The Uncertain Bride❧Vsoo ff❧

DÖRT❧

Yorum yaparsanız çok sevinirim,yazma şevkimi çoğaltıyor. Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin,dayanağım gibiler❀

Medya Lisa

Bunu daha önce binlerce defa yapmıştım.Bir kurdun koyun sürüsünü izlemesi gibi kalabalığı izledim.Zayıf yavaş  ve aptal olanları seçerdim.Ancak şu anda av olan aslında bendim.Beni bir kalp atım süresinin yarısında yakalayabilecek bir çeviği ya da gelişimi bir kilometre öteden sezecek bir fısıltıyı seçebilirdim.Hatta küçük telki  kız bile,işler kötüye gittiği takdirde hakkımdan gelebilirdi.Yani her zamankinden hızlı,her zamankinden akıllı ve en kötüsü her zamankinden şanslı olmalıydım.Neyse ki hiç kimse sıradan bir Kızıl hizmetçiye,tanrıların ayaklarının altında dolanan sıradan bir böceğe dikkat etmiyordu.

Meydana geri döndüm.Kollarımı yanımda serbest bırakmıştım ama hazırdım.Normalde bu benim dansımdı;kalabalığın en sıkışık olduğu bölümlerde yürümek ve bir örümcek ağının sinekleri yakalaması gibi ellerimle çantaları ve cüzdanları kapmak.Bunu burada deneyecek kadar aptal değildim.Bunun yerine.meydandaki kalabalığı takip ettim.Artık çevremdeki olağanüstü manzaradan gözlerim kamaşmıyordu;onların ardında,taşlardaki çatlaklara ve her gölgenin ardında ki siyah üniformaları Güvenliklere bakıyordum.İmkansız gibiydi Gümüş dünyası ellerimin altındaydı.Gümüşler birbirine nadiren bakıyor ve hiç gülümsemiyordu.

Beni en çok endişelendiren her sokakta dükkanların altına iliştirilmiş olan kameralardı.Bizde Güvenlik karakolunda ve arenada olmak üzere sadece bir kaç tane vardı ama burada heryerdelerdi.Neredeyse sabit bir sesle uğulduyor,kulaklarımıza şu fısıltıyı bahşediyordu.Burayı birileri izliyor

Kalabalığın akışı beni barların ve kafelerin önünden ana bulvara çıkardı.Bazı gümüşler açık hava barlarında oturmuş önlerinden geçen kalabalığı izlerken sabah içkilerini yudumluyorlardı.

Sarayın parıldayan gölgesi üstüme düştüğünde kendimi yine aptal gibi bakarken buldum.Ama sonra vızıltılı bir ses beni kendime getirdi.İlk başta arenadaki oyunları başlatan sese benziyordu ama farklıydı.Bir şekilde daha alçak ama daha yoğundu.Hiç düşünmeden sesin kaynağına döndüm.

Yanımdaki barın ekranları aynı yayına geçmişti.Kraliyet nutuklarından biri değil,haber bülteni başlıyordu.Gümüşler bile durup sessizce izliyordu.Vızıltı sustuğunda haber girdi.Sarışın kabarık saçlı bir gümüş ekranda belirdi.Korkmuş gibi görünüyordu ve kağıdı okumaya başladı.

"Poyrazlı Gümüşler bu kesinti için özür dileriz.On üç dakika önce başkentte bir terörist saldırısı gerçekleşti"

Etrafımdaki gümüşler şaşkınlıkla nefeslerini tuttu,sonra da korku dolu mırıltılar başladı.

Bense inanmayarak gözlerimi kırpıştım.Saldırı mı? Gümüşlere mi ?

Böyle bir şey mümkün mü?

"Edindiğimiz bilgilere göre batı Arkeon'daki devlet binalarına düzenlenen organize bombalı saldırılardan Kraliyet Mahkemesi,Hazine Binası ve Beyazateş Sarayı zarar gördü. Olay esnasında Kraliyet ailesi Beyazateş Saray'ında değildi ve şu ana kadar herhangi can kaybı yaşanmadı.Kral Suho'nun bir saat içinde ulusumuza seslenmesi bekleniyor"