19. Bölüm "Renkler"

143 21 62
                                    

Şarkı | louane - je vole

■■■■■■■■■

Eugene yarım ağız güldü. "Bunu istediğine emin misin?"

Kaşlarımı çattım. "Ne istemem gerekiyordu?"

Başını iki yana salladı.

"Şu konuda bir anlaşalım. Seninle ve senin ırkınla bir arada bulunmaktan hoşlanıyor değili-"

"Evet bunu yüzünden anlayabiliyorum."

"Lafımı kesme. Nedenini bilmesem de seninle bir arada olmaktan hoşlanan tek kişi Edin ve bu seni bizim ırkımızın Dünyalılardan hoşlandığı düşüncesine itmesin-"

"Dünya sizin ırkınız tarafından işgale uğradığı için benim de pek olumlu düşüncelerim yok. Ben de sizinle olmaktan memnun değilim şu an yanımdayım evet ama bu seni Dünyalıların sizden hoşlandığı düşüncesine itmesin. Edin ile birbirimizi öldürmeye çalışmamış olmamız birbirimize güvendiğimiz anlamına gelmiyor."

Eugene ne için buradaydı, benden ve ırkımdan hoşlanmadığını söylerken ne kast ediyordu ve Edin ile bağlantısı neydi ve özellikle üstündeki bu üniforma düşündüğüm şeyin simgesi miydi gerçekten bilemiyordum. Özgüvenle konuşuyordum ama kafam çok karışıktı.

"Ah bu arada lafını böldüğüm için üzgünüm." Dedim yapma bir gülümsemeyle.

"O zaman neden Edin'in yanına gitmek istiyorsun?"

"Çünkü bana bir açıklama yapacağını söyledi ama büyük ihtimalle sen orada olduğun için söyleyeceklerini söylemedi. Üstüne üstlük beni takip edip buralara kadar gelmişsin. Hem de yanına geleceğimi bilerek. Özel bir amacın yoktuysa, mesela beni ve arkadaşlarımı öldürmek gibi, beni Edin'in yanına götürür müsün?"

Eugene kafa karışıklığıyla bana baktı. Bu kadar açık ve cüretkar bir konuşma beklemediği ortadaydı. Ona bu şekilde davranmamı gururuna yediremiyordu ancak bana ters davranması için de, en azından kişisel olarak, bir sebebi yoktu.

En azından buraya neden geldiğini söylemesini beklerken hiçbir şey söylemedi. Kafasıyla yolu işaret etti ve yanyana yürümeye başladık. Son kez dönüp eve baktım. Sam ile pencereden göz göze geldik. Ruth bana el salladı. Derin bir nefes alarak önüme döndüm.

Ruth söylemese de ne hissettiğini biliyordum. Onu yaptığım işlerin dışında bırakmamdan hoşlanmıyordu. Kendime güvenmediğimden değildi ama şimdiye kadar ne yaparsam yapayım hep birileriyle birlikte yapmıştım. Tek başıma bir şeyler yapmak her zaman yaptığım bir şey değildi. Ki Ruth ile sürekli birbirimizden haberdardık. Ne yapsak, ne düşünsek birbirimize söylerdik. Şimdiyse onu tamamen saf dışı bırakmam hiç hoşuna gitmemiş olmalıydı. Ama başıma güzel işler açmıştım ve bunları halletmek de bana düşüyordu.

Eugene ile birlikte sessiz ve karanlık sokakta böyle yürümek beni geriyordu. Hele ki az önce şansımı biraz fazla zorlamışken dilimin ucundaki soruları sormaya da korkuyordum. Yürürken sık sık sağını solunu kontrol ediyordu. Bileğinde sürekli baktığı elektronik bir cihaz vardı.

Neden sonra sakin bir ses tonuyla konuştu.

"Seni direkt Edin'in yanına götüremem. Seni yakın bir yerde bırakacağım ve Edin yanına gelecek tamam mı?"

Nedenini merak etsem de sessizce başımı salladım.

"Dediğim gibi herkes Edin gibi değil. Seni orada öldürürler çünkü."

İstemsizce yanağımın içini kemirmeye başladım. Bu Eugene'in de bu düşünce içerisinde olduğu ama Edin'in onu engellediği anlamına mı geliyordu? Edin'in engellediğini nereden çıkarttım ki? Bu baya dolaylı bir tahmindi. Edin'le görüşene kadar Eugene'in beni sokak köşesinde vurma ihtimalini göz ardı etmeye çalıştım.

Zifiri Karanlıkta Gezinenler (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now