eighteen

4.5K 358 61
                                    

Oy verin lütfen

Yoo, Taehyung'un kucağında debelenmeyi bırakmıştı gelen JungKook ile. JungKook Taehyung'a attığı gizli bir o kadar da sert bakışı ile Yoo'yu indirmesini emretmiş gibiydi. Hemen Taehyung kızı indirmişti. Jungkook"Ne oluyor burda?" demişti her iki kıza bakarken. Le Na durmayan çenesi ile "Bu sürtü-" "Hey Le Na karşında senden büyük saygı duyman gereken biri var. Konuşmalarına dikkat etmelisin!" Yoo açıklama yapmak için konuşmuştu. "İşte sorun tam da burda. Size karşı fesatça duygular beslemesi. Tabi bana ettiği küfürlerde dahil buna."
JungKook "Le Na doğru mu bunlar?" Le Na kendinden emin bir şekilde "Küfür ettiğimi kabul ediyorum hocam ama fesat bir düşüncem yada öyle bir söylemim olmadı."

Yoo çıldırmak üzereydi. Halbuki taehyung ta duymuştu. "Cidden mi Le Na?! Jungkook hocayı görünce kendinden geçmeler, kıvrımlı vücuduna hayranlık bunları az önce kendin söyledin! Bunu bir tek ben demiyorum Taehyung'ta duydu." Taehyung Yoo'yu tamamlamak için "Evet hocam ben de duydum. Hatta Yoo'yu uzaklaştırmak istedim ama yoo uyarmak istedi." JungKook anlarca başını sallamıştı. "Le Na kabul ediyor musun bunları?" Demişti JungKook fakat le na cevapsız bırakmıştı. Kacacak başka yalanı kalmamıştı çünki. Jungkook "O zaman bunu burada çözelim." Derken zil çalmıştı. "Le na ve YooJung siz kalın." Taehyunga bakarak "Sen gidebilirsin Taehyung" Taehyung kafa sallamıştı ve gitmişti.

"Anlaşılan her ikinizinde hatası var. Biriniz söylemlere dayanamayıp şiddette bulmuş çözümü, diğeriniz ise ağıza alınmaması ve berbat cümleler kurmuş. Birbirinizden özür dilemenizi istiyorum." Le Na "O saçımı çekti. Önce o özür dilesin!" dedi şımarıklık ile. "Kavgayı başlatan sendin Le Na. Ah her neyse senin çocuksu hareketlerinle uğraşacak değilim. Özür dilerim." Tabi lena da özrünü dilemişti eninde sonunda. "Le Na sen gidebilirsin. Yoo sen kal." Le na giderken Yoo soru dolu gözlerle bakıyordu JungKook'a. "Ne oldu?" "İyi dersler güzelim." Bu adam işini biliyordu. Kız saniyelik gülse de kendini toparlamıştı okul da oldukları için. "Ah okul burası kook!" Kız adamın önünde saygı selamı vermişti. Sonuçta güvenlik kameralarına böyle yansımalıydı. Yürürken yanaklarına engel olamamış ve salak bir sırıtış sarmıştı yüzünü. Ah yine o his. Bu adam işinin eri olmuş anlaşılan.

&&&

Nerdeyse gün bitmişti uzun okul koşuşturmasından sonra. Yoo ve Kook eve yeni girmişlerdi. Yoo üzerini değiştirmiş ihtiyaçlarını gidermiş ve JungKook'a bakmak için bazen birlikte uyudukları odaya bakmaya gitmişti. "Jungkoo-" demeye kalmadan JungKook'un çıplak üstünü görmesi ile büyükçe yutkunmuş ve afallamıştı. Tam odadan tekrar çıkacakken Jungkook kızın kolunu tuttuğu gibi kendine çekmişti. "Ne yapıyorsun çıplaksın JungKook" demişti kız kalbinin hızlı atışını aldırmadan. "Ne olmuş yani? Biz evli değil miyiz? Aç şu gözlerini yoo" kız kapattığı gözlerini yavaşca açmıştı. Yüzleri dip dibeydi. Çıplak ve kaslı vücudu fazla göz alıcıydı. "Biz evliyiz Yoo. Bunlar gayet normal şeyler. Hani sen dağ evindeyken sormuştun bana 'gerçekten bir çift olabilecek miyiz?' gerçek çiftler bu durumlarda birbirlerinden utanmazlar..."

Cümlesini tamamlamak için kızın kulağına eğilip "Güzelim" demiş ve yanağına ufak bir öpücük kondurmuştu. Kelimeler kafasında çorba olmuştu sanki kızın. Kuracağı cümleyi kestiremiyordu. Yanlış bir şey demekten korkuyordu. Sadece yutkunmayı ve JungKook'un gözlerinde kaybolmayı seçmişti. Bu ânın bozulmaması için kız içinden yalvarırken karın gurultusu bunun önüne geçerek ânın bozulmasını sağlamıştı. "Biri acıkmış sanırım" dedi Jungkook sırıtış ile. Kız adamdan uzaklaşıp "Ah hadi giy şu üzerini! Hasta olacaksın! Ben gidip yemek hazırlayacağım." diyip odadan çıkmıştı kaçarca. "Ah o neydi öyle ya?" demişti kendi kendine. Çok fazla etkilenmişti az önceki yaşananlardan.

Mutfağa girer girmez işe koyulmuştu. 15 dakika sonra Jungkook'ta sevdiği kızın arkasından gelmişti. Kaslı bedeni ve kolları ile arkasından sarılmıştı kıza. O kadar hafif sarılmıştı ki anında ısıtıvermişti kızın adama göre ufak bedenini. "Kolay gelsin güzelime."Kızın ince bedeni kaskatı kesilmiş ve hareket edememişti. Bu hallerine nasıl alışacaktı bu kız? Buna daha fazla dayanamamış ve adamı ittirmişti geriye doğru. "Yemek yapmaya çalışıyorum Kook. B-ben böyle yapamam." Adam anlarca kafasını sallamıştı. Böyle karşılayacağını bilememişti. Adam "Yoo benim ne yapmam gerek?" Kızın aklına bu gün yaşanan olaylardaki Jungkook'un Le Na'ya karşı olan ilgisi gelmişti. "Jungkook sen bir şey yapma zaten bu gün sana fazla sinirliyim" demişti.

Adam hem biraz korkmuş hemde ne olduğunu merak etmişti. "Ne oldu yoo?" demişti adam sakinlikle kız iş yaparken. "Bu gün Le Na'ya dönüp dönüp 'doğru mu lena? Şöyle mi Le Na?' demelerin delirtti beni." Adam ufak bir tebessüm ile "Sen beni mi kıskandın yani?" Kız kaşlarını çatıp adama dönmüştü. "Hayır tabiki! Bana inanmaman sinirlendirdi sadece!" Tekrar önüme dönmüş ve işiyle ilgilenmeye devam etmişti. Kızın bu hareketleri nedense fazla hoşuna gitmişti adamın. Kendini zor tutsada kendine engel olamıyordu gülerken Kook. "Yah! Sen neden gülüyorsun?!" Jungkook "Bu tatlı hallerin çok hoşuma gidiyor yoo." Kızın yanakları kızarmaya başlarken uzunca bir sessizlik oluvermişti.

Bu sessizlikte kızın güzelliğini izlemek için tezgaha daha da yaslanmıştı. Uzunca bakmalara doyamadığı yüzünü deli âşık gibi seyretmişti kızın. İçinden onu öpücüklere boğmak geliyordu fakat birşeyler buna engel oluyordu. Belki de kızdan alacağı tepki korkutuyordu. Kendine fazla engel olamamış ve usulca yaklaşıp dudaklarını kızın pürüzsüz yanağına teslim edecekken, kız yüzünü adama çevirmişti. Böylelikle bu iki aşığın dudakları birbirini bulmuştu...

Emeklerimin karşılığını alamamak beni fazla üzüyor. Ama okumalar için çok teşekkür ederim❤❤❤

Heart Teacher ✦ Jeon JungKookWhere stories live. Discover now