Ein kleines Geheimnis

16- Einige Traditionen

16- Bazı gelenekler

Köyün ilerisine devam etmeye karar vermelerinin üzerinden yaklaşık yarım gün geçmişti ve Yixing çoktandır kurda dönüşmeleri gerektiği hakkında homurdanıp duruyordu. Yürümekten yorulmuştu ve bu şekilde boşa enerji harcamaktan başka bir yapmıyorlarken Alfayı bulmaları çok zordu, hatta ona göre imkansızdı. Üstelik onun kokusunu hala daha duyumsayamıyor olması kendisini geriyor, gereksiz yere sinirlendiriyordu. Oysaki Beta Köyüne varana kadar gittikleri yol tamamen Alfanın kokusuyla dolup taşıyordu, öyle ki Yixing tek başına bile olsa onun o huzur verici ve enteresan bir şekilde haşin kokan kokusuyla Beta Köyünü rahatlıkla bulabilirdi. Enteresan diyordu, çünkü şu zamana kadar Chanyeol'ün kokusunu asla bu şekilde almamıştı. Haşin kelimesinin bile bunun için doğru olduğunu düşünmüyordu, telaşlı ve sinirli, hatta Beta Köyüne yaklaştıkça endişeli olduğunu hissetmişti Alfanın. İşte bu gerçekten enteresandı. Chanyeol her zaman sakin ve kendisinden emin kokardı. Güçlü bir hava yarardı etrafına, öyle bir kokuydu ki bu yanına kıvrılıp başınızı sonsuza kadar onun omzuna yaslamak isterdiniz. Yixing'in şu ana kadar bir başka Alfadan bu şekilde etkilendiği olmamıştı hiç, hatta bundan sonra bile olacağını düşünmüyordu. Chanyeol onun ilki ve asla tamamlanmayacak sonuydu. Yalnızca onun yanında olmak bile yeterdi ona ve zaten bu yüzden gelmişti ya bu iki yabancı kurtla.

Ağaçların yeşil yaprakları hafif rüzgarla dans eder, kuşlar her zamanki halinde cıvıldıyorlar ve kendilerini tamamen gizlemeye çalışarak oradan oraya konup duruyorlardı. Jongin yol boyunca birkaç kertenkele görmüşse de, Yixing'in onları can sıkıntısından öldürmesini tamamen görmezden gelerek ilerlemeye devam etmişti. Mina denilen Omega kız ise arada sırada Betadan destek alıyor, asla almak istemez gibi görünüyordu ve ne zaman kolunu geri çekse sanki hiçbir zaman ona yaslanmamış gibi yürümeye devam ediyordu, ve birbirleriyle bile asla konuşmuyorlardı. Bir şekilde, konuşmadan da anlaşabiliyor gibilerdi ve bu onları ya aşık yada kardeş olacak kadar iyi arkadaş yapardı. Yixing ilk başlardı sık sık ilkinden şüphelenmişti ama şimdiye kadar ne Betanın ne de Omeganın öyle bir bakışını görmemişti birbirlerine karşı olan. Arada sırada Jongin isimli Beta uzaklara dalıyor gibi görünsede, bunun sebebinin Omega olmadığını anlayabiliyordu Yixing. Aşık bir kurdun nasıl göründüğünü, nasıl bakışlara sahip olduğunu bilirdi ve Beta kesinlikle aşıktı, ancak duyguları kendisinden destek alan Omegaya ait değildi.

Sonunda burunlarına yabancı kokular geldiğinde, yanlarında yürüdüğü ikilinin kokusuna alışmışsa da farklı bir Kapıda olduğundan dolayı diğer kurtların kokuları kendisine öylesine düşmanca kokuyordu ki Yixing'in bir yere saklanası geliyordu, adımları hızlandı ve Mina artık Jongin'nin kolundan çıkamaz oldu. Kız eğer Betadan destek almasaydı, iki adımda bir yere düşerdi ve bundan pekte memnun olacağını sanmıyordu. Şuanda ona tutunmaktan bile öyle memnun görünmüyordu ki kızın kaşlarını çattığını sanırdınız, ancak aksine Mina'nın yüzünde tek bir mimik dahi yoktu. Doğu Kapısının kurtları tamamen tuhaflıklardan oluşuyor gibiydi.

Geldikleri köyün ismi Morhaginie idi ve sınır köylerinden biriydiler. Belki de bu nedenle çok fazla nüfusu olmasa bile, genç Beta kurtların yoğun olduğu bir köydü ve çoğu da köyün dışında kalıyordu. Yixing yalnızca iki veya üç tanesini farketmişti fakat çok daha, hatta çok çok daha fazla olduklarını tahmin etmesi zor değildi. Betaların kokularını almanız zor bir durumdu ve en iyi ihtimalle beş betanın kokusunu alabiliyorsanız, bu etrafta beş yüz Beta var demek bile olabilirdi. Bu yüzden yürüyüşünü dik tutmaya ve korkusuz gözükmeye dikkat etti. Ne kadar savunmasız olursanız olun, kendinizden emin gözükmeniz her zaman için artı bir puan demekti ki böylece size saldırmadan önce üç kez düşünsünler. Babası bunu kendisine kolay yoldan öğretmemişti ve aslında Yixing de çok fazla savunmasız değildi, karşısına gerçekten güçlü bir Alfa çıkmadığı sürece. Bu şekilde, yüzü Mina isimli Omegadan bile daha ifadesiz olduğunda kendisini daha güvende hissetti.