33.Bölüm: Karmaşa

5.7K 337 10
                                    









Genç kadın üzerindeki beyaz elbiseye bakıyordu. 

Ah! Ablası elbiseye 'elbise' dediğini duysa çıldırırdı herhalde. Ablası için bu elbise, gelinlikti.

Hazan abartmak istemiyordu. Öyle gelinlik, düğün, eğlence meraklısı da değildi. Bu yüzden oldukça sade beyaz bir elbise almıştı. Omuzlarının yarısından başlayan uzun kolları vardı. Gerdanı açıktı ve hafif göğüs dekoltesi vardı. Omuzlarından itibaren kenar kısımda iki sıra beyaz taşları vardı. Göğüs kısmında taşlar birleşiyor, dört sıra halinde midesine kadar azalarak taşlar iniyor, sonunda bir tane taş kalacak biçimde diziliyorlardı. Kılıca benzetmişti Hazan taşların dizilimini. Taşların bittiği yerden çan etek şeklinde eteği aşağıya doğru bollaştığı için hafifçe çıkan karnı belli olmuyordu.

 Ayağında sporları vardı. Topuklu giyecekti ama Barbaros hamilelikle ilgili araştırmalar yaptığı için topuklu ayakkabının zararlı olduğunu öğrenince giymemesini rica etmişti. Hazan, ona eğer 'giyeceğini' söyleseydi ricası emire dönüşürdü ve emir kipini duyunca Hazan çıldırıp kavga edecekleri için en başından itiraz etmemişti. Zaten bebeği için sağlıksızdı, tartışmaya bile gerek yoktu.

Ama Barbaros bir şeyler araştırmaya devam ederse Hazan'ı çıldırtacağı belliydi. En iyisi en başından ipleri elinde tutmaktı. Bunu aklına yazdı genç kadın.

Saçlarını su dalgası yaptırıp dağınık topuz ile toplamıştı ve iki bukle şakaklarından sarkıyordu. Hafif bir makyaj ile işi kapatmıştı. Ablası itiraz etmişti. Gelinliği sadeydi, makyajı sadeydi, spor ayakkabı giyiyordu, düğün olmayacaktı ve sadece nikah kıyılacaktı. Ardından bir yerde yemek yenecekti. Bir tanecik kız kardeşini bu şekilde evlendirmek istememişti ama ısrarının boşa olduğunu bir süre sonra kendisi de fark etmişti. Sonuçta karşısında Hazan ve Barbaros ikilisi vardı!

Hazan kapının sesi ile aynadan çevirdiği bakışları annesi ve ablası ile birleşti. Annesinin hemen gözleri dolmuştu. Hızlıca gelip kızına sarıldı. Hazan geri çekilince annesinin yüzünü avuçları içine aldı. "Sakın ağlayayım deme!" Annesi konuştuğu anda ağlayacağını bildiği için sadece gülümseyip başını salladı.

Ardından İlkyaz gelip kardeşine sarıldı. "Benden önce evlendiğin için sana kızgınım küçük kardeş. Ama yeğenimi doğurduğun anda seni affedeceğim sanırım."

"Bir an seni teyze yaptığım için de kızacaksın sandım." Hazan gülmeden edemedi. Artık her seferinde ablası ile evde kaldın diyerek eğlenme kaynağı çıkmıştı. İlkyaz çabuk sinirlenmezdi. Sinirlendiğinde de karşı tarafı kokutmaktan ziyade, eğlendirirdi. Bu yüzden Hazan ona takılmaya bayılıyordu.

"Hayır tatlım, yeğenim bana teyze demeyecek. İlkyaz abla diyecek." Hazan bir kahkaha attı ve ablasına sinsi bir bakış attı.

 "Bebeğimle senden daha çok vakit geçireceğim için sana nasıl hitap edeceğine ben karar vereceğim sevgili kardeşim."

"Kızlar, torunumu oyuncak etmeyin elinizde. Hazan çalışıyor, Barbaros çalışıyor. Torunuma ben bakacağım. Yani ben ne istersem onu söyler." Görmüş geçirmiş kadın, sözlerindeki haklılık ile zafer dolu bir gülümseme attı karşı tarafa.

Annelerinin sözleri ile kahkaha atan kızlar yanına gidip sarıldılar. Kapının çalınıp açılması ile bakışlar oraya döndü. "Vakit geldi." Barbaros gözlerini genç kadından alamıyor, dudaklarından mırıltı halinde dökülen sözlerin mırıldanma halinde çıktığını fark etmiyordu.

İlkyaz ile annesi odadan çıktılar. Barbaros ise genç kadının yanına gelip gülümseyen ağzına dudaklarını bastırdı. Elleri direk belini bulunca hafif şiş karnı kendi sıkı karnına yaslandı ve bebeğinin varlığını, orada olduğunu hissetti genç adam. Yavaşça geri çekilip genç kadının yüzüne baktı. "O kadar güzelsin ki. Daha nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum Deniz Kızı." Alnını genç kadının alnına dayadı ve nefesini hissetmeyi arzuladı. İstediğini aldığında ise dudaklarına çarpan nefesi ılık ılık içti. Yaşıyordu, kanlı canlı yanındaydı. Karnında bebekleri, ikisinin bir parçası ve sevdiği kadın. Sadece Barbaros'a aitti işte.

SANDAL +18 (TAMAMLANDI)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora