Didem Akgül, bir şirkette müdür yardımcısıydı. Paris'e iş için giden Didem hayatının aşkıyla, Şahin Giray Eroğluyla tam da orada tanışmıştı. Ünlü Eyfel Kulesinin zirvesinde. Her şey harika gidiyorken Şahin Giray'ın aniden ortadan kaybolmasıyla hayat...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Paris- Kaza Günü |Bir Buçuk Yıl Önce
Şahin Giray kravatını bağlayıp aynada kendine baktı. Her zamanki gibi iş görüşmesine gidecekti. Bakışlarını hemen arkasındaki yatakta uyuyan karısına çevirdi. Güneş karısının tüm güzelliklerinin üstüne vuruyordu. Yüzü, elleri, hafif şişkin karnı. Gülümseyen genç adam yatağa doğru bir adım atmıştı ki telefonuna gelen mesaj ile duraksadı.
İnternetten WhatsApp uygulamasından gelen mesajı hızlı bir şekilde açtı. Mesaj Aleynadandı. Kendi kendine 'acaba yine ne istiyor?' diye düşündü.
Fakat bu seferki isteğine kendisi bile oldukça şaşıracaktı. Mesajı açan adam gelen mesajı okuduğunda gözlerine inanamayıp bir daha okudu.
Paristeyim. Her şeyi biliyorum. Hemen Chez L'Ami Jean'e gel.
Telaşlanmaya başlayan Giray Aleyna' nın buraya geldiğine inanamıyordu. Gelse bile evli olduğunu nasıl öğrenmiş olabilirdi? Bahsettiği şey bu muydu? Başka ne olabilirdi? Didem'e söylemesi gerekiyor muydu?
Melek gibi uyuyan kadına bakışlarını çeviren Giray ona bakınca içinin huzurla dolduğunu hissetti. Yüzünü bir tebessüm kaplıyor, içi sıcacık oluyordu. Bakışları kadının karnına doğru indiğinde derin bir nefes aldı. Didem'e söylemese iyi olurdu. Şu an buna hazır değildi. Aleynadan ona bahsetmemişti ve büyük olasılıkla sinirlenecekti. Bu bebek için iyi olmazdı.
Şimdilik ufak bir yalan söylemesi gerekiyordu. İleride ona her şeyi açıklayacaktı. İçinden sevgilim beni affet dedi.
Didem'in baş ucuna gelip oturan adam kadının saçlarını okşadı. O sırada Didem gözlerini hafifçe açtı. "Aşkım toplantıya gidiyorum. Akşam erken gelmeye çalışacağım. Tamam mı?"
Didem başını olumluca salladı. Uykusunun dağılmasını istemeyen adam "Seni seviyorum." dedikten sonra kısa bir öpücük verip ayağa kalktı.
O gün bebeğini düşünerek yaptığı seçimin karısında derin yaralar açacağını bilseydi bunu büyük ihtimalle yapmazdı. Didem en fazla ona kızardı. Bir süre konuşmazdı fakat her şey bambaşka olabilirdi.
Hayatta yaptığımız iyi ya da kötü bazı seçimler geleceğimizi şekillendiriyordu. Giray şanslıydı. Çünkü karısı onun evlenmesini engellemişti. Şans eseri kadının gelmesinden birkaç hafta sonra evlenecekleri tutmuştu.
Peki ya her şey bambaşka olsaydı? Didem olması gerekenden geç gelseydi ya da Giray olması gerekenden erken bir şekilde Aleyna ile evlenseydi?
Bazı şeyler olacağına elbette bir şekilde varırdı. Önemli olan bu süre zarfında aldığımız yaraların derinliği değil miydi?
Çantasını alan adam karısıyla kaldığı evden çıktığı gibi arabasına ilerledi. Telaştan yüzüğünü unuttuğunu bile bilmiyordu. Güne berbat başladığı kesindi. Arabaya binip kemerini bağladıktan sonra sekreterini aradı.
