küslük

7.9K 674 343
                                    

İyi okumalar ♡

"Yine mi sen? Üf, bıktım senden be!" suratımı buruşturup karşımda gülümseyerek oturan Jaehyun'a bakmayı sürdürmüştüm.

"Ama ben hiç bıkmadım. Bu arada ben acıktım, ne önerirsin?"  Jaehyun'un kulağına eğilip, gülümseyerek fısıldamıştım.

"Zıkkımın zehirli kökü var, şefin spesyeli yer misin?" başını sallayıp gülümsemişti, manyak herif ya!

"Sen de her boku yiyorsun be arkadaş." demiştim pes edercesine.

"Sen veriyorsun çünkü, ne kadar atar gider yapsan da bana zehirli bir şey vereceğini sanmam." göz devirip başımı sallamıştım.

"İyi peki, hamurger getireyim o zaman. Yanına da nar suyu, kan falan yapar."demiştim umursamazca, aslında doktorla küs kalmak enerjimi sömürmeye başlamıştı.

"Peki, teşekür ediyorum." başımı sallayıp kasaya ilerlemiştim.

"Ne istedi Sun yeon aşkımsu?" Min ji'ye bakmadan, Joon seo'ya seslenip gülümsedim.

"Hamurger ve nar suyu Joon seo aşkımsu." başını sallayıp mutfağa ilerlemişti.

"İsyan ediyorum! Biz bir şey yapmadık ki ya! Hepsi Jungkook yüzünden." başımı başka yerlere çevirip, ikisini de duymamazlıktan gelmiştim.

"Al bakalım." Joon seo'ya öpücük atıp, tepsiyi alarak Jaehyun'un masasına ilerledim.

"Al bakalım, bu arada bu kadar şey yiyorsun mide fesatı geçirirsin benden söylemesi. Gel bir kahve iç akşama kadar otur kardeşim, manyak mısın nesin sende?" demiştim babacan bir tavırla.

"Tavsiyen için Teşekkür ederim, çok naziksin." başımı 'he he' dercesine sallayıp yanından ayrılarak kasaya ilerledim.

"Kolay gelsin." doktorun sesini duyunca kalbim ağzıma gelmişti, ya bir sakin yerinde dur be kardeşim.

Vücuduma kan mı pompalıyorsun, yoksa işin gücün oynaşmak mı anlayamıyorum!

"Sun yeon?" doktoru takmadan 'bakar mısınız' diye bağıran o ulu kurtarıcı masaya ilerlemiştim.

Siparişlerini alıp, Jung woo'ya söylemiştim. "İşin bittiyse gidelim?"peh, birde yanında baş belası çürük kokan ve ne kadar iğrenç şey varsa onun içinde bulunduğu Minha denen paçoz mu paçoz, yelloz mu yelloz kadını getirmiş.

Huh!

"Teşekkürler Jung woo." siparişleri alıp masaya teslim etmiştim. Kasaya ilerleyeceğim vakit, Jaehyun seslenmişti bana.

"Gidecek misin şimdi? İstersen seni bırakabilirim?" tek kaşımı kaldırıp Jaehyun'a bakmaya başlamıştım.

"Olur, hadi kalk gidelim." ayaklanıp kasaya ilerledim.

"Ben gidiyorum." diyerek çantamı ve telefonumu almıştım. "Hm, demek inadından vazgeçtin. Ne kadar olgunca bir davr-Sun yeon araba burada!" doktoru takmadan Jaehyun'u takip ederek arabasına binmiştim.

"Oha, bu araba Porsche. Dışardan bakılınca öyle zengin gibi gözükmüyorsun." demiştim şaşkınca, o ise gülümseyip arabayı çalıştırmıştı.

"Niye, sadece zenginlerin mi Porsche'si mi var?" dediğinde göz devirmiştim, mütevazı olacağım diye neler diyordu tanrım..

"Ulan ben normal bütçeli biriyim, ama benim Porsche'm yok. Demek ki sadece zenginlerin varmış." başını sallayıp gülümsemişti, bense adresi verip yolları takip rtmeye başladım.

Sonuçta tanımıyorum, işimi sağlam kazığa bağlamam gerekliydi.

"Bana bak, aklında beni kaçırıp kirletmek gibi bir niyet varsa polisin numarasını tuşladım. Tek tıkla hapisanelik olursun." dediğim de kahkaha atmıştı.

bad family ° jjkDonde viven las historias. Descúbrelo ahora