Ep 7| Let's Join the Still Night

2.2K 223 15
                                    

Noah Cyrus - Again ft.Xxxtentacion

***

''Karanlık herkes için aynı olsa da, herkesin karanlığı farklıdır Jungkook.''

Taehyung'un söylediği cümle hızla yankılanmaya başladı beynimin içinde, tüm doğruları ile birlikte. Ben kendi karanlığımda kaybolmamak için çabalarken, belki de Taehyung için o karanlıkta çok daha farklı şeyler vardı.

Bilmiyordum, anlayamıyordum. İzin vermiyordu ama onun içindeki o yanı hissedebiliyordum. Buna emindim.

Bazılarımız karanlığın içine doğmuş olsak da, bazılarımız onun içine sürüklenmiştik ve ben o karanlığın dibini bile görmüşken, hala içimde bir yerlerde olan ve ufak da olsa bir ışığa ulaşma isteği şuan beni buraya kadar getirmişti belki de.

Ne duygularımı, ne hislerimi, ne de hayatımı kontrol altında tutabiliyorken, birden kendime acıdığımı hissettim.

O uçurumun kenarındaki halim geldi gözlerimin önüne, bu benim için bir vazgeçiş miydi cidden?

Yıkıcı ama gerçek...

Daha ne kadar bir başıma tutunacak güç bulabilirdim ki?

Kırılan hiç bir dalımın yerine yenisi gelmemişken, içimde kopan her fırtına lehime işlemişti ve benim hayatım tek bir bahar dahi görmemişken, vazgeçmiş olmam kaçınılmaz sonu ayaklarımın önüne sermişti.

Ancak bu muydu Taehyung ile yollarımızı kesiştiren emin değildim. Tek emin olduğum şey, sağlıklı düşünemediğim bir anda ve işin içinden çıkamazken, o eli bana uzatmış olmasıydı.

Şimdi daha az yalnız hissediyordum, aslında hala kendi içimde yalnızdım ancak ona bakarken bu düşünceler farklılaşıyordu garip bir şekilde zihnimde.

Gerçek şu ki, fazlasıyla korkuyordum...

Karanlığımda boğulurken, yanımda götürdüklerime bir yenisini daha eklemekten oldukça korkuyordum.

Cesaretim var mıydı?

Eğer bu karanlıkta yalnız isem, evet...

Asla korkmazdım artık kendi canım için ama buna bir başkası daha dahil olursa, ne yapardım bilmiyordum.

Belki bu benim istediğim dışındaydı ancak, geçmişime bir neden buldukça artan intikam isteği, beni benliğimden çok daha farklı bir yere taşıyordu ve ben artık kendimden bile korkuyordum.

Bir kez daha ormanın serin kokusunu içime çekerken, Taehyung çoktan arabaya binmiş ve beni bekliyordu.

Zihnimin açılıp berraklaşmasını umarak adımlarımı yavaş tutarken, sonunda arabaya ulaştığımda gözlerini öylece karşıya dikmiş bakıyordu ve bindiğimi fark ettiği gibi konuşmaya başladı.

''Oraya daha önce birisiyle gitmemiştim, ilk olacaksın.''

Soğukla birlikte kızaran ellerimi birbirine sürterken bakışlarımı ona doğru çevirdim.

Gözlerinde değişik bir ışıltı vardı. Sanırım gideceğimiz yer onun için fazlasıyla özeldi ve beni buna dahil ettiği için durumdan oldukça hoşnuttum.

Bu gün ki planımı ertelemiş olmaktan memnun olmasam da, yerinde bir karar verdiğimi düşündüm.

''İlk olmak ha... Garip bir duyguymuş.'' dedim gülerek, sıkıntı ve stres anbean üstüme gelirken, onları bir gün daha kenara itmekte sorun görmemiştim.

Ormanlık alanın engebeli yolunu geçerken, etraf oldukça karanlıktı ancak Taehyung nereye gideceğini çok iyi biliyor olmalıydı ki gözlerini ileriye dikmiş, hiçbir dönüşü gelişi güzel yapmadan ve hatta yüzünde sabırsızlanan bir tarafı gizleme ihtiyacı dahi hissetmeden kullanıyordu arabayı.

Touch The Past Love をWhere stories live. Discover now