Bölüm 8

6.6K 440 8
                                    

Dört gün sonra telefonu acı acı çaldı.

-Ali! Lanet olsun. Tamam dedim. Bu akşam yemeği ben yapacağım.

-Sana da selam Bayan Daniella.

-Ah, Tanrım. Akşamdan kalmayken şöyle şakalar yapma.

-Neden içiyorsun öyleyse?

-Sana katlanmam için kanımdaki alkol miktarının yüksek olması gerekiyor. Lanet olsun!

Bir takım patırtılar duyuldu.

-Bayan Daniella?

-Alice Katherine! Kes şu saçmalığı!

Boğuk bir kahkaha duyuldu. Jane oturduğu yerden kalkıp patronuna baktı. Aralık kapısından gördüğü kadarıyla ofisinde oturmuş bir hafta önce gelen aranjmanla konuşuyor gibi bir hali vardı.

-Alice dedim! Kaltak gibi davranmayı bırak. Bir haftadır aynı şaka. Ah!"

Birkaç şişenin devrilme sesini duydu.

-Derdin büyük sanırım?

-Ah lanet olsun sana Katherine! Kapa çeneni.

Suratına kapattı. Tekrar çalan telefonuna küfretti.

-Bay Gamzeliyim-Ama-Nişanlım-Var bugün de aramayacak. Ben de artık bu salak akşamdan kalma şakalarına inanmıyorum.

Oliver artık kahkahalarını bastıramadan gülüyordu. Uzun zamandır bu kadar güldüğünü hatırlamıyordu.

-Ben Oliver.

-Siktir! " Alex telefondan kulağını ayırdı ve numaraya baktı. Alice değildi ve ses kahkahalar atıyordu. Son birkaç gündür içtiği içkinin hesabını her sabah arayıp onu kandırmaya çalışarak daha kötüsü başarılı olarak soruyordu. Lanet olası!

"Ben Oliver Cylton." diye tamamladı sözlerini kendini toparlayabildiğinde.

-Şey... Hay lanet olsun!" Alex yatağından düştü. Oliver bu hengâmenin durulmasını beklerken kendini zor tutuyordu. "Merhaba Bay Cylton. Kusura bakmayın..." Kulakları alev alev yanıyordu.

-Önemli değil, Bayan Daniella. Sanırım bir yanlış anlaşılma oldu. Çiçek için teşekkür etmek için aradım. Evet, biliyorum biraz geç oldu." Bir hafta oldu diye içinden geçirdi Alex. "Bulunması imkansız birisiniz. Bende şirketinize bir çiçek yolladım fakat teslim almadınız."

-Şey, ben izinliyim.

-Evet, patronunuzla ufak bir konuşma yaptık. Sizi meşgul etmiyorum değil mi?

-Ah, hayır. Anladığınız üzere yeni uyandım. " Alex yatağının yanındaki ufak saate baktı. Saat ondu. "Ve oldukça akşamdan kalmayım." İnledi ve yerden kalktı. Şişeler odasında oraya buraya yuvarlanıyordu.

-Bunu tahmin edebiliyorum.

-Sana da selam gamze." dedi Alex özlemle. Adamın sesindeki gülümsemeyi adeta görebiliyordu. Bu adama bakmak ibadet sayılmalıydı. Hele o gamzesi... Oliver'in gülümsemesi daha belirginleşti.

-Kaldığın evin adresini bana gönderirsen çiçeği sana gönderebilirim. Aslında bunun için aradım. " Yalan söylüyordu. Günlerdir hakkında araştırma yaptırıyordu ama çok fazla şey elde edememişti. Bu onu çok sinirlendirmişti. Bu numarayı bulmak bile günlerini almıştı, onu bile milyonlarca dolar yatırdığı güvenlik şirketi değil patronundan almıştı. Alex heyecandan bir müddet konuşamadı.

-Şey... Bu numaraya mesaj atsam?

-Elbette.

Uzun bir sessizlik oldu.

FİRARİ DUVAKOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz