24 - Dritte Person in ihrem Zimmer

3K 207 88
                                    

24 - Odalarındaki üçüncü kişi

Harita odasına bir miktar karmaşa hakimdi. Chanyeol asıl konuşulması gereken kişilerle önemli meseleleri ve yapılacak şeylerin ana hatlarını konuştuktan sonra daha küçük birliklerin başlarını da çağırtmıştı ve onlar gelene kadar da çalıştıkları durumların üstünden bir iki kere geçme şansı yakalamışlardı.

Sehun'nun ve onu takip eden kurtların kaçtıkları yön Batı yönüydü, üstelik daha sonradan onları arayan Betalarda bu durumu onaylamışlardı. Kokuları oldukça silikti, Jongin'nin güvendiği Betalardan biri kokuların eski bir tanıdığa benzediğini ama kimin kim olduğunu çıkaramadıklarını da söylemişti. Normal olarak, sürüden ayrılan herkesin kokusu değişmişti, Park Sehun'nun bile.

Bir süre daha planları üzerinde çalıştılar, birbirine geçmiş haritalar yerde kırış kırış olmuştu ve çoğu kişinin sinirleri gerilmişti. Gidilebilecek çok fazla yön, bunları gerçekleştirebilecek çok az Beta vardı. Elbette, karşılarında yalnızca Sehun ve sürüden ayrılan kurtlar olsaydı sayıları oldukça üstün diyebilirlerdi ancak Batı Kapısının Sehun'a yardım ettiği aşikardı. Kim Jongdae denilen Alfanın da kaçmasına izin vermişti zaten ya, hala içi içini yiyordu.

Derin bir nefes aldı ve sağ tarafta başlarını Jongin'nin çektiği bir Beta grubuna doğru baktı. Kuzey Kapısı ile ilgili bazı durumları tatışıyorlardı. Yixing'in sürü değiştirmesi gibi bazı konuları mesela, veya anlaşmanın bozulmasının getirebilecek bazı etkilerini. Sol tarafta ise Minseok isimli Beta, altında çalışacağı Alfanın yanında diğer Betalarla birlikte Güney Kapısı ile yapacakları görüşme ile ilgili konuşuyorlardı. Kim Junmyeon denilen Alfanın kendilerine yardım edeceğini umuyordu, bu savaş tek başlarına galibiyet alabilecekleri bir tane olmayacaktı ve bu durumu reddetmek aptallıktan başka bir şey olmazdı. Başı çatlıyordu ancak ellerini kaldırıpta toplantıyı sonlandırmamak için kendisini zor tuttu. Öğle vakti geçeli çok olmuştu.

''Alfa.''

Jongin'nin sesini duyduğunda, uzunca bir süre önündeki haritaya baktığını farketti. Batı bölgesinin de batısına bakıyordu. Ucu bilinmez okyanusun başladığı kıyıya...

''Alfa.''

Bir kere daha aynı sesi duyduğunda gözlerini hafifçe kırptı ve sonunda başını kaldırabildi, kendi düşünceleri, savaş hazırlıkları, her bir yandan duyduğu boğuk, sert konuşmalar ve zihninin arkasında yer alan Baekhyun'nun düşünceleri ağır gelmeye başlamıştı.

''Nöbet değişimi vakti geldi, bu yüzden toplantının bitirilmesi için istekte bulunuyorlar. Herkesin biraz dinlemeye ihtiyacı var gibi görünüyor.''

Jongin bunları söylerken Chanyeol'ün gözlerinin içine bakıyordu, ve sanki o ''herkes'' demesinin ardındaki tek isim ise Chanyeol'dü. Derince iç çekti, ona hayır diyebilmeyi isterdi ancak gerçekten de biraz kafasını toparlamasına ihtiyacı vardı. Önlerinde daha ne kadar zamanları olduklarını bilmese de.

Onu başıyla onayladıktan sonra, saygılarını sunmaları için komutanların teker teker gelip onunla konuşmalarını bekledi ve ancak herkes çıktıktan sonra harita odasını kilitleterek oradan ayrıldı. Baekhyun gölün orada biraz vakit geçirdikten sonra yatak odalarına geri dönmüştü, eğer başını daha çok ağrıtacak o konu açılmazsa, Baekhyun'a sarılarak dinlenmeyi ne de çok isterdi ama.

Böylece odalarına girdiğinde Baekhyun'u yatakta, üzerinde ince bir yorgan örtmüş olarak buldu. Sırtı yatak başlığına dayalı, elinde minik bir defter vardı. Büyük ihtimalle Lu Han'nın derslerinde tutmuş olduğu notlara bakıyordu. Ancak yüzü, tıpkı gözleri gibi donuktu ve ondan aldığı hislerde bir o kadar soğuktu. Bir şeyler olmuş gibi hissediyordu.

Ein kleines GeheimnisWhere stories live. Discover now