5. Bölüm "Hatalar ve Çözümler"

311 43 76
                                    

§ Şarkı | Cyn- I'll still have me §

Yeniden yapayalnız kalma düşüncesi beni içten içe mahvederken bir yandan ne yapacağımı düşünmeye çalışıyordum. Odaklanmak çok zordu.

Yerimden doğrulmamak adına kendimi zor tuttum. Derin bir nefes alıp ses tonumu ayarlamaya çalıştım. Bu heyecanla her an bağırabilirdim bile. "Sam?" Diye fısıldadım.

Cevap gelmedi.

Panik yapmamaya çalışarak yeniden seslendim. "Sam?"

Yine cevap gelmeyince yüz üstü yatacakmışım gibi yapıp döndüm ve başımı ranzanın yanından aşağıyı görebileceğim bir şekilde hafifçe sağa kaydırdım. Buradan sadece Sam'in aşağı sarkıttığı kolunu görebiliyordum. Sabrımın sonuna gelmiştim. Artık ne olacaksa olsun diyerek kafamı çok abartılı olmayacak şekilde aşağı sarkıttım.

Aptal çocuk! Tabii ki uyuyordu.

Hemen kendimi düzelttim. Gözyaşlarım beni her ne kadar zorlasa da sakinleşene kadar bekledim.

İnsan heyecandan veya korkudan uyumaz ya da ne bileyim en azından bu kadar çabuk uyumazdı. Aptal!

Her neyse, onu sadece bir gündür tanıyordum. Onu kaybetmek beni bu kadar üzmemeliydi.

Ama tek başıma kalmıştım. En önemli sorunumuz buydu. Ah bir de şey. Uyumadan nasıl dayanacaktım ki ben? Yirmi dört saati çoktan geçmiştik ve bu benim için bir rekordu. Tamam başta korkudan uyumak pek aklıma gelmemişti ve şimdiyse uyumamam gerektiğini bildiğim halde bile kendimi zor tutuyordum. Başımdaki keskin ağrıysa sanki tetikte bekliyordu.

Bir de üstüne üstlük rahat ve yumuşak bir yatakta yatıyordum!

Bütün olumsuzlukları bir kenara itmeye çalışarak uyumamaya odaklandım. Ne yapacağımaysa daha sonra karar verecektim.

Aradan geçen bir süreden sonra gözlerimin kapanmaya çalıştığını hissedince kolumu karnımın üstüne koyup diğer elimle de bileğimi arada bir cimciklemeye başladım.

Kendi kendime sayı saydım. Saçma sapan kurgular kurup o kurguların ana karakteri oldum. Daha sonra yan dönüp odadaki insanları inceledim. Yanımızdaki ranzada dudağının yanında beni olan, zayıf, uzun saçlı bir kız vardı. Altta ise sarı saçlı fare suratlı bi çocuk yatıyordu.

Çaprazımızdaki yatağın üst katında kumral, çekik gözlü bir çocuk vardı. Dudakları hafif aralanmıştı. Biraz daha yan dönünce yüzünde ön plana çıkan şeyin ön dişleri olduğunu farkettim. Tatlı bir çocuktu.
Daha sonra Sam'in arada bu çocuğa baktığını gördüğümü hatırladım. Aklıma gelen saçma fikirlere karşı başımı salladım. Belki tanıdığı biri olabilirdi.

Gerçi düşününce Sam'i çekik gözlü bir çok insana bakarken görmüştüm. Hepsini tanıyor olabilir miydi? Burada bir arkadaşı olduğunu söylemişti ama hangisi olduğunu bilmiyordum. Her neyse. Sam diye biri şu andan itibaren yoktu. Yani bunları düşünmemin ne önemi vardı ki?

Artık kolum moraracak duruma geldiğinde ışıklar açıldı. İçimden 'sonunda' diye bağırmamak için kendimi zor tuttum.

Çok uzun bir süre geçmiş olabilirdi. Ya da olmayadabilirdi. Bilmiyordum. Akli bazı yetilerimi kaybetmiş olma ihtimalim vardı.

Herkes yerinden doğrulmaya başlayınca ben de kalktım ve ranzadan aşağı indim. Sam çoktan kalkmış ve ayakkabılarını ayağına geçirmişti. Önde durduğu için yüzüne bakamadım.

Ben de ayakkabılarımı ayağıma giyip bağcıklarımı bağladıktan sonra doğruldum ve diğerleri gibi sıraya girdim. Kapı açıldı ve biz her zamanki gibi yürümeye başladık. Bu seferki tek fark ise Sam arkamda veya yanımda değildi. Onun orada olmasının verdiği güveni artık hissetmiyordum.

Zifiri Karanlıkta Gezinenler (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now