BÖLÜM 17 "ŞİİRLER YAZDIRIR BİR GÜLÜŞÜN"

2.3K 192 162
                                    

Yazar'dan ;

Bazı acılar , bazı göz yaşları zamanı geldiğinde , ansızın yağmaya başlayan yağmurlar gibi başlayacak olan delice bir sevdanın ilk adımlarıydı.

Nasıl bir ağaç baharda tekrar çiçeklenmek için , sonbahar gelince göz yaşı gibi bir bir döküyordu yapraklarını , dökülen gözyaşları da başka bir mevsimde sevdayla hemhal olup çiçeklenmek içindi.

Esma'nın da bunca zaman döktüğü gözyaşları , Yavuz'da filizlenmiş , onda çiçeklenmişti.

Ve en güzel meyvelerini Allah nasip ederse gine onda verecekti.

Belki de en güzel anlarını , en güzel şekilde beraber imar edeceklerdi.

Güzel bir gülümseme görse birbirlerinin dudaklarından 'Elhamdülillah bugün de doyurduk sevda sofrasında kalbimizi ' diyeceklerdi.

Yeri geldiğinde birbirlerine ev , yeri geldiğinde sırtlarını yaslayacakları bir duvar , yeri geldiğinde de yüklerini beraberce taşıyacakları bir hayatın ortakları olacaklardı.

Tüm bunların hayali bile o kadar güzeldi ki Esma tebessüm etmeden , heycanlanmadan edemiyordu.

Adeta yüreğinde ve zihninin tozlu mahzenlerinde binlerce kelebek kanat çırpıyordu.

Hafsa hanımın anlattığı olay aklına geldikçe , arada o kanatlar birbirine değsede , ilk duyduğu kadar sarsılmıyordu bedeni ve sadece merak denen ufak bir karınca yiyordu içini. Ve Muhtemelen Yavuz her şeyi anlatana kadar da yemeye devam edecekti.

Ama asla sevgisinin de , sevdasının da önüne geçemeyecekti. Bunu iliklerine kadar biliyor ve hissediyordu.

Her şeyi bir kenara bırakarak gülümsedi ve aynada ki suretine bir kez daha baktı.

Gözlerinde ki kızarıklıklar geçmiş ve yerini minik parıltılara bırakmıştı.
Elmacık kemikleri allık sürmüş gibi kızarmıştı. Bembeyaz olan yüzü asıl rengini almıştı.

Esma aynada kendini izlerken odasının kapısı yavaşça açıldı ve babannesinin gülümseyen yüzü gözüktü.

"Hadi kızım Murat amcan nikahınızı kıymak için geldi."

Yerini tekrar belli eden heyecan kırıntıları tam bu an büyüyerek depremlere dönüştü. Nefesleri sıklaşırken , yüreği sızladı.

"Bismillahirrahmanirrahim"

Dedi ve derin bir nefes alarak çıktı odadan.

Salonun kapısının önüne geldiğinde durdu ve arkasında onu savaşa uğurlarmış gibi dolu gözlerle onu izleyen babaannesi ve Nihal e tebessüm etti.

Titreyen elleriyle kapının kulpunu indirip odaya girdi.

Kadir Bey ve Yavuz'un babası Ahmet Bey odanın sağ tarafında kalan koltukta yan yana oturuyordu.

Babasının kurstan arkadaşı Murat amcası ise sol tarafta , bahçeye açılan pencerenin hemen önünde ki koltukta idi.

Yavuz ise hemen Murat amcanın önünde iki dizinin üzerine çökmüş , başını eğmişti.

Esma odaya girdiği an kaldırdı bakışlarını.

Öyle bir bakmıştı ki gözlerine , ruhunda kopan fırtınaların yerini hafif çiselyen yağmura bıraktığına yemin esebilirdi.

Esma , zorda olsa çekti bakışlarını ve başını eğerek, Yavuz'un bir kaç adım yanında ki mindere oturdu yavaşça.

Ve Yavuz'un hala üzerinde olan bakışlarıyla başını eğdi öne ve elbisesinin tülleriyle oynamaya koyuldu.

UZLETWhere stories live. Discover now