Didem Akgül, bir şirkette müdür yardımcısıydı. Paris'e iş için giden Didem hayatının aşkıyla, Şahin Giray Eroğluyla tam da orada tanışmıştı. Ünlü Eyfel Kulesinin zirvesinde. Her şey harika gidiyorken Şahin Giray'ın aniden ortadan kaybolmasıyla hayat...
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
Buse birçok iş görüşmesinden daha çıkmış sonucunu beklemek üzere evine doğru gidiyordu. Böyle giderse gerçekten memlekete geri dönmesi gerekecekti. İşin kötü yanıysa bunu istemiyordu. Memleketteki herkes soru sorup duruyordu.
Genç kadın çantasından her zaman yanında taşıdığı ufak kutusunu çıkardı. İçinden de parlayan yüzüğünü çıkardı. Belki şu an çok mutlu bir kadın olacaktı. İnsan kaderinde ne yazılırsa onu yaşardı. Buse'nin kaderinde acı vardı. Hiç mutlu olamamıştı. Olduğunda ise çok kısa sürmüştü.
Nişanlısı Deniz'i kaybedeli yıllar olsa da hala kendini onunla nişanlı gibi hissediyordu. Biliyordu bu saçmaydı. Hayata devam etmesi gerekirdi. İç çekerek yüzüğü yerine koyan Buse kendi kendine konuşmaya başladı. "Mutluluk mu? Ben onu yıllar önce kaybettim. Ellerimden öylece kaydı. Tutamadım" diye mırıldandı.
Hala hatırlıyordu o günkü kazayı. Nişanlısı, onun annesi ve kendisi alışverişe çıkmışlardı. O kaza ondan canını almıştı. Belki ölmemişti ama ruhu ölmüştü.
Dalgın dalgın yürürken aniden çalınan korna ile yol kenarına başını çeviren Buse "Buse. Atlasana!" diyen eniştesi Giray ile kendine geldi.
Genç kadın gülümsemeye çalışıp arabanın arkasına geçti. Koltuğa yerleşip "Ne büyük tesadüf oldu." dedi ve gülümsedi.
Ön koltukta Kaan da vardı. "Bizde öğle yemeğinden dönüyorduk."dedi Giray. Birkaç gündür eve gitmiyordu. Oğlunu çok özlemişti. Eve gidecek yüzü kendinde bulamıyordu. Didem'e ne demeli ne yapmalı bilmiyordu.
"Nereye bırakalım seni?" diye sordu Giray.
"Evime." dedi Buse. Kaan "Ben tarif ederim abi." diyerek öne atıldı.
Buse, Giray ve Didem'in kavga ettiğini çok iyi biliyordu. Bu yüzden çok geçmeden konuyu açmaya karar verdi. "Buğra da çok huysuz bugünlerde." dedi.
Şahin Giray kaşlarını çatıp aynadan kadına baktı. "Neyi var oğlumun?"
"Didem söylemedi mi? Ateşi var birkaç gündür. O yüzden Didem izin kullanıyor." diyen Buse ile arabayı aniden durdurdu. Gittikleri yolun tam tersine doğru dönüp evine doğru arabayı sürmeye başladı.
"Giray nereye?" diye sordu Kaan.
"Evime ulan evime. Oğlum hasta." dedi Giray endişeli bir halde. Kaan iç çekerek aynadan arka koltukta oturan Buse'ye doğru baktı. Gülümsüyordu. Bugün kısa saçlarını toplamıştı. Yüzü daha bir öne çıkmıştı.
Bir süre sonra eve geldiklerinde Giray hızlı bir şekilde arabadan indi. Eve doğru giderken Buse ve Kaan da arabadan indi.
Genç adam kapıyı tıklatıp beklemeye başladı. Az sonra Didem kucağında oğluyla kapıyı açtığında şaşkın bir şekilde duraksadı. Yeşil gözleri büyümüştü.
