26. • Tenebris'in Tutkusu •

5.6K 607 76
                                    

Çift kanatlı kapıdan içeri girdiğimiz gibi öfkeyle konuştum. "Her ne planlıyorsanız bana söylemelisin!"

Liel soru dolu gözlerle bakıyordu. Ani girişimizden pek etkilenmemişe benziyordu. "Anlamadım."

Ashriel öne çıktı. Öfkesi uğursuz bir rüzgâr gibi çevremizde dolanıyordu. "Galatriel bir şeyler anlattı, Liel. Ve senin yalnızca bir piyon olduğunu söyledi. Kızımı kurban edeceğinizi ve Routhelia'nın Kalbini de bir ayin için kullanacağınızı biliyorum. Rahlea Çölüyle bunun ne ilgisi var? Raiel ve Saklı Kalanlar... Anlat, Liel. Yoksa safkan ya da bir meclis üyesi olman hiçbir şey ifade etmeyecek ve seni şuracıkta yok edeceğim!"

Liel tahtından uzaklaşarak yanımıza geldi. Sessizlik sürüp giderken öylece bana baktı. "Gerçekleri anlatmam yasaklandı," dedi en sonunda. Gözlerinde akmaya hazırlanan yaşlar vardı. Kadim bir varlığın bu denli güçsüz görünmesi şaşırtıcıydı. "Evelyn'in sükût büyüsü. Ancak şunu söyleyebilirim, Lucian... Eğer her şeyi durdurmak, Routh'u korumak ve pandoranın kapağını kapalı tutmak istiyorsan birleşme ritüelini tamamlama. Kan paylaşımı ve birleşme büyüsü yapıldı. Geriye yalnızca ona tam anlamıyla sahip olman kaldı. Routh'tan uzak durman her şeyin tek anahtarı."

Duyduklarımla sersemlerken Ashriel'in kolumu tutup bana destek vermesiyle kendime geldim.

Liel geri çekilecekken, "Bunu neden bize söyledin?" diye sordu. "Lucian ve Routh'un birleşmesi planınızın bir parçasıysa neden bunun önüne geçtin?"

Liel yüzünü eğdi. "Galatriel piyon olduğumu söylediyse Evelyn anlaşmamızı asla yerine getirmeyecek demektir.

"Planladıklarını anlatmanın bir yolu olmalı, Liel."

"Galatriel'i tekrar çağır ve zihnime girmesini sağla. O zaman cevaplara ulaşırsınız."

Omuzlarımı düşürdüm. "Öteki taraf ve burası arasında daha yeni bir yarık açtık. Şu an bunu yapmak çok zor ama sen Liel, bunu tekrar yapıncaya kadar bizimle Crysea Hanedanında kalacaksın."

Liel başını iki yana salladı. "Burada olmalıyım ve Evelyn'le yüzleşmeliyim."

Ashriel'in özgür kalan karanlığını hissettim. Hemen sonra Liel'in çevresini kapkara bir duman sardı. Ashriel, sıkılı dişlerinin arasından konuştu. "Beni zorlama."

~~~

Malikâneye geri döndüğümüzde Liel'i çatı katındaki bir odaya götürdük. Ashriel odayı özel bir büyüyle mühürledi ve içeriye bizim dışımızda kimsenin girememesini, aynı zamanda da kimsenin çıkamamasını garantiledi. Ashriel olup biteni anlatmak için Elismera'nın yanına giderken ben de Routh'un odasına gitmek üzere harekete geçtim.

Routh'un odasının kapısının önüne geldiğimde içeriden gelen seslere kulak kesildim. Routh... Şarkı söylüyordu. Bilmediğim bir dildeydi. Tuhaf, bilmediğim diller epey nadirdi. Sesler birden kesildi ve kapı ardına kadar açıldı. Odada tuhaf bir atmosfer vardı. Sanki gökyüzünün yağmur akıtmaya hazırlanan tüm bulutları buraya toplanmıştı. Kasvetli odadaki ağırlık dizlerimin bağının çözülecek gibi olmasına sebep oluyordu. Karanlığımın hâkimiyetini kaybetmemle yüzeye çıkması bir oldu. Neler oluyordu?

Routh yatakta yatıyordu peki odada dolaşan bu kadın da kimdi?

Dudakları kan kırmızısıydı. Saçları ise dipten uca kuzguni bir siyahlığa sahipti. Baştan ayağa siyahlar içerisindeki bu kadın, Routh'un Feel Büyücülerini çağırırken büründüğü kişiydi. Routh'un karanlık yanı... Gözleri tamamen saf siyahtı. "Sen?" derken buldum kendimi.

Havada adeta süzülerek yanıma geldi. "Ben Tenebris. Beni tanıyorsun. Routh'un karanlığıyım. Bize anlatacaklarını ben zaten biliyorum ancak biz bilmiyoruz."

Routhelia'nın KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin