Bölüm 11

6.7K 432 13
                                    

-Beni öpmek istiyor musun, Alex?" Örgüsünü yumruğuna doladı ve iyice kendine çekti. Şimdi vücutları arasında en ufak bir boşluk kalmamıştı. Kızı çevirip arabanın kapısına yaslamış, yüzünü bir eliyle kaldırırken gözlerini ondan kaçırmaması için saçındaki elini biraz daha sıkmış onu yerine sabitlemişti. Bütün gece onun tadına bakmak için yanıp tutuşmuştu. Hatırladığı kadar tatlı mıydı? Teni çok güzeldi, mükemmel kokuyordu.

-Oliver, ne yapıyorsun?" Alex gerilemeye çalışıyordu. Adamın çok kızdığına kanaat getirdi. Evet, aptal gibi tüm günahlarını anlatırsa olacağı buydu. Ondan öç almak için çok doğru bir noktaya parmak basıyordu.

-Alex, sıra bende." Sesi okşayış gibi yumuşacıktı.

-Oliver...

Adam kızın nefesini içine çekiyordu. Şarap ve karamel gibi koyuyordu. Alex'in kalbi çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı, Oliver'ın kaslı göğsü onun göğüslerini eziyordu. Tıraş losyonunun kokusunu ciğerine çekti. Bu yanlıştı. Bu tamamen sapıkça bir yanlıştı.

-Alex, cevap ver." Sesinin tonu biraz sertleşmişti. Onu kapana kıstırmış olsa da canını yakmıyordu.

-Nişanlın..." Mantıklı olmaya çalışıyordu.

-Cevap, Alexandra. Evet ya da hayır." Dudakları dudaklarına çok yakındı. Oliver'in nefesini içine çektiğinde bütün ahlak kuralları ve mantığı zihninde kenara ötelenmişti.

-Evet, lanet olsun evet.

Oliver daha fazla dayanamadı ve Alex'in dudaklarını dudaklarıyla kavradı. Saçındaki eliyle onu iyice sabitlemiş o dudakların tadının kendine aktığını hissediyordu. Alex çılgınca bir arzuyla ellerini adamın saçlarına doladı. Oliver alt dudağını emerken inledi, dilini adamın üst dudağında gezdirdi. Kontrolü kaybeden Oliver bedeninin her hücresini öpmek istiyordu. Hatırladığından çok daha tatlıydı. Dudaklarını açması için onunla oynuyordu. Genç kız teslim olmakta direniyor, adamın dudaklarını açlıkla onunkiler üzerinde gezdiriyordu. Oliver dudaklarını dudaklarından ayrılıp çenesini öptü, öpe öpe boynuna kaydırdı. Kız itiraz edercesine inledi. Bedenini ona yasladı. Oliver kızın boynundaki nabzının attığı yeri öptü, Alex'in nefesi tıkandı. Oliver hafifçe dişlerini kızın tenine geçirdi.

-Sen beni öpmek istiyor musun, Oliver?" diye sordu Alex nefes nefese.

-Ağzını aç da göstereyim güzelim.

Şehvetle boğuklaşan sesini duyan Alex alev alacağını hissediyordu. Belinin altındaki nokta sızlıyor, sırılsıklam oluyordu. Sızlayan yeri o Oliver'ın yabancı sertliğine sürttü. İçgüdüsel olarak yaptığı hareketler Oliver da yankı buldu ve o da inledi. Kafasını hızla kaldırdı. Gözlerinde şehvetin can bulduğuna yemin edebilirdi. Altın kahveler ise fırtınalı bir ateşle koyulaşmıştı.

-Ağzını aç, kadın.

Bu kez dişleri birbirine çarptı. Oliver dilini kızın dudaklarından içeri soktu. Kız diliyle onu okşarken geri çekti. Bir daha daldırdı. Alex adamın dilini dişleriyle sıkıştırdı ve emdi. Şimdi Oliver o en eski mahrem ritimle dilini sokup çıkartıyordu. Alex'in kalçalarına sarıldı. Diliyle aynı ritimde onu ereksiyonuna bastırıyordu. Kız adamın saçlarına asıldı ve bu kez o dilini ağzının içine soktu. Önce ürkekçe diline dokundu sonra dilleri birbirine dolaştı. Alex bacaklarını iyice araladı. Adamın hareketleri hoyratlaştı. Hızını arttırdı ve kalçasındaki bir elini bluzdan içeri sokunca bütün sihir bozuldu. Alex dudaklarını kopararak ayırdığında Oliver hemen durdu.

-Sorun ne?" diye sordu nefes nefese. Alnını kızın alnına yasladı. Kollarını iki yanına, arabanın kapısına yaslamıştı. Alex'in kaçacak bir yeri yoktu, yine.

FİRARİ DUVAKOnde histórias criam vida. Descubra agora