-10-

666 103 76
                                    

İyi okumalar. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Hava iyice kararmıştı. Paris sokaklarındaki sokak lambaları bir bir yanmaya başlamıştı. Tüm Paris yapay ışıkla aydınlanıyordu. Büyük, görkemli Agreste Malikanesi'nin bahçe ışıkları yanmıştı. Camdan dışarıyı izleyen Bridgette yanan ışıklarla gözünü kırpıştırdı. Zaten gösterişli olan ev artık Eyfel Kulesi gibi ışıl ışıldı.

Kapı açıldığında arkasındaki kapıya baktı. Felix elindeki iki kupayla masaya ilerledi. Bardakları masaya bırakıp notlara baktı. Işıklar kapalı olduğu için yazıları seçemiyordu. Nefes verip arkasını döndü. "Bridgette ışıkları neden..."

Mavi saçlı kızın yüzünün yarısı dışarıdan gelen sokak lambasının ışığıyla aydınlanıyordu. Beyaz cildi ve mavi büyüklerine vuran ışık onu iki kat daha güzel gösteriyordu. Koyu renk salık saçları ise ciddi anlamda parlıyordu. Hızlıca başka tarafa baktı Felix. "...yakmadın?"

Odasının ışıklarını açmak için kapının yanına yürüdü. Işıkları yakıp Bridgette'e bakmadan masasına gitti, sandalyesine oturdu. Dün gece de dahil olmak üzere tüm gün o saçma kalp atışını düşünmüştü. Bir daha olmaması için çaba göstermeliydi ve bu çaba onu şimdiden çok yormuştu.

Bridgette aniden açılan ışığın etkisiyle yüzünü hafifçe buruşturdu. "Ne bileyim, ben dışarıyı izliyordum ya odanın karanlık olduğunu hissetmedim." diye çok normal şekilde açıklama yaptı. Sesinden yorgunluk akıyordu. Yavaş adımlarla Felix'in yanına gelip diğer sandalyeye oturdu. Kırmızı kupayı eline alıp kahvesine baktı. "İnsan içine biraz süt koydurtturur." diye söylendi.

"Seni süt çarpıyor. Kahve içiyor olmana rağmen hemen uyuyabiliyorsun." dedi, arkasına yaslanıp Bridgette'e baktı. "Ayrıca kahveleri ben hazırladım, ben olsam hiç laf etmezdim." Bridgette'in şaşkınlıkla kaşları kalktı. Kahvesini masaya koyup Felix'e baktı. Alayla konuştu:

"Sizi mutfağa sokan şey neydi Bay Agreste?" Sandalyesinde yan oturup kolunu sandalyenin arka kısmına koydu. "Kahveyi istediğim gibi yapamıyor olmaları. Boşuna heveslenme." Felix bunu söylerken her zamanki gibi umursamazdı.

"İstediğin şey filtre kahve Felix." dedi Bridgette anlam veremeyerek. Filtre kahve makineyle ölçülü şekilde yapılıyordu ve Felix bunu beğenmiyor muydu? Aşırı seçici halleri bazen insanı şaşırtıyordu.

"Evet, bunu nasıl yapamazlar anlayamıyorum." dedi fazlasıyla sitem dolu şekilde. Bridgette anlamaya çalıştı. Anladığında da onun sitemine mi yoksa ironisini anlamamış olmasına güleceğini seçemeyip ikisine de gülmeye başladı. Felix yan yan Bridgette'e baktı.

"Komik değil Bri." Bridgette kahkahaları arasından konuştu. "Komik."

Bridgette'in kahkahaları sürerken Felix göz devirip tamamen dolu bir A4'ü önüne koydu. Kız önüne koyulan kağıtla gülmeyi bırakıp somurttu. Önündeki kağıdı eline alıp boş boş baktı. Onun dümdüz kağıda baktığını fark eden Felix hafifçe gülümsedi ve Bridgette'in yüzüne baktı.

Biraz izledi ardından konuştu: "Kağıda boş boş bakmak yerine önemli yerleri işaretlesen mi?" Bridgette çocuğun söylediği şeyle nefes verdi. "Hadi ama Felix, Fransız İhtilali'ni bilmeyen mi var! Neden ödevimiz bu?"

"Sevinmen gerekmez mi? İnternete Fransız İhtilali yazdığımız gibi binlerde sonuç çıkıyor. Bu işimize gelir." derken uzanıp kalemliğinden işaretleme yapabilmek için fosforlu kalem almıştı. Eline aldığı ilk kağıdı incelemeye başladı.

"Tam tersine! Ne kadar çok bilgi o kadar çok not tutma ve kağıtlarla boğuşma. Ayrıca Fransız İhtilali gibi bir konunun ödevini geçen seneki gibi yapamayız. Daha ciddi olmalıyız. Bayan Roux'u geçen seneki ödevimizle çok etkilediğimiz için bu yıl yine ikimizi eşleştirdi bilmem farkında mısın? Bizden beklentisi çok yüksek. Bu yüzden de bize Fransız İhtilali'ni verdi. Çok dikkatli ve özel olmalı. Tanrı aşkına bu kadar rahat olma Felix, Fransız onurun nerede senin?"

q u e e n [miraculous pv] •Yenilenen Bölümler•Where stories live. Discover now