10- In den Flammen

4.6K 489 193
                                    

10- Alevler içerisinde



Dersliğin kapısı bir gıcırdamayla kapandı ve adım sesleri boş odayı doldurdu. Baekhyun, elinde dikkatle tuttuğu mürekkep şişesiyle neredeyse parmak ucunda yürüyordu. Az önce bir tanesini yanlışlıkla devirmişti ve Handan güzel bir azar yemiş, yenisini almak adına çabucak yollanmıştı.

Chanyeol ile, Alfa ile konuşalı bir kaç saat oluyordu ve o odadan çıktıktan sadece birkaç dakika sonra Baekhyun Minseok'a bakmak için aşağı inmeye karar vermiş, hızlıca üzerini değiştirerek kendisini dışarı atmıştı. Ancak onu bulamadan önce, Lu Han kendisini yakalamış ve artık derslere girmesi gerektiğini söylemişti, böylece günlük derslerine kaldığı yerden devam etmeye başlamıştı. Şansına, bugün Omegalar sağlık dersini zaten çoktan bitirmişti ve aslında dışarıda yaptıkları şeyinde sağlık alanında kullanılan bitkileri incelemek olduğu ortaya çıkmıştı. Baekhyun bunun için üzülmüştü elbette, en merak ettiği şeylerden biriydi ama iki günden beri olanları düşününce üzülmek için kendisine daha güzel şeyler bulabiliyordu.

Dersler bittikten sonra, sarışın Omega bugün dersleri erken bitirmişti, kendisini odada tutmuş ve okuma yazma eğitimine başlayacaklarını haber vermişti. Baekhyun en başta bunun için heyecanlıydı, ama zaman geçtikçe aslında hiçte heyecanlanacak bir yanı olmadığı ortaya çıkmıştı ve hayal kırıklığı da onun yanında çabucak kendisini bulmuştu. Bu iş sıkıcıydı. Harfleri kaçıncı kere yeniden yazdığının haddi hesabı yoktu ve aynı zamanda evin baş sorumlusu olan öğretmeni sürekli karakterleri yanlış yazdığını söyleyerek kendisini azarlıyor, yeniden ve yeniden yazması gerektiğini söylüyordu. Tek bir kıvrım bile anlamı değiştirebilirdi, en azından onun söylediği buydu.

Bu şekilde kaç saat devam ettiler, Baekhyun'nun bir fikri yoktu. Ancak sonunda Han ona gidebileceğini söylediğinde, elleri ve kıyafetleri mürekkep içerisinde kalmıştı ve neredeyse akşam sökecekti. Baekhyun ders için teşekkür etti, bunun içinde sessiz bir ''Beni sonunda bıraktığın için de,'' iması da vardı, ve derslikten çıkarak biraz dışarıda turlamaya karar verdi. Evin arka tarafında kalan gölete bakmak ve biraz nefeslenmek istiyordu. Normalde bütün yaşamı yeşilliklerin arasında geçmişken, bu kadar fazla dört duvar arasında kalmak kendisine hiç iyi gelmiyordu, boğuluyordu sanki.

En sonunda kendisini dışarı atabildiğinde , kimin baktığını umursamadan içine derin bir nefes çekti ve vücudunu gerdi. Zaten dışarıda pek kimse de yoktu, lekelenmiş kırmızı bir yukatayla vücudunu esneten Baekhyun'u görecek.

Adımlarını evin arkasına doğru attı ve nedense göleti göreceği için heyecanlı hissetti ve dudaklarında minik bir gülümseme peyda oldu. Buraya geldiğinden beri kendisini sakin hissedebildiği tek yer o göletin yanıydı ne de olsa. Orayı ilk keşfedişinde bile kendisini yakalayan Alfayı saymazsak elbette. Yüzündeki gülümse düşer gibi olunca, Baekhyun başka şeyleri düşünmeye çalıştı, ancak aklına ne getirmeye çalışırsa çalışsın Alfanın yüzü gözlerinin önüne geliyor, onu ne kadar geri itmeye çalışırsa çalışsın bir yerlerden çıkıyordu yine.

Bu şekilde, kendiyle savaşa savaşa göletin yanına ulaştığında, geçen sefer göletin içine düştüğü yerde birinin oturduğunu farketti. Beyaz yukata içerisinde, siyah saçlı bir Omegaydı bu kişi. Tek başına orada oturuyor, ileride, hafif rüzgarla usul usul sallanan ağaçların yapraklarını izliyordu. En başta tereddüt etti Baekhyun, o kişi tek başına kalmak istiyor olabilirdi ve kendisinden rahatsız olma ihtimali çok yüksekti. Ne de olsa ne Baekhyun onu tanıyor, ne de o Baekhyun'nun kim olduğunu biliyordu. Ancak geri dönemeden önce, çocuk yüzünü ondan tarafa çevirmiş ve kendisine gelebileceğini seslenmişti. Büyük ihtimalle kendisine yaklaşan Baekhyun'nun kokusunu duymuştu, bu hala kendisinin alışamadığı bir şeydi. Bazı duyuları yavaş yavaş artıyor gibiydi ancak bu kendisinin farkedebileceği bir hızda gerçekleşmiyordu.

Ein kleines GeheimnisWhere stories live. Discover now