𝐋𝐞𝐲𝐝𝐢 𝐉𝐢𝐬𝐨𝐨𝐧𝐧𝐞 𝐓𝐢𝐭𝐚𝐧𝐨𝐬
Masallardaki fakir kız prenses olunca gülümserdi,ben ise bir daha gülümseyebileceğimi sanmıyordum.
❧Ben,Gümüş denizin ortasında kalmış bir kızıl kızdım ve kimse için üzülme lüksüm yoktu.Özellikle de bir yıl...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Odama döndüğümde,hizmetçiler kollarında yeni bir gösterişli elbiseyle sessizce bekliyordu.Bir tanesi bana mor mücevherlerle kaplı ipek elbiseyi giydirirken,diğeri de saçımı ve makyajımı yaptı.Böyle bir sabahtan sonra rahatsız ve delirmiş görünüyor olmama rağmen,her zamanki gibi tek kelime bile etmediler.
Öğle yemeği karışık bir etkinlikti,genelde kadınlar,yaklaşan düğünleri ve zengin kadınların konuştuğu diğer aptalca meseleleri ko nuşmak için birlikte yemek yerdi ama bugün farklıydı.Bugün nehri gören terastaydık ve kalabalığın içinde kırmızı üniformali hizmetçiler dolanıyordu.Sanki koca bir birlikle yemek yiyorduk.
Jin ve Taehyung'da parlak madalyalarla süslü üniformalarını giymişlerdi ve Kral askerlerle el sıkışırken,keyifli bir sohbete gülümseyerek eşlik ediyorlardı.Tüm askerler gençti ve gri üniformalarına gümüş semboller işlenmişti.Kim bilir belki bir tanesini Lisa işlemişti?
Yemekte bile hala görevimi yapmakla meşguldum.Yani gülümsemek,bana uzatılan elleri sıkmak ve cesur hizmetleri için onlara teşekkür etmek zorundaydım.Gelen aile sayısı bitmiyordu.Her teşekkürde kalbime bir hançer batıyordu.Sonunda fark ettirmeden uzaklaşıp kendimi bir bahçeye atmıştım.
"Her şey yolunda mı?"
Başımda dikilen Jin endişeli ama garip bir şekilde rahatlamış görünüyordu.Askerlerle çevrili olmayı seviyordu;sanırım bu onun doğal ortamıydı.
Her ne kadar yok olmayı istesem de duruşumu dikleştirdim"Bunaldım."
Kaşlarını çattı.
"Jisoonne onlar cepheye gidecekler.Herkesten daha çok senin,gelen aileleri uygun şekilde uğurlamak isteyeceğini düşünürdüm."
Sert bir kahkaha attım.
"Acaba hangi yönüm,bir tatile çıkar gibi savaşa giden bu şımarık veletleri önemseyeceğimi düşündürdü?"
Jin bana bağırmak istiyormuş gibi görünsede bu dürtüsünü bastırdı.
"Bu,sadece gümüşlerden oluşan ilk birlik"dedi sakince"Hepsi siperlere gidecek,Kızıllarla birlikte savaşacak,kızıllar gibi giyinecek ve onlarla birlikte hizmet edecekler.Boğaz'a girene kadar,Gölbölgeliler onların kim olduğunu bilmeyecek.Ve bombalar düştüğünde;düşman hatları aşmaya çalıştığında,karşısında hiç beklemediği bir şey bulacaklar.Güçleri olan Kızıllar."
(Şimdi kafanız karışmış olabilir;Gölbölge farklı bir ülke ve düşmanımız,onlarda kızıl ve gümüş diye ayrılıyor.Bizim ülkemiz Poyraz.Boğaz ise Gölbölge ve Poyraz'ın sınırı,orada çok büyük bir savaş var.Bu yemeğe gelen aileler savaşa gidecekler,kendi istekleriyle.)
