6*Dans

138 12 1
                                    

Bakma, bakma, bakma...

Derken yine O'na bakıyor oluyordu. Masa düzeninin böyle ayarlanmış olması bir komplo muydu emin olamadı. Elbette ki Andrew olanları biliyor olsa değil karşı karşıya oturmak ikisini aynı ortama bile sokmazdı. Ancak nasıl olmuşsa olmuş ve Foster tam karşısına oturmuştu.

Aaron kıza neden bakıp durduğunu bilmiyordu. Muhtemelen yaptığı salaklığa hala inanamıyor ve kızın o kız olup olmadığından emin olamıyordu. Ama her baktığında bunun bir rüya olmadığına, Foster'ın da o gece öptüğü kız olduğuna bir kez daha emin oluyordu. Günlerdir bu karmaşa aklını yiyip bitirmişti ve ne yapacağı konusunda en ufak bir fikri yoktu. Tek bildiği bir şekilde Foster ile konuşmak ve konuyu açıklığa kavuştumaktı. Nihayetinde kızın konuşmayacağından emin olması lazımdı ki Andrew ile olan bağları sağlam kalabilsindi. Derken, dans başladı ve dikkat çekmeden onunla konuşabilmek için eline harika bir fırsatın geçtiğini anladı. Elbette ilk danstan kızın üzerine atlayamazdı. Andrew ile danslarını beklemeli ve centilmen bir beyfendi gibi usulünce onu dansa kaldırmalıydı. Yani şüphe çekmeden.

İçki almak için masaya yöneldiğini gördüğünde oraya doğru ilerledi. Masadan bir kadeh aldı ve kadına uzattı. İçkiyi ona uzatırken, yüzündeki ifade görülmeye değerdi. Şaşkınlık az kalırdı. Dehşet, belki de korku. Kızcağız bir katil görmüşçesine solmuş, gözleri hafifçe açılmıştı.

"Bir sonraki dansını bana ayırır mısın?" diye sorduğunda Foster'ın şu an saf bir şaşkınlık yaşadığından emin oldu.

"Anlayamadım" dedi Bethany kekelememeye çalışarak.

Ne dedi o şimdi?

"Dans diyorum" dedi Aaron zoraki gülerek. "Dans edelim" diye tekrarlarken yüz ifadesi ciddileşti. Bethany de nasıl oldu ise kendisini onunla birlikte dansa başlarken buldu.

"Derdin ne senin?" dedi alçak sesle elleri birbirine değer değmez. "Andrew'in önünde ne yapmaya çalışıyorsun?"

"Nişanlı bir kadın ile dans edilmemesi gerektiği hiçbir görgü kuralında geçmiyor." derken mavi gözlerini duygusuz bir şekilde ona dikti. İlginç bir şekilde kadının elbisesi ile aynı renk olan gözleri, ona bakınca iyice belirginleşmişti.

Ah, elbette bu söz tanımadığı bir kadının evinde onu isteği dışında öpen bir adama aitti.

"Kimsin sen?"

"Aaron George Evans." dedi Aaron hiç beklemeden.

Dansın ritmine göre dönerlerken Bethany başını yan tarafa çevirdi ve durduklarında tekrar ona baktı.

Adını hala bilmediğimi mi sanıyor acaba?

"Beklediğim açıklamanın ne olduğunu biliyorsun" dedi Bethany sakin kalmaya çalışarak.

"Evans soy adı sana tanıdık gelmiyor mu?" derken bir kaşı havalandı Aaron'un. Kendisinin onun ailesi hakkında bildiklerinden haberdar değil miydi acaba?

"Büyük filoları olan meşhur Evanslar mı?" derken hiç de biliyormuş gibi durmuyordu kızın yüz ifadesi. Aksine 'bunda bilinmeyecek ne var' bakışı vardı gözlerinde.

"Yani, evet. Ama beklediğim bu değil."

"Bundan fazlasını bilmiyorum. Ama bilmem gereken bir şeyler olduğu belli."

Bir an konuşmadan birbirlerine baktılar.

Hiçbir şeyden haberi yok gibi görünüyor. En iyisi bir kılıf uydurmak, diye geçirdi aklından Aaron. Şurada durup karmaşık aile geçmişlerini ona anlatmakla uğraşacak değildi.

Günbatımı BahçesiWo Geschichten leben. Entdecke jetzt