Ep 3| A Friend

3.3K 307 97
                                    

OneRepublic - All the right moves

***

Taehyung'un tedirgin bakışları daha çok gerilmeme sebep olurken, hızla kalkmıştı yerinden ve,

''Karşı odaya geç ve saklan. Burayı bizden başka bilen biri yok." dediği gibi sert bir şekilde yutkunup devam etmişti sözlerine.

"Tuzak olabilir. ''

Söylediklerini onaylayıp hızlı olmaya çalışarak karşı odaya geçip kapıya dayanmıştım hemen.

Eğer dediği gibi burayı bilen başka kimse yoksa, ya bizi bulmuşlardı. Ya da ormanda yolunu kaybeden biri yardım için gelmiş olabilirdi ancak, ikinci seçenek sahip olduğum şans için bir imkansız gibiydi.

Kapıya yaslanarak içeriyi dinlemeye çalıştığımda kulaklarımı dolduran tek şey bir çift ayak sesi olurken, bunun Taehyung olabileceğini düşünerek biraz daha sinmiştim olduğum yere.

Merakım ve gerginliğim aynı oranda artmaya başlayarak odanın kapısını araladığımda, her kim gelmiş ise, bir korkak gibi onların beni korumasını beklemek ve bana yardım etmek isteyen insanların bir kez daha zarar görmesine izin vermek istemiyordum.

Görüş açıma giren Taehyung ile sessiz kalmaya devam ederken, kapıyı göremesem bile Taehyung'un yüzünden geçen her bir duyguyu yakalayabilecek bir açı oluşturmuştum kendime.

Tedirginlik, korku ve endişe...

Bana yardım etmek istemeleri, eğer o kapıdaki Park ise, sonu birlikte karşılamamıza sebep olacaktı ve ne hikmetse ne Taehyung'un ne de Namjoon'un benimle birlikte batmasını istiyorken, yanımda olan insanların yeterince dibi görmesine neden olmuştum zaten ve bir yenisini daha eklemek viran olmuş vicdanıma hiç ama hiç iyi gelmeyecekti şu durumda iken.

Kendine tanıdığı süre sonunda kulağını kapıya yaklaştırıp biraz bekleyen Taehyung, tekrardan çalan kapı ile nefeslenip yavaşça indirmişti kolu.

Ve saniyesinde buradan bile net görebildiğim gözlerindeki ve bedenindeki rahatlama ile, tutmuş olduğum ve benim bunu şuan fark ettiğim nefesimi geri verirken, bu kadar aksiyon ne beynime ne de bedenime asla iyi gelmemişti.

''Jimin?''

Yüzünü göremesem de hayli şaşkın çıkan Taehyung'un sesiyle çatılan kaşlarım,

''Taehyung!" diyerek hızla onu kucaklayan minik bedenin sesi ile daha da gerilmişti.

"Tanrıya şükür ki burada buldum seni... Haftalardır seni arıyorum Taehyung! Hiç bir iz bırakmadan ve söylemeden ortadan kayboldun! Kaç kez evine gittim haberin var mı?! Ama ne sen ne de baban ortalıklardaydı!"

Sesi gittikçe sert ve net çıkan beden Taehyung'tan ayrıldığı gibi karşısına dikilirken, konuşmalar devam etmiş ve sessizce kapıyı kapatarak kulağımı yaslamıştım yine.

Tehlikeli bir durum gözükmüyordu şimdilik ancak, yine de kendimi göstermenin doğru olup olmayacağını kestiremediğim için odada kalmaya karar vermiş ve onları dinlemeye devam ederken bulmuştum kendimi.

''Evime mi gittin? Lanet olsun!''

''Neler oluyor Taehyung?''

''Ben... Çok üzgünüm Jiminah... Tek kelime bile edecek zamanım yoktu neler olduğu ile ilgili. Ayrıca sen... Burayı nasıl buldun?''

''Zamanın yoktu öyle mi?... Benimle kafa mı buluyorsun Taehyung! Meraktan öldüm diyorum sana! Sormadığım kimse kalmadı...''

''Haklısın biliyorum, sakinleş biraz... İçeri geç de, öyle konuşalım.''

Touch The Past Love をWhere stories live. Discover now