twenty

4.3K 314 35
                                    

Günler su gibi akıp gidiyordu hiç farkında olmadan. Gerçi güzel ve keyifli günler hızla geçmez miydi zaten. Adam koynunda mışıl mışıl uyuyan güzel karısının güzel yüzüne dalmıştı. Her şey susmuş derin duyguları konuşuyordu şu an. Her ne kadar uyuyan karısına hissettiremese de. Dudaklarını kızın çerçeveli ve kızılın pemebemsi tonlarında yüzen dudaklarına değdirmişti. Yoo kıpırdanmaya başlayınca. Adam geriye çekilmiş ve rahatça gerneşmesini sağlamıştı. "Rahat uyudun mu güzelim?" gözlerini tamamen açan kız "Bu kollar arasında rahat uyumamak ne mümkün." demişti. Adamın yüzünde güller açarken "Kaç saat var okula?" dedi kız. Adam saate bakıp "Daha 2 saat var." dedi o sırada kız kafasını anlarca sallamış ve adamın kollarından boynuna doğru vaziyet değiştirmişti. Kokusunu hiç bir çiçekle değişmeyeceği adamın.

Sevdiği adamın...

Adamın yanağına ufak öpücüklerini kondurup "Kahvaltı hazırlayayım ben." dedi ve kalktı. Adam kızın kolundan tutup konuştu. "Daha var okula gel biraz daha sarılayım sana." bu fikir kıza her ne kadar cazip gelse de bilemiyordu. "Kook yapma böyle bana reddedemeyeceğim sözlerle gelme. Okula gitmeliyiz hem bu gün pratik yapmam gerek. Çok işim var kook!" Sevdiği adamın teklifini reddetmek istememişti fakat sorumluluklar ağır basmıştı hayliyle.

(...)
5 dersten sonra onun için okul bitmişti neredeyse. Yoo soyunma odasında üzerine geçirdiği eşofman ve bol tshirt ile pratik odasına girmişti. Okulun diğer öğrenciler için tamamen bitmesine daha 4 saat vardı. Bu sebepten dolayı kimse yoktu pratik odasında. Bu sakinlikten yararlanma amaçlı müzik kutusuna koyduğu müzik eşliğinde hazırladığı kareografiyi yapıyordu. Bu kareografiyi kayıt altına alıp hatrı geçer sayıda  takipçisi olan instagram hesabında paylaşacaktı. Telefonunun kamerasını ayarladı ve müzik kutusunu tekrardan ayarladı. Geçti telefonunun karşısına ve dans etmeye başladı. Nerdeyse kareografisinin bir kısmını videoya dökmüştü ve instagramda paylaşmıştı.

Telefonunda gördüğü mesaj ile yüzü gülmüştü. Yazan kook'tu. 'Napıyorsun bebeğim?' yazıyordu. Kızın ağzı kulaklarına gelsede cevap verecekti nihayetinde. Klavyeyi açtı ve 'Pratik yaptım soyunma odasına gideceğim birazdan' yazdı. Soyunma odasına doğru ilerlerken karşısına jimin'i görmeyi hiç beklemiyordu. "Jimin?" demişti sorarca. "Ne işin var burda?" dedi kız aynı tonda. Ama bu eski jimin değildi. Bakışlarından ve duruşundan anlamıştı bunu. Evet evet bu kesinlikle eski jimin değildi. Dudaklarını araladı ve konuştu "Yoo sana son kez diyeceğim bunları. Seni seviyorum ve vazgeçemiyorum. Bak bana ne haldeyim. Ben çok kötüyüm yoo... Bir şey de artık. Bana cevap ver lütfen." Diyeceği tek şey kızın seni sevmiyorum olacaktı fakat bunu nasıl derdi ona? Diyemezdi. "Peki anladım yoo." dedi ve kızın cevap vermesine izin vermeden hızla uzaklaştı. "Ne oldu şimdi buna?" dedi kız kendi kendine. Cidden neyi vardı bu çocuğun? Kimseyi kırmamak için konuşmak istememişti kızcağız. Eski yoo yoktu. Her şeye aksilik ile cevap veren, daha doğrusu taş kalpli yoo yoktu. İşte zamanla yumuşamıştı kızın güzel yüreği...

Kız üzerini odada değiştirmişti ve tenefüs saati olduğu için aşşağıya inmişti sonunda. Birden bir kalabalık belirdi gözlerinin önünde. Bu kalabalıkta neydi böyle? Kız gözlerine inanamadı. Jimin ellerinde yoo ve kook'un birlikte bulunduğu mutlu fotoları herkese göstererek "Bizim Yoomuz Matematik öğretmenimizle ilişki yaşıyormuş!" diye bağrıyordu. Bu bu olamazdı. Olmamalıydı. Kızın yavaştan gözleri dolmuştu ve bu ihante karşı ne yapacağını bilememişti. Herkesin gözleri kıza çevrilmişti. Tabi ellerinde video çeken telefonlar ile. Bu bir sırdı. Kimsenin bilmemesi gereken küçük ama büyük sonuçlar doğurabilecek bir sır. Herkesin dilinde 'Aa yoo Jungkook öğretmen ile mi birlikteymiş' 'İnanamıyorum yoo' 'Öğretmen ögrenci ilişkisi iğrenç' bu tarz dedikodular dönüyordu. O sırada elinin tersi ile gözlerini siliyordu.

Neden böyle yapmıştı? Ah doğru! Gerçi nefret başarısızlığa uğramış sevgi değil miydi? Kesinlikle öyleydi. Sevgisi sonuç bulamayınca nefrete dönmüştü Jimin'in. Nefret bir çok şey yaptırıyordu ona. Mesela büyük bir sırrı ortaya çıkarmıştı Jimin. Kız için kötü bir çöküştü. Sınava şurda günler kala piskolojik açıdan ağır etkilemişti bu kızcağızı. Ortada öylece kalmıştı. Jimin'in yüzüne bakamazdı. Hayır utangaçlıktan değildi bu. Onun yüzüne bakmayı dahi istemiyordu. Çünkü kızın jimin'e olan tüm sevgisini  adam kendi elleriyle yok etmişti. Şimdi ise kıza sadece ağlamak kalmıştı. Hani derler ya kelimeler kifayetsiz kalır. İşte şu an kelimeler kifayetsiz kalmıştı. Hızlıca okul kapısına doğru koşmuştu. Koşar adımlarla okuldan çıkmıştı ne yapacağını bilmeden. Kime sığınacağını bilmeden...

oy verin lütfenn

Buraya kadar geldiğiniz için çok teşekkür ederim, sizlerden rica etsem sizlerden yayımdaki iki (Love Maze-Kim TaeHyung ve Promesa-Park JiMin) kurgumu okuyup bana destek olmak amaçlı oy ve yorum atabilir misiniz?♥️💚

Bu beni çok ama çok mutlu eder, çünkü kendime güvenerek ve istekle yazdığım kurgular her ikisininde ilgi görmesini isterim♡


Heart Teacher ✦ Jeon JungKookWhere stories live. Discover now