üç kahvaltısı

5.7K 521 62
                                    

İyi okumalar ♡

"Her yerim ağrıyor, ne kadar dans ettim hatırlamıyorum." Maya'yı kucağıma alıp koltukta iyice yayıldım.

"Ortalığı yaktın bebeğim, Tanrım... Aynı bana benziyor." Jae Hwa halam bana hayranca baktığında gülümseyip başımı iki yana salladım.

"O kızı görüdün mü nasıl morardı ama." gerçekten halamla benziyorduk.

"Neyse, şimdi partiyi boş verelim. Babam ve annemi bugün bize çağıracağım. Hep beraber lanet aile yemeklerinden yeriz. Sonra da Jungkook ve beni söyleyeceğim." halalarım başlarını sallayıp gülümsemişlerdi heyecanla.

"Bu Jungkook aşırı yakışıklı. Kız Sun yeon kimseye bakmadın bakmadın ama sonunda ultra yakışıklı birini buldun. Hiç seviştiniz mi?" halama bakıp gülerek göz devirdim.

"Hayır, henüz kendi özel hayatıma ayıracak vakti bulamıyorum. Annem evleniyor, sonra hoop babam evleniyor. Hazırlıklar falan, yoruyor insanı. Sevişmek hiç aklıma gelmedi, o kadar meşgülüm yani." Jae Hwa halam başını sallayıp dudak büzdü.

"Tabii, annenin eve hırlıyı hırsızı sokmasından rahat rahat hayatını yaşayamadın." başımı iki yana sallamıştım ciddiyce.

"Bu olanlar sadece annemin suçu değil hala. Beni bu hayata mecbur bırakan herkesin suçu. Annem ve babam boşandığında beni düşünen hiç kimse olmadı." televizyonu açıp Maya'yı sevmeye devam etmiştim.

"Günaydın." merdivenlerden inen Jungkook'a bakıp gülümsedim.

"Günaydın." Maya'ya sarılıp ayağı kalkmış ve mutfağa ilerlemiştim.

Mutfağa girdiğimde Maya'yı yere bırakıp yemeğini ve suyunu doldurdum.

Maya iştahla yemeğini yerken bende yemeğimi hazırlamak için dolaba ilerledim.

"Kahvaltı yapmadın değil mi?" başımı mutfağın kapısına çevirip hala kendine gelemeyen Jungkook'a bakıp omuz silktim.

"Mısır gevreği yiyecektim şimdi." üst dolapdan mısır gevregini alacağım sırada yanıma gelip elimi attığım mısır gevregini almıştı.

"Daha iyi bir kahvaltı yapmaya ne dersin?" bir süre düşünüp gülümsemiştim.

"Olabilir, madem ısrar ediyorsun." halime gülerek mısır gevreğini yerine koymuştu.

"Bana yardım eder misin?" yüzümden eksilmeyen gülümsememle başımı yavaşça aşağı yukarı sallamıştım onaylarcasına.

Jungkook'un yanında başka biri gibi oluyordum sanki, aslında kendimi değiştirmek için bir şeyler yapmıyordum.

Tabi bekarlığa veda gecesi saçmalığı hariç.

Sanırım o'nun yanında kuralsız biri oluyordum, ördüğüm duvarları yıkmıştı.

Sevmek acayip bir şeydi, normalde iğrendiğim-sevmediğim şeyleri o'nunla yapınca mutlu oluyordum.

"O zaman başlayalım, bana yumurta verir misin?" dolaba ilerleyip üç tane yumurta çıkartarak Jungkook'a götürdüm.

"Bakın hele şu çerçeveye, Sun Yeon'a büyü mü yaptın Jungkook ne bu hal!" Joon seo'nun sesiyle kaşlarımı çatıp şaşkınca mutfağın kapısına bakmıştım.

"Joon seo, küçüksün falan ama çok haklısın." Joon seo sinirle Jung woo'ya bakıp omzuna vurmuştu.

"Dayak istiyorsun heralde?" göz devirip yanlarına ilerlemiştim.

"Ne işiniz var burada-oha Minha teyze sen de mi buradasın? Göremedim ya, insanlar yaşlandıkça boyları kısalıyor derlerdi de inanmazdım. Doğruymuş." Minha samiyetsizce gülüp başını sallamıştı.

bad family ° jjkWhere stories live. Discover now