Heart Teacher ✦ Jeon JungKook

twentyfive

Buna sınır koymak istiyorum♡

50 yorum ve 10 oy yeni bölümün gelmesi için yeterli olur♡

Keyifli Okumalar 😌

Elindeki kağıdı yavaşça yere bırakmıştı. Boğulduğu hıçkırıklar tüm bedenine acı olarak geri dönüyordu.

Ne yani, artık yoo'yu göremeyecek ve öpemeyecek miydi?

Bunu nasıl kaldıracaktı?

Onsuz bir hayat düşünemezken aralarına büyükçe bir engel girmişti.

Bu engeli aşkları aşabilir miydi?

Sevgi bağları yıkabilir miydi bu engelleri?

Daha saatler önce yanındaydı oysaki. Saatler önce keşke onu doyasıya öpseydi. Anlam veremediği hareketlerine yeni yeni anlam yükleyebilmişti.

Ancak bu engel nasıl yıkılacaktı?

Eğer yookook sözü varsa her engel yıkılabilir miydi?

"Özür dilerim güzelim."

"""
Onsuz geçen gecelerden birindeydi yine yoojung. Aradan neredeyse 1 ay geçmişti.

Onun kokusu olmadan geçen 1 ay.

Onun kollarına sarılamadığı gecelerden birindeydi. Onu kalbinin her zerresiyle özlemişti kızcağız. Yüzündeki güzel kasılmaları, öperken büzüşen gül dudaklarını,  sarılışını, onu kıskanışını dahi özlemişti hiç sevmesede bu huyunu.

Kore'nin en tenha bölgesinde bulunan bir villada tutuluyordu. Sınava girebilmişti. Onca olayın karşısında matematik öğretmenliğini kazanmıştı fakat gidemeden dondurmak zorunda kalmıştı.

Dışarı çıkmasına izin verilmiyordu ancak yanında adamlar olursa bir şekilde çıkabilirdi. Jungkook'a ulaşacaktı evet bunu biliyordu fakat ne zaman ve nasıl ulaşacaktı?

Her insanın bir hikayesi vardı, her yıldızında bir insanı.

Hikayelerini süsleyen yıldızları vardı Yoojung ve Jungkook'un. YooKook yıldızıyı o. Her gece yaptığı gibi odasındaki pencereden bakarak yıldızı aramıştı. Hiç unutmamıştı yerini. Usulca bulutların arasından belirivermişti parlak ve küçük yıldızları.

Uzunca bir iç çektip konuştu.

"Sevgilim, merhaba. Umarım benimle aynı anda burdasındır.  Çünkü seni ne kadar çok özlediğimi bu gün de anladım. Oysa ki tam 1 ay oldu ama çok fazla seviyorum sanırım seni. Sana sarılmayı ve kokunu çok özledim. Bu gün çok fazla keşke dedim sevgilim. Keşke yanımda olsan, keşke senle konuşup gülüşebilseydik dedim sürekli. Seni görme dileğiyle iyi geceler."

Cümleleri teker teker dilinden akarken gözlerine hâkim olamamıştı.

Damlacıklar tek tek düşerken eli ile ufak hareketlerle silmişti.

İnsan sevdiğini kaybedince daha çok sever ve daha çok değerini anlardı.

Yüreğinde saklıyor, orada seviyordu onu. Hem aşk yanında olanı sevmekten ibaret değildi, bazen gidemediğin birini beklemekti.

Bir yolunu bulup gitmeliydi sevdiceğine. Birden odasının kapısı hızla açılmıştı. Gelen Hyun ok'tu.

"Ne yapıyorsun camın önünde?"
sert bir sesle söylemişti bunları.

"Sanane." diye cevaplamıştı sorusunu.

Annesi bol viski kokusuyla birlikte hızla yanına gelip sertçe saçından tuttuğu gibi yere düşürmüştü oturduğu sandalyeden.

Canı yanan kızın kulağına eğilerek "Bana düzgün cevap vereceksin!" dedi.

Kız kendini sarhoş kadının ellerinden kurtararak "Sen kimsin ki sana düzgün cevap vereyim!?"
sesini yükselterek söylemişti.

"Ben senin annenim Yoo!"

Kız dalgayla gülerek "Anne? Sen anne değilsin ve olamazsın!" demişti karşısında duran kadına karşı.

"Yoo! Beni sinirlendiriyorsun! Sana annenim dedim!"

"Bir anne çocuğunun iyiliğini ister! Sen beni iyiliğin içinden çekip cehenneme sürüklüyorsun, farkında değil misin?!"

Mecali kalmamıştı. Bu eve geldi geleli acı çekmişti. Her akşam piskolojik ve fiziksel şiddet görüyordu.

Bu kadarı fazlaydı.

Ağlamak yerine gülmeyi eğlenmeyi hakkettiğini biliyordu. Sonuçta gençti ve tutsak edilmeye hakkı yoktu.

Bu her şeyden önemli yaşama hakkının elinden alınma riskini doğuruyordu.

Her şeyden kaçmak istiyordu geceleri. Sadece sevgisine sığınıyordu. Sevdiği adamın sevgisine ve kalbine sığınmak istiyordu. Sıcacık ve samimi olan yüreğine.

"Yoo! Hayatını kendin karartıyorsun kızım. Elinden her şeyini aldım! Daha ne almamı istiyorsun!? Canını mı alayım huh?!"

Evet tam da yoo'nun beklediği tehdit gelmişti. Bunu duymayı bekliyordu. Hatta yoo'nun harekete geçmesini sağlayan bir tehditti...

Oy ve yorum yapın canlarımm