2*YABANCI

216 22 7
                                    

Derin ve ani bir nefes alışla uyandı. Gözleri sonuna kadar açılmış ve kalbi de hızla atıyordu. Bir an etraf zifiri karanlık gibi gelmişse de az sonra gaz lambasının zayıf ışığına alıştı gözleri.

"Bethany!"

Annesi ve babası teleşla baş ucuna geldiler.

"İyi misin?"

Bethany kaşlarını çatarak alnını kırıştırdı ve beynini yokladı. Ne olmuştu? Bir anda hatırladığı şey yerinden tekrar sıçramasına sebep oldu.

"Kimdi o?"

Babası kızının omzuna elini koydu ve sıvazladı.

"Sakin ol, tehlikeli bir durum yok."

"Senin çığlığını duyunca" diye söze girdi annesi. "İlk gelen Billy olmuş. Hemen ardından biz geldik. Yerde baygın yatıyordun, yanında da bir adam vardı. Yaralı ve baygındı."

Bethany'nin kalbi hala fazlasıyla hızlı atıyordu.

"Ah, ayağımı tutan o olmalı. Peki kimmiş? Yerde neden ayağımı tuttu ki?"

"Henüz kendine gelmedi. Ciddi sayılabilecek yaraları var." dedi babası. "Belki de yardım istemeye çalışmıştır. O haldeyken birine zarar vermek aklına bile gelmemiştir."

"Kim olduğunu biliyor musun?" diye tekrar sordu Bethany.

"Hayır maalesef" dedi babası. Buralardan biri gibi görünmüyor, çevreye soruşturduk ama kimse tanımıyor."

Bethany'nin kalbi azıcık olsun yavaşlamışsa da hala bir insan için hızlı atıyordu.

"Yani.. Zarar verecek biri değil?" derken gözleri soru sorar gibi bakıyordu Bethany'nin.

"Eh, öyle olmasını umuyoruz." dedi babası. "Herhalde zarar vermek için gelip de orada bayılacak kadar da salak değildir."

Bethany derin bir nefes alarak gözlerini kapattı ve kendisini doğrulduğu yatağa geri bıraktı.

"Ah.." diyebildi sadece.

"Hadi sen dinlen" dedi annesi. "Doktor bunun sadece şoka bağlı olduğunu söyledi. Bir sorun yok. Şu an adamın yaraları ile ilgileniyor."

Bethany halsizce kafasını salladı ve annesi ile babası da gaz lambasını açık bırakarak odadan çıktılar.

Tanrı aşkına nasıl bir şeydi böyle bu olanlar? Ayağına doğru bakıp da bileğini kavramış eli gördüğü anı anımsayınca içinden bir ürperti geçip üşümüş gibi titremesine sebep oldu. Her kimse, onu bu halde yataklara düşürdüğü için pişman olup af dilemesi lazımdı. Ayağını tutana kadar yardım istemek için seslenseydi ya!

Bethany'nin kendisini dayanılmaz bir sıcaklığın içinde bulması uzun sürmemişti. Üzerinde bir battaniye vardı! Bu yaz gününde hem de! Aceleyle battaniyeyi tekmeleyip üzerinden attı. Hatta yatakta bile kalmasına müsaade etmeyerek aşağı düşene kadar iteledi. Kış günü bile sarıp sarmalanmayı sevmezken, hele de yaz günü bu sıcakta!

Yavaşça yatakta dönüp oturdu ve çıplak ayaklarının ahşap zemine tamamen bastığından emin oldu. Ardından kalktı ve tamamen terle ıslanmış ve kırışmış elbisesini çıkarıp farklı bir tane giydi. Dağılmış saçlarını da toparladı.

Kapıyı açıp koridora süzüldüğünde beklenmedik bir şekilde kalabalıktı. Kimseden ses çıkmamış olsa gerek ki saatlerdir çıt bile çıkmayan evi karanlık ve sessiz sanmıştı.

İkisi tanıdık altı kişi vardı.

"Garip" diyordu biri. "Buralarda bu şekilde olaylar olmazdı."

Günbatımı BahçesiTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang