Ep 14| JJK

1.7K 166 27
                                    

Sia - I'm still here

***

İnsan insanı, ya tamamlamalıydı ya da tam anlamalıydı. Düğüm değil, çözüm olmalıydı.

Ancak Taehyung aklımı öyle bir karıştırmıştı ki, ben ne düşüneceğimi bilemez halde yanından hızla çıkıp gitmiştim. Daha kendime bile açıklayamadığım yüzlerce his peydah olmuştu içimde, onun varlığının ruhuma iyi gelmesi bir yana, sanki onda benden bir şeyler vardı.

Fakat ben buna hazır mıydım? En büyük soru işareti burada yanıyordu.

Daha iki gün önce benim yanımda olmanın cezasını çekmişken, bunu ona yaşatmak istemiyordum, bana uzatılan bir eli daha dibe çekmek istemiyordum.

Hele ki bu kişi Taehyung ise, onu korumak ve tek bir teline zarar gelmesin istemeyen yanım kavruluyordu. Neydi, nasıl oldu gibi şeylerle ilgilenmiyordum. Taehyung bir şekilde ruhuma dokunmuştu ve ben bunu hissetmiştim.

Bu aşk, sevgi ya da değer her ne ise tanımlarla ilgilenmiyordum. Benim ilgilendiğim nokta bunun ani oluşuyla afallayan benliğim ve başımızdaki belaydı. 

Oysa ki belkide birbirimizin yaralarını birlikte sarabilirdik, birlikte tüm bunları aşabilirdik.

Öte yandan da ben onun hayatına karışırken ya onun ruhunda daha büyük yaralar açarsam ne olurdu? Bu yüzden tereddüte düşmüştü kalbim, hem bedenim hem çevrem ölü toprağı iken onun ektiği çiçekler solmaz mıydı benim toprağımda? Belirsiz...

Zaten uykusuz olduğum bir günde dönüp dolaşan bu düşüncelerle zorla uykuya dalmış, kararan havayla gözlerimi açmıştım. Bir süre Taehyung'un yanına uğramamak, ikimiz içinde daha iyi olacağına karar vermiştim ve hala toplulukta olduğumuz için daha farklı sorunlarla ilgilenerek kafamı dağıtabilirdim.

Seokjin'in benim için ayarladığı odadan çıktıktan sonra, asansöre doğru ilerledim. Gün içinde uyumak iyi gelmemiş, baş ağrım gittikçe yoğunlaşmıştı. Kata gelen asansöre, ellerim şakaklarımda girdiğimde içeride Namjoon ile karşılaştım. 

''Günaydın mı demeliyim?''

''Günaydın, sen ne ara uyandın?''

''Benim uykuya pek ihtiyacım olmaz, bir iki saat kestirdim sadece.''

''Taehyung nasıl?''

Ne kadar uzaklaşmak istesem de, aklım onda olduğu için sormayı tercih etmiştim. 

''Daha iyi, uyanık görmek istersen... Seokjin'in yanına mı?''

Taehyung'un yanına uğramak istesem de şimdilik yapmayacağım için bunu es geçerek, sorusuyla başımı aşağı yukarı salladım ve sessizlik içinde en üst kata çıktık.

Kapılar açıldığı gibi çıktığımda, dünün aksine çevrede koşuşturan insanlar gördüğümde bir an afallamıştım. Namjoon arkamdan destekler gibi iteklediğinde bakışlarım onu bulmuş ve yarım ağız gülümsemişti. 

''Sen uyurken, toplulukta söz sahibi olan kişiler senin ölmediğini duydukları gibi akın ettiler. ''

''Sen nereden biliyorsun bunu?'' sorarken kaşlarım çatılmış, bir yandan da yürüdüğümüz için odanın önüne gelmiştik ve etraftaki meraklı gözlerin hedefi olmaya başlamıştım.

''Uyumadım, haliyle boş da durmadım.''

Kapıyı hafifçe tıklattığımız da ses gelmemesi üzerine, merakım gittikçe arttığından beklemeden içeri girdim. Seokjin kulağında telefonla yarı cama doğru dönmüş ve ciddi ses tonuyla kızgın şekilde konuşuyordu. Bizi fark ettiği gibi dönüp, ifadesini yumuşattı ve tamam diyerek kapattı telefonu.

Touch The Past Love をWhere stories live. Discover now