32○

4.4K 186 73
                                    

İyi okumalar.

-

Serhat'tan;

Çağrı evden çıkınca elimdeki bardağı sinirle masaya bıraktım. O piçi öldürmek istiyordum. Çağrı'yla birlikte olmama engel olan bir şey vardı ve şuan onu başkasının kollarında görmek beni delirtiyordu.

Annesini arayıp onu çağırmasını ben istemiştim. Çünkü o ibneyle rahatça birlikte olmasına izin veremezdim.

-

Bir saat sonra duş alıp üstümdekileri değiştirmiştim. Kutay'ı aradığımda telefonunu açmamıştı. Dairesinin önüne gelince kapıya bir kaç kez vurup bekledim. Açmadığında sinirle nefesimi üfleyip tekrar kapıya vurdum. Ellerim cebimde beklerken karşı daireden Antony şerefsizi çıkınca kasılan çenemle ona döndüm. Göt lalesi gülümsedi. "Günaydın." Onu duymamış gibi önüme öfkeyle baktığımda tekrar etti. "Günaydın."

"Günaydın değil. Onun yanında dolaştığın sürece gün aymayacak."

Şaşkınca güldü. "Biz birbirimizi seviyoruz." Birkaç adım yaklaştı. "Eğer katlanamayacaksan sebep olmayacaksın."dedi.

Türkçe konuşmasına anlam veremesem de sormadım. Ona doğru bir adım atıp dikçe konuştum. "Seni sevmediğini sezemediysen ben sezdireyim."

Rahatça gülüp kafasını eğince sert ifademle yüzüne bakıyordum. Cebinden bir şey çıkartınca bakışlarımı indirdim. Elinde solmuş çiçeği çevirdiğinde kaşlarımı çattım. Bu çiçeği Çağrı'nın elinde görmüştüm. Bu itte ne işi vardı?

Kafasını kaldırıp sırıtarak konuştu. "Sevecek. Eninde sonunda seveceğini göreceksin."

Gergince kafamı kaldırıp nefesimi dışarı verdim. "Senin bu kadar emin olmanı sağlayan ne piç?" Biraz daha yaklaştığımda elindeki çiçeği burnuna götürüp gözlerime bakarken kokladı.

Sinirle yumruğumu sıkıp suratına geçirdiğimde gözüm hiç bir şey görmüyormuş gibi yumruklarımı yüzüne geçirmeye devam ettim. Vücudumun öfkeden kasıldığını hissederken hıncımı alamayıp yüzü kan içinde kalana kadar yumrukladım.

Hiç bir şey duyamasam da birinin kolumu çektiğini hissediyordum. Yer düşürdüğü çiçeği alıp gözünün önünde salladım. Elini kaldırıp almaya çalışsa da elimi ondan uzaklaştırıp çiçeği almasını engelledim. "Senin olmadığına inandığında acıdan gebereceksin."

Beni çeken kişiye döndüğümde yüzü donuk Kutay'ı görünce beni ayağa kaldırmasına izin verdim. Ağzını açacakken elimi kaldırıp onu susturdum. "Bu ibneyi dövdüğüme pişman olmayacağım."

Kanlı ellerime bakıp sakince yüzüme döndü. "Serhat."

"Ne oldu?" diye sordum. Yüzünün bu hali hayra alamet değildi. Hızla bana sıkıca sarıldığında sinirle üzerimden ittim. "Ne oluyor lan?"

Yerdeki bedenin ayaklanışını görünce sinirle ona bakıp tekrar Kutay'ın yüzüne döndüm. Omuzlarından sarsıp "Söylesene lan!"diye bağırdığımda titreyerek dudaklarını araladı. "Çağrı..." duraksaması ile deliye dönüp "Ne oldu Çağrıya?" diye bağırdım.

Sessizce fısıldadığı şeyden sonra tekrar bana sarıldığında donukça dikildim. "Yoğun bakımdaymış."

Bana sarılıp beklediğinde dalga geçer gibi güldüm. "Saçmalama." Göğsünden itip "Saçmalama!"diye bağırdım tekrar.

Benden uzaklaşırken bir şey söylemeden yüzüme acıyla bakmaya devam etti. Şaka değildi. Gözümün önüne düşen saçlarımın arasından ellerimi geçirirken sinirle duvara tekme attım.

ARKADAŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin