sonunda Cheryl konuşma kararı aldı.

"Jughead üzülmüyorsun değil mi?"

Jughead, Cheryl'a sanki onunla dalga geçmiş gibi baktı.

"Ne!? Kastettiğin şeyi anlamadım ama şu an seni anlamaya uğraşmak istemiyorum."

Cheryl, Jughead'ın moral anlamında tamamen düştüğünü bir kez daha anladı. Birden sinirlenip birden üzülüyordu.

"Jughead, uyanma ihtimal düşük olabilir ama sizin aşkınız her şeyden daha fazla. Onun duygularını harekete geçireceksin. Aşk da bir duygudur unutma."

Jug, Cheryl'a döndü.

"Gerçekten mi? Yapabilecek miyim?"

"Onu çok sevmiyor musun?"

"Düşünebildiğinden daha fazla seviyorum."

Cheryl alıngan bir tavır takındı. Jughead bunun şakasına mı yoksa gerçekten mi olduğunu ayırt edemedi.

"Bir kere düşünebiliyorum! Ben de Toni'yi senin gibi seviyorum!"

İkisi de bir süre boyunca sustular. Doktor yanlarına gelip sıra ile içeri girebileceklerini söyledi. Cheryl, Jug içeri girmeden önce onu durdurdu.

"Kuzenime üzgün olduğunu ve ümidini kaybettiğini sezdirirsen sonun kötü olur Jones! İçeride fenalaşırsan bana seslenmen yeterli."

Jug kafasını salladı ve hemşirelerin ona yaptırdığı şeyleri yaptıktan sonra içeri girdi. Onu kaç gündür ilk defa camların arkasında görmüyordu. Çok zayıflamıştı, rengi solmuştu ve göz altları morarmıştı. Ama buna rağmen hala güzel gözüküyordu Jughead'ın gözüne. Onu böyle görmek Jughead'ın canını çok yaktı. Betty makinelere bağlı olarak yaşamayı hak etmiyordu. Bunu yapanlara cezasını verecekti. Sahiden babası acaba bulabilmiş miydi bunu Betty'e yapanları? Sonuçta kasabanın şerifi babası değil miydi?

Jughead, Betty'nin yanındaki koltuğa geçti. Konuşmak istiyordu ama boğazı düğümlenmişti. Kendini zorlayarak ağzından birkaç kelime dökmeyi başardı.

"Sevgilim seni çok özledim."

Gözleri dolmuştu. Sanki Betty uyanıkmış gibi kafasını diğer tarafa çevirip ona göstermemeye çalışarak dolan gözlerini temizledi.

"Betty uyanacaksın değil mi? Beni yalnız bırakmayacaksın. Seninle yine Pops'a gidip oturacağız. Sadece gözlerini aç sevgilim. Gözlerini açtığında hepimiz burada seni bekliyor olacağız. Doğum günün yaklaşıyor. Partileri pek sevmem ama sana mükemmel bir parti hazırlayacağım Betty Cooper. Senim için en sevdiğimiz yazara mesaj attım. Belki o da gelir ne dersin? Seni seviyorum Betty Cooper. Seni her zaman seveceğim. Hatırlıyor musun? Seni ilk evine bıraktığım zamanı. Ya da seni ilk öptüğüm zamanı. İlklerimiz her zaman güzeldi. Sonraki yaşadıklarımız da ilklerdeki gibiydi. Bizim her şeyimiz güzel Betty. Biz güzeliz. Sen güzelsin. Bundan sonra kimse aramıza girmeyecek. Söz veriyorum. Belki bunu daha önce söylemedim ama ben sana hep hayrandım Betty. Her zaman gözleri üzerine çeken iyi kalpli, dürüst, güzel kızdın. İnsanlara değer veriyordun Betty. İlkokulda pek arkadaşım yoktu. Sadece Archie. O yokken herkes benimle dalga geçerdi. Biliyorsun hiçbir zaman uyum sağlayamadım. Ama sen beni savunurdun Betty. Sen her zaman beni korurdun. O zamanlar sana hayrandım. Okuldaki başarılı, cool, sosyal kız. Seni ne zaman koridorda görsem bana gülümserdin. Okula gelmeyi sevmemin tek nedeni buydu. Duygularımı her zaman içime atıyordum Betty ve senin etrafındakilere ne kadar iyi davrandığını birilerine anlatma gereği duydum. Archie seninle çok yakın arkadaştı. Ona anlatamazdım. Ben de yazmaya karar verdim. Yazma tutkum senin sayende başladı Betty. Ve hala senin sayende yazabiliyorum. Sen olmayınca yazmak istemiyorum Betty. Sen olmayınca mutsuz oluyorum, kendimi güvende hissetmiyorum. Sen benim için çok değerlisin Betty. Senin her zaman yanında olacağız ve seni burada yorulmadan bekleyeceğiz. Kendini kötü hissedersen gözlerini açıp koridora bakman yeterli orada sana bakıyor olacağım."

Jughead, bileğine serum bağlı Betty'nin elini tuttu. Onun bir tepki vermesini bekledi ama Betty hiçbir şey yapmadı. Cheryl ona çıkması gerektiğini söyleyen işaretler yapıyordu. Jughead onu anlayınca Cheryl orada uzaklaştı. Jughead artık gitmesi gerektiğine üzülerek ayağa kalktı ve Betty'nin alnına bir öpücük kondurdu.

"Seneye bugün koltukta oturup film seyrederken seni öpüyor olacağım. Seni seviyorum bir tanem. Görüşürüz demeyeceğim çünkü sadece şu lanet camın arkasında olacağım."

Jughead odadan dışarı çıktı. Ona sarılan Toni'ye teşekkür eden gözlerle baktı. Sonra Cheryl, Toni'yle yer değiştirdi.

"Umarım konuştukların işe yarar. B'yi uyanık görmek istiyorum."

"Umarım Cheryl."

Biraz kısa oldu sorry ;( Yazım hatalarını affedin.

Bölüm nasıl olmuş? Bu tip bölümleri yazmada pek iyi değilimdir :( Duygusal konuşmaları hiç yapamıyorum.

Eleştrilerinizi bekliyorum sizleri seviyorum canlar ♥♥♥

TRUTH ~BugheadWhere stories live. Discover now