15- Du weißt, dass es ein Traum ist.

4.8K 381 121
                                    


15- Bunun bir rüya olduğunu biliyorsun.



Sabah rüzgarı doğunun ulaşılmaz dağlarından yuvarlanmış, geçmiş olduğu tüm o köyler ve ormanlar arasından güneye doğru ilerliyordu ve güneş artık yazın bittiğini göstermek istercesine sıcaklığını yitirmiş gözüküyordu. Açık bir pencereden usulca içeri süzüldüğünde her ikisi de, güneş yükseleli çok olmamıştı. Tül bir perde rüzgarla birlikte kıpırdadı ve odada, gecenin yorgunluğunu hala daha üstlerinden atamamış iki beden soğuktan ürperdi. Aslında, kısa boylu, kahve saçlı genç gerçekten titremiş görünmüştü ve onun arkasında, yüzünü diğerinin boynuna gömmüş siyah saçlı Alfa Omegasını kendisine çekmekten başka bir şey yapmamıştı. Böylece Omeganın titremesi azaldı ve en sonunda kayboldu. Alfanın sıcaklığı onu rahatlatmış, uykusuna devam etmesini sağlamıştı. Ağır nefes sesleri odanın içerisinde duyulan tek sesti. İnce bir örtünün altında kalmış iki çıplak beden hareket dahi etmiyor, çarşaflar hışırdamıyordu. Sanki kaldıkları kaplıcadaki herkes susmuş, ikisinin uyanmasını bekliyordu.

Bir kaç saat sonra, güneş sonunda sıcaklığını az da olsa vermeye karar verdiğinde ve rüzgar hafif bir esintiye dönüştüğünde kahve saçlı Omega yerinde kıpırdandı ve diğer tarafa dönmeye çalıştı. Bunu yapmasıyla sırtı açılmıştı ve açık pencereden giren soğuk hava tüylerinin diken diken olmasına yetmişti. Gözleri yarı yarıya açıldı ve elini arkaya uzatarak sırtını kapatmaya çalıştı. Çenesinin altındaki bir şey onu acayip huylandırıyordu ayrıca, bu yüzden belini kapatmayı başarır başarmaz eliyle çenesini kaşıdı ve orada bir şeye çarptı. Sert ve yuvarlak bir şeydi ama birinin saçlarını hissedebilmişti. Baekhyun uykusunun daha da açılmasını istemeyerek mırıldandı ve kendisini geri çekmeye çalıştı. Gözleri kapanıyordu kendiliğinden sanki, bedeni öyle yorgun ve yıpranmış geliyordu ki kendisine sertçe parmağını bile oynatmak istemiyordu. Yine de huzurlu hissediyordu ve bu tuhaf bir duyguydu. Chanyeol ile anlaşabilmesine rağmen, sonunda, Beta Köyünden ayrıldığından beri böyle huzurlu hissettiğini hatırlamıyordu. Esnedi ve kollarını yukarı doğru kaldırdı. Karnı gerçekten de kurt gibi açtı, bu düşünce onu gülümsetti.

Bu bir rüya.

Anlamsız bir görüntü kapalı gözlerinin ardına düştüğünde gözleri açıldı ve aynı hızla yataktan doğrulurken bir refleksle belinin acıdığını hissetti. Daha doğrusu kalçası ağrıyordu.

Chanyeol elleri baldırlarından bastırıyor ve kendisini geri itmesini sağlıyordu.

Bu sefer daha farklı bir şey hatırladı ve bedeni titredi. Ancak bu sefer ki titreme, perdenin oynamasını sağlayan minik esintiden kaynaklanmıyordu ve bunun farkına varmak Baekhyun'u şok etti. Az önce resmen bedeni zevkten titremişti ve bunun kalıntılarını hala altında bir yerlerinde hissedebiliyordu. Bacaklarının arası yapış yapıştı. Yutkundu ve yatakta yanında yatan kişiye bakmak için bir müddet güç toplaması gerekti. Chanyeol'ün, Doğu Kapısının Sürü Alfasının ve kendisinin Gerçek Mühür ile bağlı olduğu kişinin siyah saçları yastığın her bir köşesine dağılmıştı ve saçının diplerinin adeta terden parladığını görebiliyordu. Yüzü de aynı durumdaydı ve kiraz rengindeki dudakları hafifçe açık, uyuduğunu kanıtlarcasına düzenli aralıklarla, yavaşça nefes alıp veriyordu. Bir kolu Baekhyun'nun arkasına doğru uzanıyor ve yastığın altında kayboluyorken diğeri Omeganın üzerinde duruyordu ve kendisinin doğrulması ile bacaklarına düşmüştü. Bir süre sonra Baekhyun'nun görüşü bulanıklaştı ve yanaklarında bir soğukluk, dişlenmiş ve kanamış dudaklarında tuzun tadını hissettiğinde gözyaşlarının akmaya başladığını farketti. Tüm görüntüler sarhoş bir adamın sabah uyandığında yaşayacağı gibi yavaş yavaş zihnine yükleniyordu sanki ve her bir çığlığı kulaklarında yeniden duyuyor gibiydi.

Ein kleines GeheimnisWhere stories live. Discover now