16*Düğün

121 11 2
                                    

Bethany için geçtiğimiz bir hafta oldukça sıkıcı ve rutin geçmişti. İlk günler güzel görünen kitap sayfaları üstüne gelmeye başlamıştı ve kesinlikle biraz hava almasının zamanı gelmişti. Şükürler olsun ki babası biraz daha rahatlamış ve Bethany'nin Cole'un düğününe gitmesine izin vermişti. Aksi halde Bethany hem sıkılmaya devam edecek hem de herkes oradayken kendisi evde oturduğu için siniri bozulacaktı.

En son ziyaretinden sonra Andrew iki defa daha Bethany'yi evde ziyaret etmişti ve her seferinde elinde bir buket çiçek ve şehrin meşhur çikolata dükkanlarından birer paket vardı. Açıkçası ne zamandır nişanlı oldukları halde bir haftadır üç defa ziyaretine 'çok özledim, seni görmek istedim' gibi bir bahane ile gelmesi artık altında bir sebep aranacak hale gelmişti fakat elbette sadece özlediği için de gelmiş olabilirdi. Yalnızca garip gelmişti ve nedense Andrew'i yeterince samimi bulmuyordu. Aralarında eksik bir şeyler olduğu kesindi ama bunun adının ne olduğunu bilmiyordu.

Neyse ki düğün şu zamanda her anlamda ona çok iyi gelecekti ve yine Aaron'u da görebileceği için içinde garip bir heyecan duyuyordu.

Babasının yemek davetinden bu yana Aaron'dan ne bir haber almış ne de yüzünü görmüştü. Ki bunun için bir sebebi de yoktu. Ama o gün aklında biri olduğunu söyleyişi zihninde canlanıp duruyordu. Kimdi o şanslı kişi? Andrew ziyaretlere geldiğinde de Aaron ile ilgili bir lafı özellikle açmamak için dikkat de etmişti ki başına gelecek en kötü şey Andrew'in bunu hissetmesi olurdu.

Düğüne bir gün kala Elizabeth ve Bethany yine derin bir muhabbete dalmışlar ve kesinlikle iki aptal aşık gibi saçmalamaya başlamışlardı.

"Ah, Zack ile evlenmem mümkün olur muydu acaba?" dedi Elizabeth gözleri kapalı bir şekilde gülümserken.

"Liz, bu konuda kendini fazla ümitlendirmemeni söylemiştim sana."

"Of biliyorum" dedi somurtarak. "Biraz yardımcı olamaz mısın? Hayal kurmaktan zarar gelmez."

"Ben bir hayal bile kurmaya korkuyorum" dedi Bethany eli ile yorganın üzerinde hayali çizgiler çizerek. "Olmayacak bir hayale kapılmak istemiyorum ve bunun olmayacağı da gün gibi ortada."

"Bu kadar da karamsar olma" dedi Elizabeth. 

"Ama ümitli de olamam. Of, salak gibi ondan hoşlanmak zorunda mıydım sanki? Bunun bana getireceği tek şey acı, bunu şimdiden görebiliyorum. Muhtemelen o da yakında uygun biri ile evlenecek ve biz Andrew ile birlikte olduğumuz sürece onunla ve karısı ile de aynı ortamda sık sık buluşmak mecburiyetinde olacağız. Kaldı ki sevdiği biri var ve durum çok muallak."

"Korkunç bir senaryo."

"Kesinlikle öyle. O yüzden," dedi Bethany çenesini dikleştirerek. "Bu işi fazla büyütmeden içimde sonlandırmam lazım."

Elizabeth şaşkın bir şekilde arkadaşına baktı.

"Ah, Beth, aşk konusunda gerçekten tecrübesiz olduğunun farkındayım ama bu biraz fazla oldu."

"Nedenmiş?"

"Aşık olduğun adamı öylece bitirip unutamazsın. Bu bir iş ortaklığı değil. Aşıksan aşıksındır ve bu böylece gider. Bunu kabullenmelisin."

Bethany nasıl oluyor da bir çok konuda bilgili ve mantıklı olan kendisi iken bu konuda Elizabeth'in kendisinden daha tecrübeli olduğuna şaşırdı. Halbuki kızcağız şimdiye kadar Zack dışında kimse ile flört etmiş bile değildi. Kaldı ki Zack ile nadir buluşmalarında geçen hoş zamanlarının bir flört denmeye yeteceğinden bile emin değildi.

"Hayır bunu kabullenemem" dedi Bethany kararlı bir şekilde. "Gör bak nasıl da unutacağım onu. Saçma bir öpücük için eriyip biten kızlardan olmayacağım."

Günbatımı BahçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin