sixteen

5.6K 396 61
                                    

JungKook erken saatte uyanmıştı. Sırf yanındaki kadının mutluluğu için. Kaldıkları bol oksijenli evin mutfağına geçip enfes bir kahvaltı hazırlıyordu. Nerdeyse her şey tamamdı bu yüzden sevdiği kadına bakmak için salona geçmişti. Şömine sönmeye yüz tutmuşken YooJung'un yanına geçip yanağını okşamıştı. Dokunmaya kıyamadığı kıza durmaksızın dokunası gelmişti adamın.  Eli ile biraz anlına, biraz burnuna, biraz da o bal dudaklarına dokunmuştu. Kızın yavaş yavaş uykusu açılırken adam kızın yanağına ufak bir buse kondurmuştu. "Günaydın sevgilim" kalın bir o kadar da yumuşak bir ses tonu ile söylemişti bunları.

Kız hafif gerneşmiş, kendine gelmiş, karşısındaki adama baktı ve konuştu. Belki içinden adama saldırmak istesede yapamıyordu. Bir takım şeyler buna engel oluyordu. Belki de bu bir takım şeyler duygularıydı. "Neden? Neden bunu yaptın Jungkook?" Sorgulaması gerekti her şeyi. Kafasındaki bir çok sorunun cevabını alması gerekti. Adam "Ne yaptığımı bilmiyorum." "Nasılız biz?Bir öyleyiz bir böyle. Biz neyiz anlayamıyorum artık." Adam kıza daha fazla yakınlaşarak "Ben sana aşığım Yoo. Aşık..." 'Aşık' derken tebessüm etmişti adam. "Aşk diyorsunda aşk nedir JungKook biliyor musun? Başka bir kadınla öpüşüp şu an başka bir kadına seni seviyorum demekten mi ibaret?" Derince nefes alıp verdi JungKook üzüntüsüyle. "Aşk bence, sıkılmadan, yılmadan sevmektir. Her ne olursa olsun sevebilmektir. Ona bakınca kendineden geçmektir. Aşk sevgilerin en güzelidir yoo. Tanımadığım, bilmediğim bu kavramı en yakından tanıdım, bildim senin sayende. Bana her ne kadar da kızgın olsan bundan en yakında vazgeçeceksin biliyorum. Çünkü sende beni seviyorsun. Buna inanıyorum.". Sanki bu JungKook değil gibiydi. Kızın göz bebekleri büyüyor ve kalbi daha çok hızlanıyordu. Her şeyi ağırdan almalıydı. Ona karşı savunmasızdı.  Aralarındaki buzu eriten neydi?

Sevgiydi...

Gerçek sevgi...

Sanki dünki asi kız gitmiş yerine ona nazaran daha sakin bir kız gelmişti. Sanırım anlamaya çalışacaktı onu. Olgun bir kız olmalı ve üstesinden gelmeye çalışmalıydı. Artık farkına varmalıydı içinde bulunduğu durumun. Kendine yapılan bir hatadan ibaret değildi. Kalbini kıran ve güvenini sarsan bir durumdu. Her ne kadar kırılsa da içindeki sevgiden hâlâ kalıntılar vardı. Sevmese kalbi neden hızlansın, neden onunla olduğu zamanlarda daha başka hissetsin ki. Evet o aşıktı. Amatör bir aşık. Kalbi kırık ve solgundu, yeni yeşeren bir ağaç gibi, yeni olgunlaşmaya yüz tutmuş bir kiraz gibi temiz ve tecrübesizdi. Neyse ki JungKook onun için bir dönüm noktasıydı. İçindeki kırgınlığı almaya gücü yetebilirdi Jungkook'un. Sevgiye inanmayan bir kadını sevgiye inandırmayı becermişti her ne kadar olduysa.

Kız bulunduğu konumdan hafif dik hale geldi ve sıkıca sarıldı adam Fakat sarılırken şunu da eklemişti. "Sana sarılmış olmam tamamıyla seni affetmedim ve sana sarılmayacağım" Bu soğuk cevaba karşı gülsede Jungkook muzipçe konuştu. "Peki bayan jeon buna sonra karar verebilirsin. Ama şu an izin ver sana sarılayım." Sardığı kolları ile bağlamıştı sanki kızı. Kokusunu ezberlemek adına kızın boyun girintisine koymuştu başını adam. Sımsıkı bağlanmıştı JungKook. Sanırım şimdi gerçek bir çift olma yolunda başarılıydılar. Gerçek sevgi ve gerçek bir ilişki birbirleri ile bağlanmış kalıplardı. Belki inişli çıkışlı yolları vardı bunun ama sanırım bu yolları Yoo ve Jeon geçebilirdi.

"yeter bu kadar"  Adam gülerek konuştu pişmanlıkla. "Karnın acıkmıştır mutfağa Geçelim." Kız sanki en baştaki hâline dönmüştü. Soğuk ve taş kalpli Yoo. "Tamam."

(...)
Adam sayesinde güzelce kahvaltılarını yapmışlardı. Şu an ise YooJung ve JungKook ortalığı topluyorlardı. Yoo JungKook'a bakmıyordu. O sırada YooJung merak ettiği şeyi sormadan edemedi. "Neden bu ev?"
Adam koltuğun yastığını koyarken "Burası benim gizli sığınağım. Kimsenin bilmediği, sadece sevdiğim kadınla konaklamak istediğim bir ev." Kızın yüzü değişmiş ve anlarca kafasını sallamıştı bakmayarak.

"Hava soğuyor. Şomineyi yakmamı ister misin?" "Evet." "Buralar böyledir. Bir öyle bir böyle." Kız bıyık altından "Aynı bizim gibi desene." Demişti.  Adam cevaben "Aynı bizim gibi güzelim." Dedi masum ve temiz bakışları ile. Genç kızın bu kelimeden fazlasıyla hoşlandığını biliyordu. Bu adam için iyi kız için sıkıntılı bir hâl almıştı.

Jungkook merdiven dairesinden aldığı odunları şöminenin içersine yerleştirirken kız yerinden kalkıp adamın yaptığı işe bakmak amaçlı arkasına geçip eğilir pozisyonda izliyordu. Her işte pratik ve becerili olduğu gibi bunda da başarılıydı. 5 Dakika geçmeden harlayabilmişti ateşi.

O sırada JungKook kıza bakmak için arkasını dönmüştü. Döner dönmez kız ile burun buruna gelmeyi hiç beklemiyordu. Kalbinde bir çarpıntı ve nefes düzensizliği yaşamıştı. Göz göze gelmişler ve tutuklu kalmışlar gibiydi her ikiside. Kız hemen doğrulmuştu sertliğinden bir şey kaybetmemek adına. Bir telaşla konuştu JungKook "Şey oldu bu yani... Yaktım... Yaktım üşümezsin artık." Bu  "Tamam JungKook." Bu karmaşık konuyu dağıtmak için JungKook
"Kahveye ne dersin?" "Olabilir." Diye cevapladı Yoo adamı.

Ferah evin mutfağına geçmişlerdi. Adam ketıla suyu koymuş kaynamasını bekliyorken bir yandan da kafe paketini bardakları koyuyordu.

Artık şöminenin karşısına geçmişti yoo, yanına da JungKook oturdu. Bir süre sonra "Gerçekten bir çift olabilecek miyiz?" Kafasını bir müddet çektiği kıza tekrar yöneltmişti tekrardan."Biz zaten bir çiftiz yoo." Kız olumsuzca "Hayır jungkook. Biz sadece bir çift oluyorduk. Oluyorduk." Demişti konuyu kapatmaya çalışarak. "Biliyor musun yoo. Sabah sana sarıldığımda bana ne kadar kırgın olduğunu anladım. Hiç sarılmadın bana. Bu çok üzücü ki. O kadar sıcak ve yumuşaktı sana sarılışım. Orda oracıkta yıllarımı verebilirdim bana sarılman için." Kızın gözleri dolmuştu. Ani bir hareketle elini JungKook'un pürüzsüz yüzüne nazik ve naifçe koyarak "Seni sevmemi engelliyorsun."

Uhhhhooo

Canım çok sıkkın. Kimseden değer görmüyorum. Hiç kimse oy verip benim motive olmamı istemiyor anlaşılan.

Beni takip ediyorsun değil mi fıstık ;)

Heart Teacher ✦ Jeon JungKookWhere stories live. Discover now