Didem Akgül, bir şirkette müdür yardımcısıydı. Paris'e iş için giden Didem hayatının aşkıyla, Şahin Giray Eroğluyla tam da orada tanışmıştı. Ünlü Eyfel Kulesinin zirvesinde. Her şey harika gidiyorken Şahin Giray'ın aniden ortadan kaybolmasıyla hayat...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Giray kollarındaki kelepçeyle oturan hakime bakan kadına baktı. Aleyna bugün hak ettiği yerde olacaktı. Sırf bunun için en iyi avukatı tutmuştu. Babası Yavuz Beyle oldukça şiddetli bir tartışma yaşamışlardı. Adam da iyi bir avukat tutmuştu. Aleyna'nın babası sayesinde bu işten sıyrılmasına izin vermeyecekti.
Davacı koltuğunda oturan adamın bakışları arkalarda ailesi ile oturan Didem'e doğru kaydı. Eşinin karnı hafiften belirmeye başlamıştı. Onu görmesi bile mutluluktan ölmesine sebepti.
Savcı ve hakim bir şeyler konuşmaya başladı. Her iki tarafta savunmasını yapmıştı. Deliller dosyadaydı ve her şey apaçık ortadaydı. Hakim bir süre düşündü. Oldukça büyük bir sessizlik hakimdi.
Yaşlı kadın hakim dosyaları inceleyip gözlüğünü çıkardı. Gözlerini ovuşturduktan sonra " Yaz kızım." dedi. Katip elektronik ortama kararı yazmak için hazırlandı.
"Gereği düşünüldü. Toplanan deliller, yazılı ifadeler ve davacı tarafından sunulan görüntüler doğrultusunda sanığın 5237 sayılı TCK'nın 81. maddesine göre kasten adam öldürmeye teşebbüs suçundan müebbet hapisine karar verilmiştir. Ceza hiçbir şekilde para cezasına dönüştürülmeyecektir."
Hakimin söylediklerinden sonra bir taraf rahatlarken diğer taraf öfkelenmişti. Aleyna "Hayır! Yalan! Hayır!" diyerek kendisini tutan polislerden kurtulmaya çalışıyordu.
Önce Giray'a bakan kadının bakışları ardından Didem'e doğru döndü. "Asla mutlu olamayacaksın. Giray'ı çaldın benden! Geber!" diyen kadın zorlukla salondan çıkarıldı.
Ailesi de arkasından çıktı. Mahkeme salonu yavaş yavaş boşalmaya başladı. Giray avukata memnuniyetini belli ederek elini sıktı.
Şimdi adliyenin dışındaki kameralara açıklama yapma vaktiydi. Bunu avukatı yapsa daha iyi olacaktı. Öncelikle ailesinin yanına gitti. "Çok şükür oğlum." diyen Emin Bey oğluna sarıldı.
"Geçmiş olsun abi, yenge." dedi Nurbanu. Şeyma Hanım ise kendini oldukça kötü hissediyordu. Oğlunun başına bu belayı kendisi sarmıştı. Bir anne olarak çocuğunun önceliklerini değil kendi hayalleri ve gelecekleri düşünmüştü.
"Siz arabada beni bekleyin olur mu? Basın açıklamasından sonra geleceğim." diyen Giray ailesinin salondan çıkışını izledi. En son çıkacak olan Didem'i kollarının arasına alıp dudağına ufak bir öpücük kondurdu.
"İyi misiniz?" diye sordu.
"İyiyiz merak etme. Çabuk gelmeye çalış." diyen Didem adamdan ayrılıp aileyi takip etmeye başladı. Giray da diğer yöne doğru avukatıyla yürümeye başladı.
Az sonra flaşlar ve mikrofonlar dört bir yanını sarmıştı. Derin bir nefes alan genç adam soruları dinledi.
"Giray Bey Aleyna Hanım'ın sizi öldürmeye çalıştığı doğru mu?"
