Ep 5| Afraid of Losing

2.9K 274 56
                                    

Zayn - Dusk till dawn

***

Yaklaşık dört beş gündür evin içine sıkışmış, elimizdeki bilgileri tarıyor ve bir yandan da aşağı katı elektronik merkezine çeviren Namjoon, Taehyung'un babasına ulaşmamızı sağlayabilecek bir iz veya sinyal bulmaya çalışıyordu.

Ancak ne elimizdekiler şuan bir sike yarayacaktı ne de bir iz bulmaya çalışma işi. Bunu göremiyor olmaları beni birazdan çıldırtabilirken, sonuç olarak elimizde sıfırdan fazlası yoktu, olmayacaktı da.

Karşımızdaki herif bizden her an bir adım önde giderken, tek yaptığımız bir korkak gibi saklanmak ve yerinde saymaktan başka bir şey değildi.

Bizim bir an önce Taehyung'un babasının gizlediği bilgilere ulaşmamız gerekiyordu fakat, Taehyung ısrarla o eve gitmemizin onların ayağına gitmemizle aynı şey olduğunu söyleyip duruyor ve elimizi kolumuzu bağlıyordu.

Bedenim geçen süre zarfında kendini çoktan toparlarken, ara ara gelen baş ağrıları dışında gayet iyi hissediyordum. Alt kattan yine bezmiş bir şekilde yukarıya çıktığımda, saat beş olmasına rağmen kahvaltı dışında hiçbir şey yemediğimi hatırlayarak adımlarımı mutfağa yöneltmiş ve evde doğru dürüst bir şey kalmadığını gördüğüm gibi derince oflamıştım.

Dolapları hızlıca tarayıp, bulduğum bir paket makarna için tencereye su doldurduktan sonra ocağa bırakıp kaynamasını beklerken, Taehyung'un varlığını hissetmiş gibi kapıya dönmüştüm birden ve düşündüğüm gibi bir omzunu mutfak kapısına yaslamış ve kollarını önünde çaprazlamış bir şekilde beni seyrediyordu.

''Evde yemek için pek bir şey kalmadı, Namjoon'a söyledim. Yarın markete uğrayacak.''

Bıkkın bir nefes vererek kafamı sallarken şuan tek derdimin bu olsun isterdim gerçekten ama, böyle eli kolu bağlı yerinde saymak sinirlerime dokunuyordu artık ve Park denen herifin bizi aradığına şüphe yoktu.

Ayrıyetten de babası onun elindeyken, Taehyung'un bu şekilde davranmasını anlayamıyor ve baba lafı ağzından çıktığı anda yüzünde oluşan ifade gözümün önünden gitmezken, o, günlerdir farkında olduğu gerçeği kabul etmeden aynı şeylerin üzerinden yüzlerce kere geçiyor ve o gece anlattıkları ile ilgili tek bir konu açıldığında bakışlarıyla konuyu kestirip atıyordu.

Yine de şu noktada pes edecek değildim, tutmuştum bir kere uzattığı eli ve onun bana etmek istediği yardımı karşılıksız bırakma gibi bir niyetim yoktu.

Acı beni nasıl tükettiyse, belki bilmiyordu ama aynı şeyin ona olduğunu gözlerinden anlayabiliyordum.

Tek anlayamadığım, babasının güvenliğinden bir haber iken hala bizim güvenliğimizi düşünmesi ve sorun yokmuş gibi davranabilmesiydi ancak, onun anlamadığı şey, artık hayatımızda güvenli diye bir kelime yokken bu tutumunu devam ettirmesiydi.

''Taehyung...''

Kapıda durmaktan vazgeçip yanıma adımladığında, kaynayan suya makarnayı koymuş ve bakışlarını bana çevirmişti.

Yüzünden okuduğum bu acı ve hüzne katlanmak artık bana zor gelmeye başlarken, sanki bana akıyordu tüm hisleri bakışlarından.

Anladığım kadarıyla annesi o daha küçükken ölmüştü ve bu zamana kadar yanında olan babasının şuan ne halde olduğunu kestirememesi elini kolunu bağlıyordu ancak, Park denen herifin bize ulaşmasını mı bekleyecektik?

Eğer bu şekilde ilerleyeceksek ne sikime onlara katılımı istemişti?

Ne diye yeniden umut etmeme izin vermişti?

Touch The Past Love をOù les histoires vivent. Découvrez maintenant