6.Bölüm "Vazgeçiş"

Začať od začiatku
                                    

Bir süre daha yürüdükten sonra John elini cebine attı ve tahmin ettiğim kadarıyla telefonunu çıkarttı. Daha sonra elime tutuşturulan dikdörtgen, metal şeyi hissedince tahminimin doğru olduğunu anladım.Telefonu verirken "0826"diye mırıldandı. Bu telefonun şifresi olmalıydı. Telefonu cebime koydum. Başkasının telefonunu belime sıkıştırmam pek hoş bir davranış olmayabilirdi değil mi? Zaten egzersiz süremiz de bitmişti. Yine tahminime göre şuan duş almaya gidiyor olmalıydık. 

Bu koridorlarda yürümekten bıktığımı düşündüm, daha ne kadar daha bu programla devam edeceğimizi bilmiyordum ama daha 3.gündeydik sanırım. Pes etmek için çok erkendi. 

Plana uygun olarak odalara dağıldıktan sonra herkes ikişer ikişer duş almaya ilerledi. Elime temiz kıyafetlerimi aldıktan sonra kıyafetleri önümde tutarak ellerimi gizledim. Telefonları alıp temiz kıyafetlerin cebine koydum. Sonuncu olarak ben de duş almaya ilerlerken benimle birlikte içeri girenin Sam olduğunu farkedince bir anlığına şaşırsam da bunun bir tesadüf olabileceğini düşündüm. 

Acaba onu uyandırmanın bir yolu yok muydu? Mesela bu gece uyumasını engelleseydim ne olurdu? Ya da bunu yapmak mümkün müydü?  Saçımı şampuanlarken başımı iki yana salladım. Mümkün olsaydı bile bunu farkedilmeden nasıl yapacaktım ki? Bunu yapabilmem için uzaktan beynini hacklemem falan gerekirdi. Sonra düşündüğüm şeye güldüm. Böyle bir şey yapabilseydik kesinlikle güzel olabilirdi. 

Daha sonra sanki kafamda bir zil sesi yankılandı. 3 gündür bunun yeni aklıma gelmiş olması çok saçmaydı.  Bu bir bilim kurgu filmi olsaydı bunu kesinlikle filmin başında tahmin ederdim. Kesinlikle televizyonda gözüktüğü gibi değildi. Bunca insanın aynı şeyleri yapması beyinlerinin kontrol edildiği anlamına geliyordu. Evet, elbette. Bu koskocaman şey üzerinde neden düşünemiştim ki daha önce?

Ve sadece uyuyanlar etkileniyordu. İşte bu noktada biraz durup düşünmem gerekti. Neden sadce uyuyanlar etkileniyordu? Aklıma duyduğum tiktaklar geldi. O sesler bir sinyali temsil ediyor olabilir miydi? 

Bu soruları daha sonra düşünmek üzere bir kenara ittikten sonra işimi çabucak bitirmeye çalıştım. Kıyafetlerimi de giydikten sonra kabin kapağını açtım ve kirlileri köşedeki sepete bıraktım. Arkamı dönünce aniden Sam ile karşı karşıya geldik. Bir anlığına donakalsam da kenara çekilip geçmesine izin verdim. Sinirle nefes verdim. İçimden söyleniyordum.

Aptal çocuk. Hem hiçbir halttan haberin yok hem de orada burada karşıma çıkıp sinirlerimi bozmaya devam ediyorsun. Gerizekalı. Sabah yaptığın şeyi unutmadım!  Hele bir uyan o zaman göreceksin gününü.

Tabii bunları Sam'in de duymasını çok isterdim. 

Yataklara ilerleyince günün ne kadar çabuk geçtiğini düşündüm. Aklımda sürekli bir şeyler olunca vaktin nasıl geçtiğini anlayamamıştım. Yataklara ilerleyince yukarı çıkmak için ayağımı  merdivene attığım sırada Sam de yatağına bir dizini yaslamıştı daha sonra aniden kolumu tuttu. Şaşkınlıkla ona döndüm. Kameranın kör noktasında oluşumuzu fırsat bilerek geri çekilmedim ve merakla bekledim. 

Gözlerinde bir yanıt arar gibi tam gözlerinin içine baktım. Sen kimsin? Sanki beni tanır gibi bakmıştı. Daha sonra sertçe kolumu bıraktı. Tekrar yatağına yönelmeden önce gözlerindeki yabancılaşmayı görmüştüm. Hayal kırıklığıyla yatağıma döndüm. Bir karmaşa yaşıyordu. 

Geçen gün gördüğüm sarı saçlı kız gibi davranmıştı. Bizi yönetmeye çalışan insanlar bunu her nasıl yapıyorlarsa kontrole devam etmeleri için bizi uyutmaya devam etmeleri gerekiyordu sanırım. O kızın garip davranışlarını...diye düşünürken duraksadım.  Garip mi? İnsani davranışlar artık bana garip geliyordu resmen. Neyse ne diye düşündüm. O kızın insani davranışlarını da yatma vaktinden önce görmüştüm. 

Zifiri Karanlıkta Gezinenler (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now