15. Bölüm "Rüzgar Senfonisi"

184 24 73
                                    

+++++++++++++++

Fon müziğiyle okumanız önerilir ^^

Onlar yavaş yavaş uzun süredir mahrum bırakıldıkları uykularına kavuşurken, biz de sessizce oturuyorduk. Işıkları söndürmüştük ve normalde hava karardığında içeri vuran sokak lambaları da yanmıyordu.

Kitap okumak istiyordum ama rahat uyumaları için ışıkları açamazdık bu yüzden Chris çekmecelerde bir mum buldu ve Rhino da cebinden bir çakmak çıkartıp mumu yaktı. Ortaya koyduğumuz mumun etrafına oturduk.

"Kendimi ayin yapıyormuşuz gibi hissettim." dedim hafifçe gülerek.

Karşımda oturan Rhino iki elini birleştirip kafasını yukarı kaldırdı ve gözlerini kapattı.

"Eğer buradaysan lütfen bize bir işar-" derken öne eğilip bacağına elimle vurdum.

"Kes şunu."

Az önceki pozisyonunu bozup hayal kırıklığıyla baktı. "Aman bir eğlenelim dedik."

Sam "Niye korktun mu?" derken onu duymazdan geldim.

"Eğlence anlayışın bu mu cidden?" dediğimde Rhino ciddiyetle başını salladı. Bense başımı iki yana salladım. Korktuğumdan değildi ama hiç eğlenceli de değildi.

"Senin eğlence anlayışına ne demeli? Yanına bir sürü manga almışsın. Otaku* falan mısın?" dediğinde bu sefer ben ciddiyetle kafamı salladım.

"Otaku sayılabilecek kadar delisi değilim ama gayet güzel bir eğlence anlayışı bence." dedim elimde bir serinin ilk cildini tutarak. Rhino ise beğenmemiş bir ifadeyle cık cıkladı.

Sam elimdeki cilde eğilerek kapağına baktı ve sonra heyecanla eline aldı. "Bunu biliyorum! Ben de okumuştum."

Sevdiğim şeylere ilgi duyan insanları sevdiğim için Rhino ile olan muhabbetimi açıkça keserek yanımdaki Sam'e doğru döndüm.

"Gerçekten mi?" derken Sam ile seri hakkında uzun bir muhabbete başlamıştık. Daha sonra birden "Hepsini okudum ama yeniden okuyabiliriz, yapacak bir şey yok zaten." dedi.

Daha sonra sırtını koltuğa yasladı ve yanına gelmemi işaret etti. Anlamasam da onun gibi koltuğa yaslanıp yanına oturdum. Sonra kitabı ortamızda tutarak ilk sayfasını açtı.

"Birlikte mi okucağız?"

"Evet, neden olmasın?" dediğinde başımı salladım. Kitaba dönsem de sonra duraksadım. "Böyle tutarsan bileğin ağrır bir tarafını da ben tutayım, hem kitabı tutmayınca kendimi rahat hissetmiyorum." dedim.

Hafifçe gülerek "Tamam o zaman." dedi ve bir tarafını bıraktı. İkimiz de iki sayfayı da okuduğumuzda bana sorduktan sonra diğer sayfaya geçiyordu. Okuma hızımız birbirinden çok farklı değildi bu yüzden bir süre sonra sormayı bıraktı.

Sosyal bir insan olsam da kitap okumak, film izlemek, müzik dinlemek gibi şeyleri tek başıma yapmayı severdim. Başka biri olduğunda tüm odağımı ilgilendiğim şeye verdiğimden zaten yanımdakini unuturdum ve buna birlikte yapılmış bir aktivite de denemezdi. Ayrıca yanımda başka biri olduğunda kendime ayırdığım kişisel anın bozulduğunu hissederdim.

Başta odaklanamayıp gözlerim etrafa ya da Sam'e doğru kaysa da o sanki orada yokmuş gibi davranıp kitabı tek başına okuyormuşum gibi hissettirdi. Ayrıca çok uzun süreli bir tanışıklığınız olmasa da insan kendini Sam'in yanında rahat hissediyordu. Etrafında hissedilir bir aura vardı ve o bölgeye adım attığınız anda, büyük kahverengi gözleri size çevriliyor ve sanki uzun süredir arkadaşmışsınız gibi hissettiriyordu. İnsanları kolaylıkla kendine çekebilen, olmadığında eksikliği kolaylıkla hissedilen bir insandı eminim ki.

Zifiri Karanlıkta Gezinenler (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now